"Özür dilerim, özür dilerim tamam mı?!" Kadının bağırışları evi inletirken, kocası çaresizce baktı gözlerine. Bunca yılın ağırlığını taşıyan gözleri dolmuş, aşık olduğu kadını anlamaya çalışıyordu. "Neden böyle yapıyorsun Melis?" Adamın çaresiz çıkan sesine karşı, kadın ölmek istedi.
Sevdiği adamın kahvelerini doldurmuş ona böylece çaresiz bakması ve her şeye rağmen bir kez bile ondan ayrılmamak istememesi haksızlıktı. Bu adam ona fazlaydı. Özür dilerim Mehmet" Dedi kadın aynı kocası gibi. Bunca zaman, sevdiği kadından uzak durmayan, kokusunu solumdan yaşamayan adam ilk kez konuştu. "Boşanalım Melis." Kocasının soğuk ve ifadesiz çıkan sesi, kadının içinde bir şeyler kopardı. Ama bilmiyordu kocası onu öyle mutlu sanıyordu. Yoksa neden bıraksındı ki. O onu öyle de kabul ederdi.
Karısı bunu o kadar çok söylemişti ki, onun için bunun bir kurtuluş olduğunu düşünüyordu. Kadın ağlamaktan kızarmış mavi gözlerini kocasına çevirdi. Ama kocasının gözleri yerdeydi. Yavaşça başını sallarken, yukarı çıktı. Odasına girmesiyle yavaşça yere çöktü. Sessizce ağlarken mecbur olduğu hayatı düşündü kim düşünürdü ki, bir zamanlar dizlerinde uyuttuğu adamı bırakacağını.
Ama yapamazdı. Sevdiği adamdan boşanıp, o adama gidemezdi. Eğer boşanırsa her şey biz zorunluluk haline gelirdi. Gerçi hala öyleydi. Zamanın nasıl aktığını bilmediği dakikalarda yavaşça kapıyı açtı, yavaşça aşağı inerken kimse var mı diye de kontrol ediyordu.
Kocasının yaşı ilerlemesine hala sıkça olan kumral saçlarına baktı. Koltukta geriye doğru yaslanmış uyuyordu. Rahatsız olduğu her halinden belliydi. Yeni kurumuş olan gözyaşlarını yeniden akmaya başladı. Yavaşça koltuğa yaklaştı. Sevdiği adamın başını dizlerine koyarken, adam hiç duraksamadan yerleşti o dizlere.
Elini saçlarının arasına daldırırken, kadın son kez kokladı o deniz kokusunu. Başına öpücük kondururken başını koltuğun koluna yasladı kocasının. Anında homurdanan kocası ile acı bir gülümseme belirdi yüzünde. Bu adam ne güzel sevmişti onu. Yeniden yukarı çıkarken son kez baktı yakışıklı yüzüne.
Kızının odasına girerken, onun da kendisi gibi ağlamaktan uyumuş olduğunu gördü. Onların mutlu olmasını istiyordu. Hepsinin mutlu olmasını istiyordu. Kızının kızıl saçlarını öperek beyaz tenine baktı.
Onun için güzel dualar etti. Odasından çıkmadan önce masasından kağıt ve kalem aldı. Yeniden odasına giderken, yazacaklarını aklında sıralamaya başlamıştı bile. Asla başka bir adamın olarak ölemezdi. O Mehmet'e aitti. Yatağa otururken, altına yazabileceği bir kitap aldı ve başladı.
Mehmet
Öncelikle her şey yüzünden özür dilerim. Seni ve çocuklarımı her şeyden çok, herkesten çok bilmeni isterim. Seni her zaman sevdim. Bir gülün kökleri, toprağa nasıl bağlıysa bende sana o kadar bağlıyım. Beni senden koparıp almalarına izin vermedim sevgilim. Solup yine sana karışmayı seçtim. Seni asla aldatmadım benim kalbim sana ait Polat. Seni aşık olduğum gün kadar sevmiyorum. Seni ondan çok daha fazla seviyorum. Bana çok kızacağını, sonra da bana kızdığın için kendine kızacağını çok iyi biliyorum. Ama sen kendine kızma. Kızarsan benim canım acır. Emir'e dikkat et sevgilim. Rüya onun evleneceği kız. Bunu çok biliyorum.
Sen bunu okurken hayatta olmayacağımı çok iyi biliyorum. O yüzden beni asla başka birisine ait bilmeni istemiyorum Mehmet. Hepsi onun suçu. Eğer bunu yapmazsam onunla evlenmek zorunda olurum. Ama onun oğlunun da kendi oğlunun hayatını karartmasına izin verme. Hepsi sizi korumak içindi. Senin gücün tabii ki yeterdi ama bu kez hepimizin sonu kötü biterdi. Özür dilerim sevgilim seni çok seviyorum. Melisa'ya da dikkat et. Ben olmadığımda çocuklarımızı çok daha iyi korursun. Halit Akgül'den.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Kolejler
أدب المراهقينİnsanların hayatı, bazen küçük, bazense büyük dokunuşlarla alabora olur. Alevlerin içinden yükselen dumanların ardından tertemiz bir sayfa açarak yeni olduğumuz okulda, hayatımız değişmişti. Uzuvlarım her duyguyu son raddesine kadar hissediyordu...