Düzenlenmiştir. İyi okumalar
İçinde kalabalık bir şehri barındıran başım, çok kötü ağrıyordu. Ağrı kesiciyi alarak suyla beraber yuttuğumda annem girdi.
"Rüya, iyi misin ?" Başımı olumlu anlamda salladım. "İyiyim anne merak etme." "Hadi kahvaltıya in geç kalacaksın." Günlük kahvaltının ardından evden çıkarken, kendimi gittikçe kötü hissediyordum.
Normale göre biraz geç geldiğimden bizimkiler çoktan toplanmıştı. "Günaydın." Yorgun sesimle konuşmamın ardından gözler bana döndü.
"The Walking Dead fırlaması Rüya' da geldi." Diye dalga geçti. "Ne oldu ?" Dedi Nil kaşlarını çatarak, "Uykusuzum." Diye cevapladım, kızarık gözlerimi.
Gözlerim maviydi ve en ufak bir dokunuşumda bile anında kızarıyordu. Uykusuzluktan dolayı tıpkı uyuşturucu kullanmış gibi gözüktüğümü biliyordum. "Lavaboya gidelim mi ?" Diye sordu Selin.
Onu onaylarak Nil ile beraber kalktığımızda, lavabonun yolunu tutmuştuk. Karşıdan gelen Miray' lar ile gerildim. Emir siyah kapüşonlusunun şapkasını başına geçirmiş, elleri cebinde yavaşça yürüyordu. Bizi görmeleri ile duraksadılar.
Bizde duraksarken "Günaydın kızlar." Diyerek yanımıza geldi Miray. "Günaydın." Diye mırıldandım. Emir kaşlarını çatmış bana bakarken gözlerimi kaçırdım.
"Biraz konuşabilir miyiz ?" Aras' ın Nil'e olan sorusu ile beraber onlara döndüm. Nil garipçe bakarken, bende anlamazca bakıyordum. "Ne oluyor ?" Diye fısıldadım Selin'e.
"Bir boklar oluyor, belli." Dedi bilmişçe." "Yoo." Dedi Nil.
İstemsizce kıkırdarken gözler beni buldu. "Sen iyi misin canım ?" Diye sordu Miray.
Başımı olumlu anlamda salladım. "Önemli." Dedi Aras üstüne basa basa. "Neyse biz gidelim." Dedim Selin' i çekerken. "Biz de gelelim." Dedi Miray arkamızdan.
Birlikte lavaboya giderken Selin konuştu. "Ne konuşacak Nil ve Aras." Yağmur omuzlarını silkti. "Haberimiz yok ki. Bize bir şey demedi." Aynanın karşısına geçip saçlarımı düzeltirken Miray konuştu. "Rüya, sana ne oldu hasta mısın ?" Dedi yüzümü gösterirken. Başımı olumsuz anlamda salladım."
"Uykusuz kaldım ondan."
"Sana biraz yardımcı olayım." Ne yaptığını anlamazken çantasından minik bir makyaj çantası çıkardı. İçinden kapatıcı olduğunu gördüğüm şeyle gelirken açıkladı. "Yanlış anlama gayet güzelsin ama ağlamış ya da madde kullanmış gibi duruyorsun. Hocalar yarım saat soru sorar."
Anladığımı belirtircesine izin verdim. Kısa bir iki dokunuş yaptıktan sonra geri çekildi. "Bu arada yaşamak istiyorsan beden eğitimi kıyafetlerini giy." Diyerek kıkırdadı.
Ah doğru ya bugün beden dersi vardı. Ama ben dolabıma kıyafetleri getirmeyi unutmuştum. Tedirgince ona bakarken Miray halimi anlamış gibi kıkırdadı. "Tamam ben de yedek kıyafetler var. Sana veririm." Minnettarca ona bakarken birlikte soyunma odalarına indik.
Beden dersi onların sınıfı ile ortaktı. Başımı duvara yaslarken gözlerimi kapattım. Miray dolabına gitmişti. Kapının aniden açılmasıyla, irkildim. Emir ile bakışlarımız buluştu.
"Yanlış geldin herhalde. Kızların soyunma odası burası."
"Miray yolladı. Kıyafetlerini unutan sorumsuz biri için." Diyerek sırıttı. Kaşlarımı çattım. Alayla yürürken etrafa baktı. "Hmmm bakayım başkası var mı ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Kolejler
Teen Fictionİnsanların hayatı, bazen küçük, bazense büyük dokunuşlarla alabora olur. Alevlerin içinden yükselen dumanların ardından tertemiz bir sayfa açarak yeni olduğumuz okulda, hayatımız değişmişti. Uzuvlarım her duyguyu son raddesine kadar hissediyordu...