18. Bölüm

6.3K 543 186
                                    

Ekin ayaklarını uzatmış, rahat bir şekilde masasında oturmuş ve kendini işine vermişken; yayınevinden içeri giren Bergüzar Hanım, dosyaları tutmadığı boştaki eliyle basitçe üst katı işaret ederek Ekin'e doğru "Odama, hemen!" deyip merdivenlerden hızlıca çıktı. Birkaç iş arkadaşı yüzlerinde tuhaf bir ifadeyle Ekin'e baktılar. Ekin onların kendisine acıdığını ve 'geçmiş olsun' diyen ifadelerle baktığını, tam olarak kafasını onlara çevirmeden de görebiliyordu. Ağır adımlarla az önce Bergüzar'ın çıkmış olduğu merdivenlerden üst kata çıktı ve derin bir nefes alıp kapıyı tıklattı. "Gel!" sesini duyar duymaz yavaşça kapıyı araladı.

Rahatsız bir halde içeri girdikten sonra direkt Bergüzar'ın masasının önündeki koltuklardan birine oturdu. Bergüzar önündeki gazetenin ön sayfasını direkt tamamen açarak Ekin'in önüne attı. Ekin alnına bir silah dayalıymış gibi titreyerek bi Bergüzar'a, bi gazeteye bakıyordu.

"Bu nedir?" diye sordu Bergüzar ciddi bir sesle. Parmağını gazetenin ön sayfasının sağ alt köşesindeki küçücük kutuya götürdü. Ekin de bakışlarını o tarafa doğru çevirdi.

Gördüğü şey yüzünden gözleri yuvalarında büyüdü. Gazeteyi eline alıp küçük habere ve fotoğrafa daha dikkatli baktı.

Ekin Bir'le beraber Teşvikiye Caddesi'nde el ele yürürken bir fotoğrafları vardı. İkisi de birbirine bakarak neşeyle gülümsüyorlardı. Dün sabaha aitti bu fotoğraf. O anı hatırlıyordu, Ekin Bir'in anlattığı komik bir şeye gülüyordu.

'Edebiyatın Yakışıklı Prensine Yeni Sevgili' diyordu haberin başlığı ufak puntolarla. Haberin bir iki cümlelik içeriğinde de, Ekin Bir'in eski sevgilisinden ayrılır ayrılmaz yeni birini bulmasına değinmişlerdi. Ekin'in kim olduğunu bulamamış olmalılardı ki, o konuda herhangi bir şey yazmamışlardı.

Ekin gazetenin hangi gazete olduğuna bakıp masaya geri bıraktı. Bergüzar deyim yerindeyse bir ejderha gibi gözlerinden alevler fışkırtıyordu.

"Bunun ne demek olduğunu açıklamak ister misin bana?"

"Sanırım açıklayacak bir şey yok Bergüzar Hanım. Karısını aldatırken yakalanmış erkekler misali, size 'göründüğü gibi değil' diye başlayan bir konuşma yapamam."

Bergüzar'ın tek kaşı Ekin'deki cürete hayret eder gibi havalandı. "Ekin Bir'le berabersin yani? Bunu kabul ediyorsun?"

"E—evet?"

Bergüzar bir anda şuh bir kahkaha atarak arkasına yaslandı. Mini etekli güzel bacaklarını sergileyerek bacak bacak üstüne attı.

"Bu hayatımda duyduğum en absürt şey!" dedi abartıyla gözlerini devirerek. Hala bir gülme hali hâkimdi. O güldükçe Ekin daha da sinir oluyordu. Ayrıca neden absürttü ki?

"Böyle şeylerin ne zaman, nasıl olacağı belli olmaz biliyorsunuz ki Bergüzar Hanım. Beni Ekin Bir'le görüşmeye bizzat siz yolladınız."

"Evet, o zamanlar görüştüğü birisi vardı. İşin en ilginç yanlarından biri de bu," derken Bergüzar'ın gözleri bir şeyler ima eder gibiydi. Ekin iyice geriliyordu artık.

"Bakın Bergüzar Hanım. Özel hayatım konusunda size uzun uzun açıklama yapmak mecburiyetinde değilim. Eğer buzdağının sadece görünen kısmına bakarak hakkımda yargıya varabiliyorsanız beni tanımamışsınız demektir. Ben Ekin Bir'le o anlamda görüşmeye başladığımda sevgilisinden ayrıydı."

Bergüzar bir kez daha gözlerini devirdi. Masaya doğru eğilirken "Her şeyi geçiyorum Ekincim, işin en enteresan yanı ne biliyor musun? Adamla bu denli bir yakınlığınız olduğu halde onu Gece Yayınları'na gelmeye ikna edememiş olman. Cazibeni çok da fazla kullanamıyor olmalısın. Ya da ikna kabiliyetin, indirimdeki ürünü ihtiyacı olana satmaya çalışan bir tezgâhtardan bile kötü," dedi.

GÜZEL GÜNLER KULÜBÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin