Serra'nın dilinden
Justin:esrar.
ben:n..nn.ne?
Justin: bak üzgünüm bebeğim. bilirsin esrarlar anlaşılmasın diye sigara şeklinde tüketilir. hatta sigara paketlerinde satılır. Lily esrar kullanır. ve o gece de sana yanlışlıkla sigara sanıp esrar vermiş.
ben: peki ben şimdi bağımlı mı oldum?
Justin gülümsedi. eliyle yanağımı okşarken
Justin:hayır bebeğim. bir kullanımda bağımlı hale gelemezsin ama bu ilk kullanımın olduğu için dün kriz geçirdin. tamam mı? sorgulaman bittiyse devam ediyim.
ben: bir sorum daha var. dün sen en son sarhoştun ama ben kriz geçirirken yanıma geldiğinde gayet ayıktın. nasıl oluyor bu?
Justin minik bir kahkaha attı.
Justin: ben sarhoş olmam.
ben: şaka yapma. herkes sarhoş olur.
Justin:içkiye karşı dayanıklıyımdır.
dedi ve arabayı çalıştırdı. yarım saat sonra okulun kampüsüne girdik. yüzlerce pahalı arabaların park ettiği garajda zorlukla bir yer bulduk ve park ettik. burası lise gibi bir yer değildi. kimse birbirini tınlamıyordu.
arabadan indik. Justin elimi tuttu. tıp fakültesi binasını ve mühendislik binasını bulmaya çalışıyorduk. okul gerçekten çok büyüktü. her tarzda insan vardı burda. yanlarından geçerken bakışları bize kayıyordu. şükürler olsun ki daha laf atan olmamıştı. çünkü erkekler bana baktıkça Justin geriliyor çenesini kasıyordu. peki ben ona bakan sürtükleri ne yapmalıyım? "tanrım! şurdaki tanrı gibi yürüyen çocuğa bak!" diyenleri mi ararsın yoksa ağızlarının suyu akanları mı??
ikimizde sinrden köpürsek belli etmiyorduk birbirimize.
Justin:nerde bu siktiğimin binaları?
ben:aaa ben gördüm, hadi gel.
beraber tek bir binaya ilerledik. karşımızda diğer binalara oranla iki kat daha büyük bir bina vardı. çünkü burası hem mühendislik hem de tıp fakültesi binasıydı. Tanrım! şansa bak. aynı binadayız! bu ikimiz için de çok iyi olmuştu.
binaya girdik. neden tüm gözler üzerimizde?? gerekli evrakları görevliden aldıktan sonra
Justin: dersin hangi snıfta?
ben: 205. derslik.
Justin: benim ki 4. amfide.
ben:inanamıyorum amfide mi ilk dersin??
Justin:evet. kıskan haha ha.
ben:çok gıcıksın.
*burdan sonrasını Justin Bieber - Never Let You Go ile okuyun*
Justin'in ağzından
ben:hadi gel. dersini kaçırma.
Serra'yı sınıfının önüne getirdim. bir kaç kız beni kesiyordu. Serra'nın dudaklarına yapıştım.
ben: dersim bitince seni alırım bebeğim.
Serra:tamam. seni seviyorum.
ben:seni seviyorum bebeğim.
sexice öpücük attım. kızlar orda sinirden köpürürken gireceğim amfiye doğru yürümeye başladım. koridorda cool cool yürürken gerizekalının biri bana çarparak tüm karizmamı çizdi.
ben: yavaş olsana be!
X: ö..ö..özür dilerim.
hızla ordan uzaklaşmıştı ama ben olduğum yerde kilitlenmiştim resmen. onun kokusu ve saçları Isabel'i andırıyordu. kafamı hızla sağa sola salladım. Isabella öldü!!! heralde onu özledim. bir mezarı olsaydı ziyarete giderdim ama siktiğimin babası benden ölmüş kızının mezarını bile saklamıştı. gözlerimden yaşların akmaması için kirpiklerimi kırpıştırdım ve amfinin yolunu tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN (Justin Bieber Fan Fiction)
FanficGenç adamın içindeki canavar kükrüyor, onu tüketmekle tehdit ediyordu; en sonunda, yılların çağrısı o gece cevabını buldu. Güzel, masum bir kız ona cevap verdi, karanlığına ışık oldu. Onun tutkusu cesareti ve masumiyeti genç adamın içinde uzun süred...