"Nefesim dediğim kadın...
Hayatıma bir anda girdin. Çocuk gülüşün kalbime sevgi tohumları ekerken, içimde sana karşı koruyucu bir yapı oluştu. Sen sanki her an kırılmaya hazır gibiydin. Seni korumak, kollamak istedim. Sen bundan her zaman nefret ettin biliyorum. Fakat kalbime söz geçiremedim ki ben... Sen, benden bir vebalıymışım gibi kaçıp gittiğin zamanlar da bile ben yine sende dönüp durdum. Tek yolum sen oldun.
Elimde senden gizli çektiğim bir fotoğrafın vardı. Her gece gözlerimi kapatmadan önce ve yine her yeni güne başlamadan önce ona bakıyordum. Bir gün sadece bu fotoğrafa bakmayacağımı, yanımda olacağını hayal ediyor, umut ediyor ve dua ediyordum. Benim senli olmayan ne bir hayalim n de bir duam vardı... Şükürler olsun ki şu an her şeyim senle... Bir ömür de senle olacak inşallah.
Benden kaçtığın zamanlarda bile tek pusulam sendin. Bu dünyada istediğim tek şey sendin. Hayallerimi, rüyalarımı, yüreğimi süsleyen güzel gelinim benim...
Senin başka bir adam için akıttığın her gözyaşı beni günden güne bitiriyordu. İçimde ki öfkeye engel olamıyordum. Hakkım yoktu biliyordum. Ama işte yüreğim bilmiyordu, anlatamıyordum ona... Her gece hayalinle kapanan gözlerim görmemezlikten geliyordu senin başka bir adam için gülüşünü... Şu an bunları yazarken bile içten içe öfkeme engel olamıyorum.
En zoru neydi biliyor musun? Ben senin bana bir kere gülmen için canımı verebilirken sen gülüşlerini hep başka bir adama vermiştin. Ben sana ağlarken, senin yollarını gözlerken sen başka bir adam için ağlayıp, onun yollarını gözlemiştin. Bu beni daha da öfkelendirip, daha çok bilenmeme neden olmuştu. Senin saçının bir teline dokunmaya kıyamazken ben, seni öldürmekle suçladın beni... Bunları seni suçlamak için yazmıyorum. Sadece aramızda ne olduysa, ne bittiyse benim gözümden bakman için yazıyorum.
Benimle zorla evlendiğini bildiğim halde kendimi mutlu olmaktan alıkoyamamıştım. Çünkü beni tanıyacaktın. Benim evimde, benim odamda, benim yatağımda ve benim kollarımda olacaktın. Beni tanıyacak ve belki beni sevecektin. Şükürler olsun ki belki ye yer kalmadan sevdin beni güzelim, açtın kalbini bana.
Zor bir adamım... Fakat emin olabilirsin ki karıcığım senin için en kolay halime büründüm. Beni sev diye, benimle ol diye...
Sana bir peri masalı bahşedemem... Seni bir daha asla üzmeyeceğim de diyemem. Üzeceğimde, kıracağım da, kırılacağım da... Çünkü ben seni kendimden de öte tutuyorum. Kendimle bile paylaşamaz bir haldeydim. Ama tüm bu yaptıklarımı tarif edeceğimden emin olabilirsin. O güzel kalbin benim için mutlulukla atsın diye yapamayacağım bir şey yok bu dünyada.
Karım... Bu kelime ne kadar da yakıştı sana... Tabii bu kelimeye rakip olanlar da var. Mesela kadınım... Benim en sevdiklerim arasında ama en sevdiğim bu değil... En sevdiğim ve sana bu şekilde seslenmek için sabırsızlandığım başka bir hitap var. Çocuğumun annesi... Bir gün sana böyle sesleneceğim hatta birkaç yıl sonra belki çocuklarımın annesi...
Karım, kadınım, çocuğumun annesi...
Kısacası nefesim... Senden başka bir yolum yok. Aldığım nefese kadar sensin.
Seni seviyorum.
Elimde ki mektubu yatağa bırakarak gözümden akan yaşları sildim. Ben bu adamı seviyordum. Her şeyim olmuştu benim. Dün geceden sonra böyle bir mektup beklemiyordum. Çünkü dün gece ikimizde konuşup, sorunlarımızı halletmiştik. Ona, onu sevmeye başladığımı söylemiştim ve sabahında böyle bir mektup bulmak mutluluktan uçmamı sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Yarası
General FictionBazen diller lal olur, tüm bilinenler bir sır olarak kalır. Geçmiş ise tozlu bir sandığa kaldırılarak her şey unutulur. Ya kalpler? Kalpten geçenleri de bu tozlu sandıkta unutmak mümkün müydü? ~ Kalpte yeri olmayanın gönülde yeri olur muydu hiç? O...