39. Bölüm hatanı anlamak

12.9K 387 157
                                    


Bölüm müziği: Justin Bieber - She don't like the lights

Serra'nın dilinden

ayağa kalktım ve geri geri yürümeye başladım. "eğer bana dokunursan seni asla affetmem." dedim tehditkar bir şekilde. güldü. "umrumda mı sanıyorsun?"

üzerime gelmeye devam ediyordu. sırtım soğuk duvarla buluşunca yüksek sesle yutkundum. nefesini yüzüme üfledi. yüzümü buruşturdum. "sen içmişin" "sen arabada uyurken içtim" dedi. derin bir nefes alıp verdim. "Justin, sarhoşsun ve mantıklı düşünemiyorsun. yapma! pişman olacaksın"

o ve duvar arasında sıkışmışken kıpırdamak imkansızdı. sağ eli duvardaydı. sol elinin işaret parmağı ise tahrik edici şekilde yanağımı okşuyordu. "beni hiç mi özlemedin?" "h-hayır" dedim kekeleyerek. "hiç yalan söylemeyi beceremiyorsun karıcım"  karıcım mı?! ıyk! söylediği son kelimeden dolayı suratımı ekşittim.

eskiden jelibona benzettiğim dudaklarını boynumda hissedince titredim. "J-Justin" "Sssh" "lütfen" dedim. sesim titriyordu. ağlıyordum.

omuzlarından ittirmeye çalıştım. bir adım bile geri gitmedi. eli göğüslerime gitmeye başladığında sesli sesli ağlamaya başladım. içimden birinin beni kurtarması için dua ediyordum.

Ve kurtarıcım müstakbel kocamın annesi Pattie oldu.

"Justin! hemen Serra'nın üzerinden çekil!" Justin annesinin sesini duyunca durakladı. sıkıntılıca iç geçirdi. "anne odamızdan çıkar mısın?" Pattie biraz daha sesini yükseltti. "bana verdiğin sözü ne çabuk unuttun?!" "anne odamızdan ÇIK!" dedi Justin. Pattie Justin'in kolundan tutup benim üzerimden ayırdı. "kendine gel Justin!" "lanet olsun sadece o koca çeneni kapatıp odadan çıkmanı istiyorum! "

Pattie sertçe bir tokat attı. "Justin Drew Bieber! hemen bu odadan çıkıp Serra'yı rahat bırakıyorsun!" Justin annesinin yüzüne öldürücü bir bakış attıktan sonra kıyafet odasından çıktı. sonra da odanın kapısının yüksek bir sesle kapandığını duydum. gittiğini anlayınca ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. ellerimi yüzüme kapatıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Pattie yanıma geldi ve sırtımı okşadı. "iyi misin birtanem?" "hı hı" "hadi bakalım ayağa kalk ve bu tatsız anı unut. bugün çok yoruldun artık uyuman lazım." kafamı olumlu anlamda salladım. tam kapıdan çılarken seslendim. "Pattie,  teşekkür ederim." üzgün olmasına rağmen mükemmel bir şekilde gülümsedi. "bakma sen Justin'e. sarhoş olduğu için böyle" burnumu çekip başımı salladım. güümsedi ve "iyi geceler tatlım" diyip odadan çıktı.

Pattie gittikten sonra gelinliğimi çıkardım. Cinna'nın yaptığı topuzu -maalesef ki- bozmak zorunda kaldım. banyoya gidip makyajımı temizledim. soyunma odasına girip temiz pijama giyindim ve yatağıma girdim.

bugün yaşadıklarımı düşündüm. bir yıl sonra Justin'in kocam olmasını ve sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmasını, bana az kalsın dokunacak olması....

gözlerimi yumup gözyaşlarımın yanağımda sakince süzülmesine izin verdim. gözlerimi açmadım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Justin'in dilinden

hızla kapıyı çarpıp evden çıktım. annemin Serra için bana tokat atmadına hala inanamıyordum. eğer sakinleşmezsem kafayı yiyicektim. arabama binip gazı kökledim. evet hız yapmak her şehirde olduğu gibi Los Angeles'da da yasaktı ama şu an sikimde değildi. sinirden küfürleri bir şarkı gibi mırıldanıyordum. uzaktaki kırmızı ışığı görünce yavaşladım. fırsattan istifade edip rahatlamak için bir sigara yaktım. yeşil ışık yanınca gaza basıp devam ettim. sigaram bitice izmaritini açık olan camdan fırlattım. arabamı bir market önüne park ettim. marketten vodka alıp arabama bindim. sahile sürdüm.

~~~~~~

radyoda ki 'She Don't Like The Lights' şarkısı rahatlatıyordu. şişesinden içtiğim vodkamdan bir yudum daha aldım. ay ışığının denize yansıyarak oluşturduğu yakamozu izledim bir süre. uykumun geldiğini fark ettim. sarhoş olmadan eve gitmeliydim. arabama yalpalayarak gittim ve eve sürmeye başladım.

bir kaç saat sonra evdeydim. vodkanın bıraktığı etkiyle tekrar hıçkırdım. sessiz olmalıydım. büyük ihtimalle evdeki herkes uyumuştu. anahtarı kapıya sokup ses çıkmasın diye yavaşça açtım. montumu yere fırlatıp mutfağa girdim. buzdolabını açıp bir sprite aldım. masaya oturdum ve minik yudumlarla içerken annem telaşla mutfağa girdi.

"Nerdeydin Justin! meraktan öldüm!"  "telefon diye bir şey var. arayabilirdin."  "aramadım mı sanıyorsun! "dedi bağırarak. "sesini yükseltme çocuklar uyanacak"  "Dinle oğlum, yaptığın büyük bir hataydı. evlenmeden önce bana Serra'ya dokunmayacağına dair söz vermiştin. benim amacım yaptığınız şeyi engellemek değildi. sadece senin pişman olmanı istemediğim için böyle yaptım. çünkü biliyorum pişman olacaksın. keşke Serra'nın karşısında bana kaba bir şekilde davranmasaydın, çünkü Serra'nın sana karşı olan korkusu emin ol ki daha da büyüdü. ben sadece sevdiğin kızı tekrar bulmuşken kaybetme diye uğraşıyorum Justin." dedi.

haklıydı. kesinlikle haklıydı. ayağa kalktım ve anneme sarıldım. diyecek tek bir şey vardı. "özür dilerim anne"  "biliyorum birtanem. sorun değil. hatanı anlayacağını hissetmiştim. sadece bu durum Serra'yı biraz ürküttü"dedi.  "Serra, uyuyor mu?" kafasını evet anlamında salladı. elini tutup dudaklarıma götürdüm. "iyi geceler kraliçem" dedim ve mutfaktan çıktım.

Serra'nın dilinden

duyduğum bağrışmalarla sıçrayarak uyandım. sese kulak verip bağrışmaları anlamaya çalıştım. Justin ve Pattie yüksek sesle tartışıyorlardı. bir süre sesler kesildi. sonra koridorda ayak sesleri duydum. hemen yatağıma yatıp gözlerimi kapattım.

odamızın kapısı yavaşça açıldı. içeriye birinin girdiği yakınımda duyduğum ayak sesleri ve parkelerin çıtırtısından anlıyordum. odaya vodka kokusu yayılınca Justin'in geldiğini anladım. biraz sonra banyo kapısı açılıp kapandı ve su sesi gelmeye başlayınca yavaşça gözümü açtım. banyoda Justin vardı. etrafıma bakındığımda Justin'in siyah sporcu atletini, harem pantolonunu, siyah renkteki Supra'larını, Brooklyn Nets capini ve siyah renkteki Calvin Klein markalı boxerını gördüm. banyoya girdiğini anladım.

yaklaşık on dakika sonra su sesi kesildi. hemen gözlerimi kapattım. banyonun kapısı açıldı. Justin'in ıslak vucudundan düştüğünü tahmin ettiğim parkelere çarpan su sesinden odada olduğunu anladım. biraz sonra yatağın diğer tarafında bir çökme oldu ve üzerimdeki yorgan biraz azaldı.

bir yıl sonra tekrar onunla aynı yatakta yatarak uyuyacaktım. saçlarımla oynadığını hissettim. mırıldanarak konuşmaya başladı. "ah meleğim... ben... özür dilerim. biliyorum bu çok klişe ama hatalarımı yaptıktan anlıyorum ve inan bana bu kadar boktan bir durum yok. seni nasıl üzdüğüme inanamıyorum. seni nasıl bir sürtük için terk ettiğimi anlayamıyorum."

Bir dakika bir dakika! Sürtük mü demişti Justin?! acaba Isabella ile neler olmuştu??bunu kesinlikle öğrenmeliydim. düşüncelerimi bir yere bırakıp tekrardan dinleyince ninni gibi gelen taptığım sesine kulak verdim.

"annem dediklerinin hepsinde haklıydı. düğünden sonra sen arabada uyurken biraz içtim ve kendime hakim olamadım. biliyor musun bebeğim? sen serseri herifin tekiyle evlisin ama ben.... ben benim dünyamın en güzel kızıyla evliyim. bu yüzden çok şanslıyım. tekrar ve defalarca kez olsa da sen beni affedene kadar bunu demekten yılmayacağım. özür dilerim sevgilim."

dudağımda hissettiğim jelibonlarla rüyalara daldım....

Hey Players! :D evet sizler artık bir 'Players'sınız. sizler mükemmelsiniz. yahu o yorum ve vote sayısı için uğraşlarınız cidden beni duygulandırdı :') hepinize çook teşekkür ederim ^-^

biliyorsunuz ki pazartesi günü okullar tatil :D ve -belki- yeni bölüm gelebilir :D bu size bağlı. voteler ve yorumlar istediğim gibi giderse yeni bölüm gelebilir ;D

@cibili1999 teşekkür ederim birtanem :)

sınırı çok çabuk dolduruyorsunuz :D

+85 vote

+90 yorum

size güveniyorum Players :)

SİZİ SEVİYORUM PLAYERS :*

bu arada yeni kapağımız nadıl olmuş?? :D yorumlarınızda bekliyorum ^-^

OYUN (Justin Bieber Fan Fiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin