20. Bölüm

15.2K 558 197
                                    

Düzenlenmiştir. İyi okumalar.

Sanırım tam şuan da, Emir ve benim duygularımın resmiyete döküldüğü andı.

Ustaca beni öperken,bende karşılık veriyordum. Kısık bakan gözlerim ile onu izliyordum.

Nefesim yetmezken Emir hafifçe geri çekildi ve dudaklarımızı ayırdı. Onun da gözleri aralanırken, "Siktir." Diyerek mırıldandığını duydum. Ardından nefes alabildiğim o kısacık zaman diliminde gözlerini kapatarak, yeniden dudaklarımızı birleştirdi. Sonunda yeniden geri çekildiğinde gözleri koyulaşmıştı.

"Rüya." Diye fısıldadığında "Efendim." Diyebilmiştim, "Uyuyalım mı?"

Masum bir çocuk gibi sorduğu soruya başımı sallayarak onayladım. Koltuk altlarımdan tutararak beni kaldırdığında yükümü aldı ve beni kucakladı. Uykum, saklandığı yerden meydana çıkarken başımı boynuna soktum ve uykuya dalmayı bekledim.

*

Çalan telefonun kapanmasını beklerken, rahatsızca kıpırdandım. Keskin bir ayak sesi gelirken, telefonunda açıldığına dair sesi duydum. "Ne var lan?" Kısık sesli küfür duyarken Emir'in ayak seslerini yeniden duydum ve kapı kapandı.

Bende gözlerimi aralarken, çoktan ayılmıştım. Emir'in sesini ve ettiği küfürleri hala duyabiliyordum.

Ayaklarımı sürerek ayağa kalktım ve kapısı açık banyoya ilerledim. İşlerimi halletikten sonra Emir'i bulmak için odadan çıktım. Koltuğa oturmuş sigarasını yakarken gördüm.

Koltukta geriye doğru yaslanırken, "Yanıma gel güzelim." Dedi, şaşkınlıkla yanına giderken beni nasıl gördüğünü düşündüm. Ayaklarımı sürerek yanına ilerlediğimde kolunun altında bana yer açtı.

Oraya yerleşirken, Emir kafasını çevirdi ve sigara dumanını diğer tarafa üfledi. Bu hareketi gülümsememe sebep olurken, yeni yakmış olduğu sigarayı söndürdü. Bağdaş kurup oturduğumda, ani bir hareketle dizime devrildi. Şaşkınlıkla kalırken o gözlerini kapatmıştı.

"Başım çatlıyor." Mırıldanmasıyla beraber, bir an ellerimi saçlarına daldırıp yavaşça okşayacağımı düşünmüştüm.

"Rüya." Diye mırıldandığında "He?" Diyerek sorar bir biçimde konuştum. Kısık sesli gülüşünü duyarken, utançla dudağımı ısırdım.

He nedir kızım ya? "Saçlarımı okşar mısın?" Dediğinde az önce ki düşüncelerimi okuyup okumadığını düşündüm.

Canıma minnet, yavaşça elimi saçlarının arasına daldırdım. Yumuşak ve bir erkeğe yakışır uzunluktaki saçları onları hareketlendirmem ile şampuanı kokusu etrafa yayıldı.

" Bir kere ben on yaşındayken annem ve babam çok büyük bir kavga etmişti." Ellerim saçlarının arasında donakalırken "Devam et." Diye mırıldandı.

Devam ederken o da anlatmaya yeniden başladı. "Ben o zaman oyun oynuyordum. Eve geri döndüğümde ikisinin bağırış seslerini duydum. Üstüm top oynamaktan çamur olmuştu annem eve çamurlu girmemden hoşlanmazdı, ve düştüğüm için dizim kanıyordu. Sonra ikisi kavga ederken içeri girdim. İkisi de beni kendi seslerinden duymazken merdivenlerin başında onları izlerken ağlayan Melisa'yı gördüm."

Kaşlarım çatılırken elimin hareketi yine durmuştu. Melisa kimdi?

"Kız kardeşim." Diye mırıldandığında şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Bir kardeşimi vardı? Saçlarını okşamaya devam ederken kaldığı yerden yeniden başlamıştı.

Düşman KolejlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin