DİABOLİK LOVERS KAYIP SAKAMAKİ

Bölüm-36

İstek üzerine Kou Chiyi öpüyor. Dikkat aşırı romantik Kou ve utançdan kızaran Chi görüceksiniz:-) medyadan başka şarkı türkçe çeviri . 0 saniyeden 2 dakika 9 saniye ye kadar Chi söylüyor düşündüm, ordan sonrada Kou söylüyor gibi. Lütfen lütfen dinleyin. Anlıycaksınız ne demek istediğimi.Tam yazmayı bitirdiğim an buldum. Lütfen dinleyin.

-Bu ne demek ki şimdi?

-Görüceksin.

Kou beni korkutmaya başlıyordu. Ellerimi daha çok sıkıyor, hareket etdiğimde kendine çekiyordu. Kulağıma fısıldadı.

-Neden hep bu dünyada bir taraflı seversin ki?

-Kou bak gerçekden sinirleniyorum.

-Bana Kou demen çok neşelendiriyor beni m-neko-chan.

-Ama Kou ellerimi sıkmayı bıraksan. Acıyor. Acıyor. Bileğimi sıkma. Çizikler yeniden açıla bilir.

Kou beni dinlemiyordu. Daha çok sıkıyordu. Artık acıdan ölüyordum. Ve Kounun parmaklarından kan damlamaya başladı.

-Ah. Baka. Al sana. İşde çizik yeniden kanadı. Of. Yine üniformam kirlenicek.

-Ben temizlerim. Kanaması durur.

-Ne?

Kou ellerimi biraz önceki gibi ağzına yakınlaşdırdı. Kanı içiyordumu desem? Bilemedim. Hepsini diliyle aldı. Ama bitmiyordu. Acıyorduda. Ben...tuhaf his ediyorum...pamuk dudaklar...çok güzel...

-Chi-chan. Acıyormu hâlâ?

-Tabikide mal. Böğle tuhaflaşmayı kesmessen Ayatoyu çağırıcam.

-Lütfen gitme. Sensiz ben çok kötü oluyorum Chi. Uyuyamıyorum. Sürekli kabuslar görüyorum. Lütfen gitme.

-Üzgünüm gitmem gerek. Ellerimi bırak.

Yanından kalkmak istediğim anda kollarımdan aşağı çekdi.

-Gitme...lütfen...

-Ama Kou bırak. Gitmem gerek!! Bırak.

-Gitmiyceksin. Sen benimsin. Hiç kimseye vermem.

Kollarımı sıkdığı anda gözlerimi kapadım. Çünki acıdan kıvrılıyordum.

-A-acıyor. Lütfen. Bırak. A-a-acıyor Kou. Aah. Kou çok kötü. Bırak.

-Gitmiyceksin.

-Ayato!

-Bağırma. Bu anın tadın çıkaralım. Sen ben. Ve kırmızı ay.

-Sen ben ve Ayato olsa daha iyi olucak. Bırak!!

-Önce kollardan başlıyoruz.

Bankdan kalkdı ve sırtımı duvara yasladı. Kollarımda kelepçe gibi Kounun elleri vardı. Bırakmıyordu. Yine ayaklarımıda sabitledi.

-K-korkutuyorsun beni. Kanalizasyon faresi bırak.

-Ama ben sensiz korkuyorum. Sen neden korkuyorsun? Senin yanındayım korkma.

Bunu söylemesiyle kafama bir öpücük kondurdu.

-Böğle davranmayı kes. Sen kimsin ya?

-Şşt. Sakinleş.

İçim tuhaf oluyordu. Benim kafamı öptü. Evde duş almam gerek. Yoksa uyuyamam.

-Senin bu tatlı, sıcak, pembe dudakların. Suratının en güzel parçalarından biri. Soluk tenine renk katıyor.

Bu çoçuk terminator'mü? Hem ellerimi sıkıyor, hem ayaklarımı hemde dudaklarımı okşuyor. Artık utanmaya başlamışdım. İlk defa biri dudaklarıma dokunuyordu.