Düşman Kolejler

10. Bölüm

Düzenlenmiştir. İyi okumalar.

Miray'dan:

Yağmurun bana hissettirdiklerini seviyordum. Kasvetli ve kötü olarak adlandırılan şeylerin değerini bilmek hoşuma gidiyordu.

Sanırım bu benim kaderimdi.

Aynadaki görüntüme onay vermem ile beraber yavaş yavaş yürüyerek okulun yolunu tuttum. Tatile girmemize kısa bir zaman kaldığı için okul biraz rahat bırakıyordu.

Okul bahçesinden içeri girerken duyduğum abartı kahkaha ile beraber oraya döndüm. Kızıl saçlı bir kız Caner' le beraber samimi bir şekilde içeri girerken onları görmemezlikten gelerek, banka oturdum ve Yağmur' a mesaj attım.

Karşıma oturan ikiliyi gördüğümde istemsizce gıcık olsam da derince bir nefes verdim ve Yağmur' u beklemeye başladım. Yağmur' un nefes nefese geldiğini gördüğümde kaşlarımı çattım. "Niye nefes nefesesin kızım ? Astım değil misin ?" Diye kızdım. Birlikte oturup, bana komik şeylerden gösterirken istemsizce kahkaha atıyordum.

"Ses kirliliği." Kaşlarımı çatarak Caner' e baktığımda, bana baktığını görmüştüm.

"Kulaklarını tıka o zaman." Diye sertçe konuştum. Yağmur' un "Benim kızımm." Diye fısıldadığını duymuştum. Onu da alarak bahçeyi terk ettim.

Rüya' dan :

Alarmımı kurduğum için olduğundan biraz geç kalmıştım. Üstüme serbest, kalın kıyafetler giyerek hızlıca okula geldim. Oyalanmadan sırama geçtim.

"Günaydın gençler." Dedi içeri giren okul müdürümüz. "Dersimiz Tarih' ti. "Dönem sonu seminerleri için okulumuzda ki birçok öğretmen derslere giremeyecek. Bu yüzden öğleden sonra okul olmayacak. Sizden ricam öğleye kadar sorun çıkarmadan okul sınırları içerisinde olmanız." Onu onaylarken bu habere sevinmiştim.

Bazı öğrenciler bahçeye, bazıları spor salonuna inerken biz sınıfta kalmaya karar vermiştik. Bu enerjiyi nereden buluyorlardı yahu. Nil arka sıraya geçip uyku modunu aldığında, sınıftaki Buse'yle el kızartmaca oynuyorduk.

Şakasına falan oynuyorduk ama şaka ayağına indiriyordu. Kaşlarımı çatarak kızaran ellerime baktım. Sınıfa giren Miray' lar ile beraber oynamayı kesmiştik. Emir kızaran ellerime kaşlarını çatmış bakarken, hepimiz toplanmıştık.

"Lavaboya gidip geliyorum." Diye mırıldanarak tek başıma çıktım. Suyu açtığımda kapı aniden açıldı. İçeri giren Emir, yanıma geldi. "Salak olduğuna dair teorilerimi kanıtlamaya kararlısın galiba." Diye homurdanırken ellerimi suyun altına sokmuştu.

"Ne diyorsun ya ?" Bir şey demeden devam ederken kapı yeniden açılmıştı. Korkuyla oraya bakarken içeri giren Miray' dı. Kafası karışmış ve şaşırmış bir şekilde bakarken Emir' e baktı. "Karıştırdın herhalde ?" Tek kaşını kaldırmış bakarken Emir alayla "Aaa karıştırmışım." Dedi.

Miray sırıtırken devam etti. "Neyse. Öğleden sonra bizde film izleyelim diyoruz. Tam film izleme havası değil mi ?"

"Bilmem." Diye mırıldandım. Ellerimi çıkarmadığım montumun cebine sokarken. "Diğerleri ne diyor ?" Diye ekledim. Eliyle onaylayan bir işaret yaptığında başımı olumlu anlamda salladım.

*

Sonunda öğle molası geldiğinde, okuldan çıkmıştık. İçimizde Aras ve Emir araba kullanıyordu. Emir' le bir yerlere gitmek artık alışkanlık haline gelmişti. Bu yüzden o demeden onun arabasına binerken, hoşuna gitmiş olmalı ki göz kırptı. Miray, ben, Emir onun arabasında yola çıkarken, evinin fazla uzakta olmadığını farketmiştik.