Bölüm-20

686 35 6
                                    

Fotoğrafda bende olmalıydım. Allahım Laitonun şirinliğine, Ayatonun babasının saçını yolmasına, kanatonun ponçikliyine bakın.

-Kendimi iyi his ediyorum. Okula gidicem.

-Gitmiyceksin. Daha iyileşmedin.

-Ama sıkılıyorum.

-O zaman üzerini kalın olucak.

-Kalın derken?

-Shu gibi hırka, kafana soğuk olmasın diğe şapka, bot, daha o kısa diğil uzun ne diyorsunuzsa hani ayakkabının altından giyerler ya ondan. Ve maske. Ve birde eldiven.

-Ciddimisin?

-Hep olduğum kadar.

-O zaman ben yorganımla sarmaş dolaş olmaya gidiyorum.

-Neden?

-Ne yani? O kadar şeydense, bir seferlik benim üzerime yorganı örtün ve götürün.

-Aslında oda iyi fikir.

-Kafam ayarını kayıp etmeden gitsem iyi olur.

-Ayrıca okulda Kouyla konuşmuycaksın.

-Ben zaten onun fanıydım. Kouğ benim ol diğe burun kanaması geçiriyordum. Her halde Reiji.

-Tamam o söylediğim şey botlar hariç diğerlerini giymene gerek yok. Ama sağlığına dikkat et. Banyodan çıkıp kafan ıslak ıslak soğuk odada oturuyorsun. Olurmu öğle şey.

-Doğru söylüyor Reiji. Olurmu öğle şey Nicky. İe olmaz.

-Yine anormalleşiyor. Kendinle neden konuşuyorsun?

-Çünki içimdeki kendim kendimin kendim olmasına izin vermiyor.

-Sen çoçukken seni götürürken yeremi düşdün?

-Aslında hiç sormadım. Kuzen kuzen uzak dur diyordular ama hatırlamıyorum. Ola bilir. Pst. Sana sır vereyimmi Reiji abi?

-Ne?

-Ben doktorların benden bir şey sakladığını düşünüyorum. Yoksa neden durup dururken bana zıpalama oynama desinler. Belkide şu an bir defa kafam iyi darbe alsa ölürüm? Ne güzel olurdu ya. Tüm ünlüler orda. Görüşürüm.

-Bakalık yapmayı bırak. Sen bırak ölmek hastalanamassın. Neyse aşağı in yemek yiyelim.

Biraz önce saçmaladığıma qayet eminim. Çok kalın bir kazak ve Reijinin söylediği full çoraplardan giyindim. Üzerinede etek. Şu çorapda ammada sıcakmış. Aşağı indim. Hep yapdığım gibi.

-Good morning my brothers!!

-Ne yersin?

-Beyin. Biraz akıllanmak istiyorum. Zombie diğilim.

-Bu gün biraz tuhafsın mız-mız?

-Tuhaf diğilim. Mutsuz gibiyim. Ama diğilim. Mutlu gibiyim ama diğilim.

-Sana hastalığına iyi geldiği için çorba yaptırdım.

-Ne çorbası?

-Bilmiyorum. Şu Amerikalıların tariflerinden.

Önüme gelen yemeğe şaşkınlıkla bakarken Ayato sordu.

-Noldu beğenmedinmi?

-Bu annemin özel tarifi. Gözlerim ağlamak istiyor. Kalbim onaylıyor. Beynim istemiyor. Şimdi Yes tuşunamı basıyım No yamı? Yes!! *Ağlar* Annemi özledim. Onun yemeklerini. Anne!!!

DİABOLİK LOVERS KAYIP SAKAMAKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin