Serra'nın dilinden
lanet olsun! bu kim! birisi beni öpüp duruyordu. gözlerimi açtım.
Justin:sürpriz!!
ben:aman tanrım! ama sen eve...
Justin:eve gittim. herşey yolunda. herkes iyi. seni özledim ve geldim. akşam yemeği davetin hala geçerli mi?
ben:(boynuna atıldım)saçmalama tabii ki geçerli.
Justin;:(gülümsedi ve minik bir öpücük verdi) güzel. sen burda üşümedin mi? kapat şu kilmayı.
ben:(kumandadan kapattım) bak işte kapattım.
Justin:afferin bebeğime. uslu kızı oynuyor.
yataktan kalktım. Justin sandalyenin üzerinde olan kadife üzerinde pembe cupcakeler olan gece mavisi sabahlığımı uzattı. giyindim. beraber asansöre bindik.
aşağı indik. mutfağa girdik. buzdolabını açtım.
ben:önceden haber verseydin alışverişe çıkardım. dolapta hiçbir şey yok.
Justin:o zaman alışverişe çıkalım.
ben:ciddi misin?
Justin:neden olmasın? erkek arkadaşınla alışverişe çıkıcaksın. bu anormal bir şey değil Serra.
Serra:tmm ama bozmasaydın iyiydi. gülüştük. evden çıktık. garaja girdik. arabasına bindik. evden çıktık. biraz sonra alışveriş merkezine gelmiştik. Justin arabayı park ettikten sonra indik. bir alışveriş arabası aldık ve başladık alışverişe....
kasaya geldiğimizde bir değil iki alışveriş arabası vardı. ben poşetlemeye giriştim. Justin ise alışveriş arabasındaki malzemeleri kasaya koymaya başladı. yaklaşık on beş dakika sonra kasadaki işimiz bitti ve arabaya doğru yürümeye başladık. poşetleri bagaja yerleştirdikten sonra arabaya bindik. eve giderken
ben:Justin sence de fazla alışveriş yapmadık mı?
Justin:bebeğim ben o kadar çok yerim ki bu aldıklarımız bize bir hafta dayanır.
ben:peki söyle bakalım hangi yemekleri seversin?
Justin:benim sevdiğim yemekleri kimse kolay kolay yapamaz.
ben:belki ben yapabilirim.
Justin:boşver. sende diğer kızlar gibi makarna pişir. ben onu da yerim.
ben:ben diğer kızlar gibi miyim yani?
Justin:hayır. sen benimsin. diğer kızlardan değilsin ama ne biliyim yani. kızlar genellikle makarna pişiriyor.
ben:sen bana sevdiğin bir kaç yemeği söyler misin?
Justin:yapabileğini sanmıyorum.
ben:beni hafife alma Justin.
Justin:uuuvvv! kızım iddaalıymış. gel senle bir iddaaya girelim. yemeği yapabilirsen senin istediğin bir şeyi yaparız. eğer yemeği yapamazsan ya da tadı kötü olursa benim istediğim bir şeyi yaparız.
ben:ama sen yemeğe kusur bulup hile yaparsın.
Justin:bir tane de restorandan sipariş ederiz. tadları benzerse sen kazanırsın. alakası yoksa ben kazanırım.
ben:anlaştık.
Justin (gülümsedi)güzel. yapacağın yemek kekikli sebzeli BURRİTO.
ben:(gözlerimi kocaman açtım)NE! MEKSİKA YEMEĞİ Mİ İSTİYORSUN?
Justin:aynen öyle bebeğim.
ben:bir kere denemiştim ama...
Justin:ama ne?
ben:yemeği yakmıştım.
Justin (kahkahalarla güldü)bence şimdiden pes et. hem bana da rezil olmazsın.
ben:asla! o yemeği yapıcam Justin! sende parmaklarını yiyiceksin.
Justin:sen korumalarına söyle bi ambulans çağırsınlar. ne olur ne olmaz.
darılmıştım. somurttum. ellerimi göğsümün altında bağladım. yüzümü cama çevirdim. biraz sonra eve gelmiştik. garaja girdik. arabayı park etti. yüzüme bakıyordu. bende cama.
Justin:Serra noldu bebeğim?
ben:(daha sonradan kırgın değilde sinirli olduğumu anladım)hiç... hiçbişi... hadi yemeği yapıyım da gör sen.
arabadan indik. ben eve girdim. mutfağa geçtim. bu arada Justin korumalarla birlikte poşetleri mutfağa getirdi.
ben:Justin sen yemeği sipariş et.
Justin:tmm ama sakin ol.(gülerek söyledi)
ben:(fısıltıyla)görücez bakalım...
yaklaşık bir saat sonra yemeği yapmıştım. hazırdı. siparişimizde geldi. masaya oturduk.
Justin:hazır mısın bayan kendine çok güvenmiş?
ben:sabırsızlanıyorum.
yemeği ona uzattım.çatallarımızı ağzımıza götürdük....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN (Justin Bieber Fan Fiction)
FanficGenç adamın içindeki canavar kükrüyor, onu tüketmekle tehdit ediyordu; en sonunda, yılların çağrısı o gece cevabını buldu. Güzel, masum bir kız ona cevap verdi, karanlığına ışık oldu. Onun tutkusu cesareti ve masumiyeti genç adamın içinde uzun süred...