İyi okumalar.
Miray'dan:
"Şimdi bana sor bir daha gelir miyim?"
"Başka güneş altında erir miyim?"
"Çünkü hep üzüldüm en sonunda."
"Hep ben ağladım."
"Bana bir sor gelir miyim?"
Ağzımda mırıldandığım şarkı ile beraber pencereden dışarıyı izliyordum.
Belki gelir diye. Tekrardan gelir miyim dediğimde odaya dalan Burak nah gelirim demişti. Gözlerimi devirirken "Naber kız?" Diyerek odama girdi.
"Bok gibi." Derken bende omuzlarımı silkmiştim. "O zaman kalkıp ışıldama vakti." Diyerek alıntı yaptığında bir kez daha gözlerimi devirdim. "Cidden hiç modumda değilim Burak sonra konuşalım." Başımı dizlerime gömdüm. "Tamam ben seni moda sokacağım, hadi kalk." Derken kolumdan tutmuş ve oturduğum yerden kaldırmıştı.
Bıkkınlıkla soludum. Bunu anlayarak açıkladı. "Hadi Miray, süsleniyor musun ne yaparsan yap, seni sevdiceğine kavuşturacağım." Dediğinde hızlı bir manevra ile ona baktım.
"Derken?" "Sabah oldu erken." Deyip kahkaha attığında yüzümü buruşturdum.
"Zevzeklik etme Burak."
"Tamam kanka tamam, Emir Pamir'i ikna etmiş sanırım." Dediğinde hızla sordum. "Ne için?"
"Siz konuşun falan diye herhalde, hadi hazırlan." Konuşmamız bittiğinde Emir'i arayıp bin kere falan teşekkür etmiştim. Sonunda, telefonu yüzüme kapattığında hızlıca hazırlanmaya başlamıştım.Pamir için süslenmeme gerek yoktu. O beni her halimle görmüştü. İşim bittiğinde, telefonumu elime aldım ve kilidi açtım.
Parmaklarım Pamir'in adını bulduğunda dudağımı ısırarak bir süre bekledim. Onunla konuşursam ağlardım. O yüzden, mesaj atmayı tercih ettim.
Gönderilen: Pamir
Hazırım. Nereye gelmem gerekiyor?
Birkaç dakika içinde cevap gelmişti.
Gönderen: Pamir
Ben seni alırım.
Yüzümde saçma bir gülümseme oluşurken, aşağıya indim ve Pamir'i beklemeye başladım. On dakika kadar geçmişti ki, kapım çalındı. Yavaşça kapıya gittiğimde sanki ilk kez görüşecekmişiz gibi heyecanlanmıştım. Kapıyı da yavaş hareketler ile beraber açtığımda, yorgun gözler ile bana bakan Pamir'le karşılaştım. Yüzümde hafif bir tebessüm oluşurken, onun da beni özlediğini anlayabiliyordum.
Sessizce "Hoş geldin." Dediğimde bitkin bir sesle "Hoşbuldum." Demişti.
"İçeri mi geçeceğiz yoksa, dışarı mı çıkacağız?" Diye sorduğumda kafası ile dışarıyı işaret etti.
Başımı olumlu anlamda salladım ve çantamı alarak dışarı çıktım. Pamir arabasına yaslanmış, sigara içerken kapıyı kilitledim. Ben arabaya ilerlerken, o da sigarasını yere atmış ve üstüne basmıştı. Ön koltuğa yerleşirken, arabayı çalıştırmıştı. Yavaş bir şekilde boş yolda ilerlerken ona bakmaya korkuyordum. Çünkü ağlayacağımı biliyordum. Kısa bir araba yolculuğunun sonunda yeşillik bir parkta durduğumuzda hafifçe gülümsedim. Arabadan inerken yan yana ilerlemeye başladık. İster istemez bu garip gelirken, gözlerim dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Kolejler
Ficção Adolescenteİnsanların hayatı, bazen küçük, bazense büyük dokunuşlarla alabora olur. Alevlerin içinden yükselen dumanların ardından tertemiz bir sayfa açarak yeni olduğumuz okulda, hayatımız değişmişti. Uzuvlarım her duyguyu son raddesine kadar hissediyordu...