28. Bölüm

12.3K 455 440
                                    

Düzenlenmiştir. İyi okumalar.

Yavaş ama emin adımlarla Yağız'ın yanına ilerlerken delici bakışları üstümdeydi. Kızarmış ve sinirli gözlerle yanına geldim. "Sen ne yaptığını zannediyorsun?!" Bağırışımla beraber göğsüne hızla vurdum. Bileklerimi yakalarken ellerimi kendime çekmeye çalıştım.

"Ne yapıyormuşum?" Alayla konuşması sinirlerimi arttırırken kendimi geri çekmeyi başarmıştım. "Bana zarar veren insanları şikayet etmezsem olmazdı." Derken dudaklarını büzmüş alaycı sesinden ödün vermeden sözlerini tamamlamıştı. 

"O zaman benden neden şikayetçi olmadın?!" Bağırmamla beraber elini ağzıma kapattı.

"Şş bir şey oldu sanacaklar." Onun elini üzerimden çekerken akan gözyaşımı hızla sildim. "Bir şey olmuyor mu zaten ?!" Beni kolumdan tutarak arabaya çektiğinde elinde çırpınmaya başladım. "Bırak beni Yağız!" 

"Tamam Rüya bir şey yapmıyorum sakin ol!" O da benim gibi sesini yükselttiğinde polislerin dikkatini çekmiştik.

Kaşlarını çatmış ve bize dik dik bakan polisleri görmezden gelerek daha alçak bir sesle konuştum. "Arkadaşlarım içeride ama ben neden dışarıdayım?" "Çünkü sen bana bir şey yapmadın." Rahatlıkla konuşan ağzına yumruğu indirmek istiyordum. Sabrım iyice taşarken 

"Miray ve Melisa'da bir şey yapmamıştı." Dişlerimi gıcırdattığımda güldü. "Biri Emir'in kardeşi diğeri o delinin sevgilisi."

"Bende Emir'in sevgilisiyim!" "Doğru yolu bulacağına inanıyorum" 

Hâlâ rahatça alaylı olabiliyordu. Yüksek sesimle beraber iki polis yanımıza geldi. "Bir sorun var mı gençler?" 

Ben konuşmazken Yağız o iki polisi postalamıştı. Hiçbir şey söylemeden arkamı döndüm ve en yakın taksi durağına bularak eve gittim. Üzerimi bile değiştirmeden yatağa girdiğimde hıçkırarak ağlıyordum. Cidden neden bir günümüzde mutlu bitmiyordu?

Bahçede hep beraber oturduğumuz dakikalarda kimseden ses çıkmıyordu. Yeni gelmişlerdi ve bitkin gözüküyorlardı. Hiçbir şey söyleyemiyordum. Kıyafetlerimi bile henüz değişmemiştim. "Kardeşim biz gidelim." Pamir omzunda uyuyakalan Miray'ı kucaklarken Emir başını salladı. "Abi bende çıkıyorum."

Melisa'nın yorgun sesiyle Emir bir kez daha hiçbir şey söylemeden başını salladı. Sonunda bahçede ikimiz kaldığımızda birkaç dakika boyunca durduk. Emir ani bir manevra ile beni kendine çekti ve dudaklarıma yapıştı. Hareketsiz kalan dudaklarım aynı saniyeler içinde su bulmuş gibi hareket etmeye başladı.

Nefessiz kaldığım dakikalar da Emir, zor da olsa benden ayrıldı. "Ölüyordum Rüya." Acı çeker ifadesi ile konuşmaya devam etti. "Aklıma o kadar şey geldi ki." Dedikten sonra yeniden dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Yeniden dudaklarımız ayrıldıktan sonra sıkıca bana sarıldı.

Bende ona sarılırken gözlerimi sıkıca yumdum. "Nasıl çıkmayı başardın?"

"Babam halletti." Dediğinde başımı salladım. Ellerini bacaklarımın altından geçirdikten sonra beni kucakladı. Ona izin vererek başımı boyun girintisine soktum. Odaya ilerlediğimizi tahmin ederken huzurlu bir uyku için gözlerimi kapatmıştım.

Yağız'dan:

Babam arıyor... 

Telefonu meşgule atarken, şırıngayı koluma sapladım. Gözlerimi kapatıp, koltukta geriye doğru yaslandım ve kendime gelmeyi bekledim. Telefonum bir kez daha titrerken yavaş hareketlerle aramayı cevapladım.

Düşman KolejlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin