27. Bölüm

10.6K 421 87
                                    

İzmir. Kimimizin acısını dindirecek kimimizin de yaralarını yeniden, kanatacağını bildiğim şehir. Buraya geleli yaklaşık iki saat olmuştu ve ben arabada uyuduğum için uykum yoktu. 

Ama Emir ben bırakmamış, uyuyacağını söyleyerek yatakta tutuyordu. Elimde telefonum dizi izlerken, Emir'de bana sarılmış başını boynuma gömmüş bir şekilde uyuyordu.

Sonunda dizi bittiğinde Emir'i dürtmeye başladım. "Emir, Emir, Emir." Emir beni takmazken sıkıntıyla kollarından kurtulmaya çalıştım. Ama tabi ki buna izin vermedi. "Rahat dur Rüya." Mırıldanırken ile gözlerini hafifçe açmış, ve beni mümkünü varmış gibi kendine daha çok çekmişti. "Acıktım ben. "

Birkaç saniye tepkisiz kalsa da sonra uyanmıştı. "Evde ne var bilmiyorum." Başımı salladım ve yataktan kalktım.

O da banyo olduğunu bildiğim yere giderken, aşağıya indim. Melisa'nın da uyuduğunu bildiğimden sessiz oldum. Dolaba gittiğimde, tarihi geçmiş ürünlerden başka bir şey olmadığını gördüm. Sıkıntıyla bir nefes verdim ve kendime bir bardak su doldurdum. Ben suyumu bitirdiğimde Emir'de inmişti. O da benim içtiğim bardağa, su doldururken konuştu. "Eee işe yarar bir şeyler var mı?"

Suyu kafasına diklerken kafamı iki yana olumsuz bir şekilde salladım. "Tarihleri geçmiş." Dediğimde yaslandığı tezgahtan doğruldu. "O zaman sen hazırlan bir şeyler almaya gideriz." Başımı olumlu anlamda salladım. İndiğim merdivenleri yukarı tırmanırken, aklıma Miray'ı aramak gelmişti. Onlarda buraya yakın bir yerdelerdi. Bunu biliyordum çünkü eve gelirken, Emir yazın hep buraya geldiklerinden ailelerin burada bir yazlığı olduğunu ve birbirine yakın olduklarını söylemişti.

Bavuldan üstüme yazlık, boyundan bağlamalı ve uzun bir elbise çıkardıktan sonra ona uygun beyaz spor ayakkabılarımı da çıkardım. Üstümü giyindikten sonra saçlarımı taradım ve kısaca makyajımı yaptım. Sırt çantamı da alarak aşağıya indiğimde, Emir de aşağıda giyinmiş olmalıydı. Bana döndüğünde üstümü yavaş yavaş süzdü ve kaşları çatıldı. Sıkıntıyla nefes verirken konuştu.

"Güzelim onun üst kısmı bir açık değil mi?" Dudaklarımı büzerek "Yoo." Yanıma gelerek saçlarımı geriye attı. Kulağıma yaklaşarak şakağıma ıslak bir öpücük kondurdu. F

Kısa bir süre içinde markete geldiğimizde Miray ile konuşmayı unuttuğum aklıma geldi. Onunla daha sonra görüşebileceğimizi düşünürken beraber içeri girdik. Emir'in eli belimde reyonları dolaşırken, sıkılmış gözüküyordu. "Artık alıp gitsek olmaz mı?" Bıkkınlık ile konuşması ile beraber bakışlarımı ona çevirdim.

Sıkılmasını anlayabiliyordum ben bile sıkılmıştım ama Melisa ne yer bilmiyordum ve Emir'de pek yardımcı olmuyordu. "Emir Melisa için ne alacağız?"

 Sorduğum soruyla beraber birkaç saniye düşündü ve konuştu. "Kahvaltı için pastaneden bir şeyler alırız. Biz kola ıvır zıvır falan alalım. Akşam içinde dışarıdan söyleriz. Yarın ikinizi getiririm." Dediğinde mantıklı geldiği için başımı olumluca salladım.

Abur cubur yiyecekler ile beraber, içecek bir şeyler de aldıktan sonra, pastaneye gitmek için yeniden arabaya binmiştik. Melisa uyanmadan önce eve gitsek iyi olacaktı. Pastaneye geldiğimizde Emir arabadan inmiş ve yaklaşık on dakika sonra da elinde poşetlerle geri dönmüştü. Sonunda eve ulaştığımızda Melisa'yı bahçede bulunan salıncakta sallanırken bulmuştuk.

"Günaydın." Melisa bizi gördüğünde elindeki telefondan başını kaldırdı ve tebessüm etti. En azından sağlıklı görünüyordu. "Günaydın neredeydiniz?" Emir poşetleri içeri taşırken yanına oturdum ve cevapladım. "Kahvaltılık bir şeyler almaya gitmiştik. Ama ne yiyeceğini bilmediğimden, Emir bugünlük pastaneden bir şeyler aldı. Yarın beraber bakmaya gideriz." Olumlu anlamda başını sallarken kalktım ve mutfağa ilerledim.

Düşman KolejlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin