19. Bölüm

5.7K 529 100
                                    

Ekin Bir, banyodan çıkmış saçlarını kuruluyordu hızlıca. Daha iki saati olmasına ve toplantının Nişantaşı'nda, dibinde yapılacak olmasına rağmen geç kalmayı istemediği için hızlı hareket ediyordu. Çalması için açık bıraktığı playlisti devam etmekteydi. Shape Of My Heart'ı söyleyen Sting'in sesi odayı doldururken, ona güzel bir tınıyla eşlik etti.

Önceden yatağın kenarına hazırlamış olduğu kıyafetleri giymek için bornozunu çıkarıp dolabın kapağına astı. Karşısındaki ayna ve dolap aynasındaki yansımalar sayesinde, çok sık göremediği; sırtının sağ üst tarafındaki küçük puntolarla yazılmış dövmesini gördü. Ardından Ekin'in Adana'daki akşam bu dövmeyi ilk kez görüşü aklına geldi. Gülümsedi.

'Kalp bir bahçe gibidir. Onda mutlaka bir şeyler bitecektir. O halde güzel şeyler ekin ki, güzel şeyler bitsin'

İlk sevişmelerinden sonra yataktan kalktığı sırada ancak görmüştü Ekin bunu. Heyecanla yerinden doğrulup "Senin dövmen varmış!" diyerek bir koala gibi sırtına yapışmıştı. Ardından sesli okumuş ve "Bunu sen mi yazdın?" diye sormuştu.

Ekin Bir her ne kadar ortamlarda egolu bir adam gibi görünse ve öyle olduğuna herkesi inandırsa da, içinde adının geçtiği bir özlü söz üretip onu sırtına dövdürecek biri de değildi. Ki zaten o, bu kadar açık gönüllü bir cümle de kuramazdı. Mevlana'nın bir sözü olduğunu söylemişti Ekin'e orada. Ekin de adeta dövmeye âşık olarak yatağa geri çökmüştü. Sözü daha önceden bilseydi, kendisinin de yaptırmak isteyeceği türden bir şey olduğunu belirtmişti.

Ekin Bir'in onun şuan da yaptırmasıyla bir problemi yoktu. İstiyorsa yaptırabilirdi. Hatta yaptırması hoşuna bile giderdi.

Çünkü Ekin sıradan bir kız arkadaş değildi.

Hatta Ekin; hayatına giren sıradan bir insan da değildi.

O bugüne kadar başına gelen en iyi şeydi. Hayatına giren en değerli insandı.

Evde o yokken nasıl sıkıcıydı şu ev... Bir ay gibi çok kısa bir sürede saçma bir şekilde bağlanıp alışmıştı ona. Normalde hiç böyle birisi değildi. Eğer hayatına bir kadın alıyorsa en az iki üç ay onunla sadece randevulara falan giderdi. Üst üste birkaç gece evinde kalmasına müsaade etmezdi. Aynı şekilde onun evine de gitmezdi. Hatta ilk aylarda geceyi birbirlerinin evlerinde geçirmek gibi durumlar söz konusu dahi olmazdı. Bu dönemler Ekin Bir için gizemliliğini korumaya devam etme dönemleriydi.

Ekin'le beraber tabularını yıkıyordu. Bundan da bir şikâyeti yoktu. Hayatı boyunca hiç dengeli bir adam olamamıştı. Her konuda gelgitli tavırlar sergilemiş, bir gün kızdığı bir şeye ertesi gün güldüğü zamanlar olmuştu. Manyak kişiliğini inkâr etmezdi. O sebepten eskiden yapmadığı şeyleri şimdi yapıyor olmak kendisine ağır gelmiyordu. Alışkındı genel olarak bu hallerine.

Onu gençken fark edememiş olduğuna bir türlü inanamıyordu. Oysaki kaç kez karşılaşmışlardı. Ekin hepsini anlatmıştı. Her baştan tanışışını tek tek hatırlatmıştı. Ekin Bir de her anlattığı yeni karşılaşma anında daha da mahcup hissetmişti. Çok ayıp etmişti Ekin'e bugüne kadar. Ama Ekin kızmıyordu ona. Ekin Bir özür dilediğinde omuz silkip gülümsemişti. "Dikkat çekici biri olmadığımı hep biliyordum ben. Tanımadan beni görmen çok zordu zaten," demişti.

Eğer yirmi beş yaşında onu ilk kez gördüğünde Ekin'le bir şeylere başlamış olsaydı, bugün bambaşka birisi olacağından emindi. Bugünkü Ekin Bir'in kıyısından köşesinden geçemezdi. Fakat yirmi beş yaşındaki Ekin Bir'in, Ekin'in hayatına girmemesi bir açıdan da iyiydi. En azından kendi hayatıyla beraber Ekin'inkini de mahvetmemişti.

GÜZEL GÜNLER KULÜBÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin