Kalbim dehşet hızla atarken, Emir dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı. Dudaklarımı es geçerek gamzemin üstüne bir öpücük kondurduğunda, nefes alışverişlerim hızlandı. "İçindeki cesur kızı istiyorum Rüya." Yutkunarak ona baktığımda o da geri çekildi. "Selaam." Aniden aramıza dalan Miray'la kısa çaplı bir kalp krizi geçirsem de bende gülümseyerek omzuma attığı kolunun üstüne elimi koydum.
"Nasılsın?"
"İyiyim, süperim, bomba gibiyim." Parmaklarını açmış sayar gibi yaptıktan sonra unutmuş gibi elini hızla havada salladı. "He bir de harikayım." Onun bu haline gülerken Emir ayaklandı. Karşımıza dikilip, kolundaki siyah dijital saate baktı. "Hadi bakalım Miray, seni eve bırakalım." Miray, dudaklarını büzerek bana döndü daha sonra yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Yarın görüşürüz bebek." Dedikten sonra Emir'in koluna girdi. İçtenlikle gülümserken Emir başını salladı ve ikisi beraber salona geri döndüler. Onları kıskanmıyordum çünkü o ikisi Ayberk, Caner ve ben gibiydi. Birkaç dakika dakika oturduktan sonra bende içeri döndüm ve bizimkilerle yeniden sohbete daldım.
✴
Üstümü giyerken hâlâ neden okula gittiğimi sorguluyordum. Miray mesaj atmıştı. Bugün okuldan kaçacaktık ve gezecektik. İçi boş olan okul çantamı da takarken telefonumu aldım. Aşağıya indiğimde annem ve babamı tartışırken buldum. "Hayır, Rüya'yı okuldan almayacağız. Kız henüz yeni alıştı okuluna. Ortak olmamız illa çocuğumuzun onların okuluna gideceği anlamına gelmiyor."
Annem konuşurken olayı anladım ve merdivenin son basamağına indim. "Anne." Annemin bakışları bana dönerken yine de sorunu sorma gereği duydum. "Neden kavga ediyorsunuz?" Annem gülümseyerek "Kavga etmiyoruz canım." Dese de babam "Senin Demirel Koleji'ne gitmeni istiyorum Rüya."
Babamın dedikleriyle sakin olmaya ve saygısızlık yapmamaya çalıştım. Sonuçta o bir büyüktü. Ayrıca benim babamdı. "Babacım okuluma henüz yeni alıştım zaten Yağız ve ailesi ile de yeterince görüşmüyor muyuz zaten?" Dediğimde "Şimdi okuluna git Rüya bu konuyu konuşacağız zaten." Dediğinde başımı salladım ve ayakkabılarımı giyerek dışarı çıktım. Ağlama isteğimle dolup taşıyordum. Ailem bana sormadan kararlar alıyordu.
Oysa ki benimle ilgili bir şey de ilk benim fikrim alınır, diğer görüşler sunulurdu. Ama benim istediğim olurdu. Neyin değiştiğini gerçekten merak ediyordum. Okul kapısından girerken yüzüme mutluluk gülücükleri kondurdum.
Bizimkilerin geç geleceğini bildiğimden sınıfa çıktım. Sınıfta en fazla dört kişi varken hepsi uyukluyordu. Bende sırama geçtim ve kulaklıklarımı taktıktan sonra başımı sıraya koydum ve yoldan beri ağırlık yapan gözyaşlarımı akıtmaya başladım. Babamın davranışları gerçekten ağrıma gitmişti. Kulaklığımın tekinin aniden çıkarılmasıyla gözlerimi açarak yanıma baktım. Emir, siyah kulaklığımı elinde döndürürken kamuflaj ceketiyle fazla yakışıklı duruyordu.
Kaşlarımı çatarak ona bakarken açık saçlarım yüzümün yarısını örtüyordu. Bana doğru eğildi ve kulağıma yaklaştı. Bu hareketi çok sık yapıyordu ve kalbim aniden hızlanıyordu. "Neden ağlıyorsun güzelim?" Şaşkınlıkla dudaklarım aralanırken başını sıramın üstüne yakın bir yerlere koydu.
Hızla "Ağlamıyorum." Dediğimde gözlerindeki alayı görebilmiştim. Fısıldayarak "Tırnaklarını pantolonuna sürtüyorsun. Ayrıca son ses şarkı dinliyorsun." Şaşkınlıkla kalırken devam etti "Sen hiçbir zaman son ses şarkı dinlemezsin." Dediğinde gözyaşlarımı örten saçlarımı geriye aldı. Ben öylece kalırken başımı kaldırdım ve diğer tarafa döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Kolejler
Teen Fictionİnsanların hayatı, bazen küçük, bazense büyük dokunuşlarla alabora olur. Alevlerin içinden yükselen dumanların ardından tertemiz bir sayfa açarak yeni olduğumuz okulda, hayatımız değişmişti. Uzuvlarım her duyguyu son raddesine kadar hissediyordu...