Serra'nın dilinden
"şeyy umm..."
"evet?" meraklı gözlerle beni süzdü.
"sanırım araba beni tuttu biraz."
"iyi misin peki?"
"evet. rahatladım."
"iyi değilsen eğer doktor..."
"Justin ben iyiyim."
"tamam bebeğim. uyumak ister misin? yorgun görünüyorsun."
"olabilir."
Justin odamıza kadar bana eşlik etti. kapıya geldiğimizde "ben yatarım. sen keyfine bak." dedim.
"pekala bebeğim, seni seviyorum."
gülümseyerek "bende" dedim ve odanın kapısını kapattım.
gittiğinden emin olduktan sonra banyoya girdim ve dolaptan bir tane gebelik testi çıkardım. yapmak ve yapmamak arasında karasızdım.
Justin'in ağzından
Serra kapıyı kapattıktan sonra aşağı indim ve bahçeye geçtim. Jaxon'ın o çok sevdiği heykelin yanına gidip babamı aradım.
"baba"
"Justin?"
"evet benim."
"balayınız nasıldı?"
"gayet iyiydi. herneyse, sen ne yaptın?"
"Justin, durum sandığımızdan daha ciddi. Max istediğini elde edene kadar durmayacaktır."
"kahretsin! onun istediği Serra."
"evet maalesef. neyse, bak ben diyorum ki Ryan'a herşeyi anlat ve ondan yanında olmasını istediğini söyle."
"yapamam! o Max'i öldü biliyor."
"git anlat öyleyse."
"o kadar kolay değil."
"bak oğlum, bizim de güçlü olmamız lazım. sadece sen ve ben olmayız. Ryan'a ihtiyacımız var. hem o senin dostun. dostuna anlatmalısın. geç bile kaldın."
"lanet olsun. tamam yapacağım."
"güzel."
"sen ne zaman Amerika'ya geleceksin?"
"işler somut olmaya başladığında."
"tamam. annemi ve küçükleri öp benim için."
"dikkatli ol."
"denerim." dedim ve telefonu kapattım.
hız kaybetmeden Ryan'ı aradım. ikinci çalışta açtı.
"dostum?" diye seslendi.
"selam ahbap. nasıl gidiyor?"
"gayet güzel. esas seni sormalı. balayı nasıldı?"
"Çok iyiydi" derken çapkınca gülümsedim.
"yani seni affetti mi?"
"evet."
"dostum biliyordum! umarım baba olacağın zaman da gelecek."
"umarım dostum."
"ee?"
"aslına bakarsan seninle önemli bir konu için aramıştım."
"dinliyorum?"
"telefonda olmaz. bugün müsait misin?"
"ben Los Angeles'da değilim."
"ne? nerdesin?"
"Cece ile tatildeyiz."
"oh anladım." dedim kıkırdadım.
"heey!" derken o da güldü.
"ne zaman dönersin peki?"
"bir hafta sonra."
"tamam Los Angeles'a geldiğinde konuşalım."
"tamamdır dostum."
"bol şans" diye fısıldayıp kahkaha attım.
"ah kapa çeneni. kaltak adam." dedi gülerek ve telefonu kapattım.
odaya gidip Serra'ya bir baksam fena olmayacaktı.
odaya girdiğimde Serra'nın balkonda oturduğunu fark ettim. aklımdan geçen şeytani fikir karşısında sırıttım ve sessiz bir şekilde balkona ilerledim.
daha fazla yaklaştım ve dudaklarım kulağına değmek üzereyken "boo!" diye bağırdım.
sıçrayarak "Aman Tanrım! Justin ödümü patlattın!" diye yüksek sesle konuştu.
kahkaha atarak kollarımı boynuna doladım ve yanaklarını ıssırmaya başladım. gülümseyerek ellerini yüzümde gezdirmeye çalıştı.
"seni seviyorum" diye fısıldadıktan sonra kulağını hafifçe ıssırdım.
kızararak gülümsedi. bu o kadar çok hoşuma gitmişti ki sırıtmama engel olamadım.
"utandın mı?" diye sordum.
"bilmem, sanırım. "
"kızarınca daha bir tatlı oluyorsun."
daha fazla kızarınca kahkahama engel olamadım ve bir oyun oynamaya karar verdim.
"sen beni sevmiyorsun." diyip somurttum.
"ne alakası var? ben sadece... utandım işte."
yine kahkaha attım ve Serra "gülme" diyip sol omzuma yumruğu indirdi.
♛ burdan sonraki üç paragraf bir gerizekalıya ithaf edilmiştir dkdkdkd ♛
"erkeğe çok birşey söylemene gerek yok, sadece hissettir." dedim.gözlerini açarak sözümden etkilendiğini belli etti.
"ama söylersen de aşırı sevindirirsin." diyip gülmeye başladım.
o da gülerek "şapşal olduğunu mu mesela?" dedi.
"hey! beni sevmenden bahsediyorum." diye atıldım.
"seni seviyorum." dedi ve minik bir öpücük verdi.
"bu kadar öpücük yeterli değil." dedim ve daha tutkulu bir şekilde ben öptüm.
onu gerçekten çok seviyordum.
sahurda okuyun diye yb yazdım :D bu arada yeni kapağımız için @zeynepkidrauhl'a çook teşekkür ederim ♥ hikayesi Fallen Angel'i okumanızı tavsiye ederim.
Hayırlı ramazanlar! :D
+140 vote
+130 yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN (Justin Bieber Fan Fiction)
FanficGenç adamın içindeki canavar kükrüyor, onu tüketmekle tehdit ediyordu; en sonunda, yılların çağrısı o gece cevabını buldu. Güzel, masum bir kız ona cevap verdi, karanlığına ışık oldu. Onun tutkusu cesareti ve masumiyeti genç adamın içinde uzun süred...