"Aklımı başımdan alıyordun..." dedi nefes nefese... "Şimdi ise sadece aklımı başımdan almakla kalmıyorsun, nefesimi kesiyorsun... Senin ağzından bu sözleri duymak için ne kadar bekledim ben biliyor musun?"
Yanaklarım yanmaya başlamıştı. Gözlerim ise dolmaya. Şu an deli gibi kahkaha atmak istesem de gözlerim dolmuş bir halde ona bakıyordum sadece.
"Çok mu beklettim Rıfat seni?"
Tek kaşı ukalaca havalanırken sesinde ki kendini beğenmişlik ile kahkaha atmama engel olamadım. "Fazlasıyla... Bir daha bu kadar bekleyebilir miyim bilmiyorum!"
Hafifçe omuzuna vurdum. "Beklemeyip de ne yapacaksın?"
Dudaklarıma doğru eğildi. "Seveceğim... Hep seveceğim... Ve sevileceğim... Beklemek yok artık kadın! Aklından bu kelimeyi çıkar."
-
Arkadaşlar bölüm bekledğinizi biliyorum ve elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum. Yarısın yazdım, yarısı duruyor... O sebepten bir alıntı paylaşayım dedim bir kaç güne bölümü yayınlkayacağım inş. Biraz daha sabır...
İnstagram hesabım : dilekyelomi takibi unutmayalım :)
Seviliyorsunuz ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Yarası
General FictionBazen diller lal olur, tüm bilinenler bir sır olarak kalır. Geçmiş ise tozlu bir sandığa kaldırılarak her şey unutulur. Ya kalpler? Kalpten geçenleri de bu tozlu sandıkta unutmak mümkün müydü? ~ Kalpte yeri olmayanın gönülde yeri olur muydu hiç? O...