Serra'nın dilinden
saat 23:30 du. bugün Justin'i sadece sabah görmüştüm. gün boyu ne aramış ne de yanıma gelmişti. bense bugün alışverişe çıkıp üstüme başıma giyecek yeni kıyafetler aldım. havuza girdim. televizyon izledim. annemin gönderdiği kağıtları inceledim. hangi bölümleri seçebileceğimiz yazıyordu. ben kararımı çoktan vermiştim bir tıp öğrencisi olarak. acaba Justin hangi bölümü seçecekti???
biliyorum sınavsız giriyoruz bu bir suç ama herkes hata yapar değil mi??
kendimi bu cümlelerle avuturken pijamalarımı giyindim. bugün yorulmuştum ve artık uyumak istiyordum. banyoya girdim. dişlerimi fırçaladım. naneli ağız çalkalama suyuyla gargaramı yaptıktan sonra yatağıma gittim. Justin'le uyumayı yeğlerdim ama belki de gelmeyecekti. zaten giderken hiçbir şey söylememişti.
düşüncelerimden beni dışarıdaki ses çekip aldı. ne oluyordu??? Tanrım! bu Justin'in sesi değil miydi?? şarkı söylüyordu. odamdan koşarak çıktım. asansöre bindim. aşağı indim. dışarı çıktım.
korumalar:Bay Bieber lütfen sakin olur musunuz?? bakın burası bir site ve herkes bağırarak şarkı söylediğinizden dolayı size bakıyor.
Justin:
Don't do it to me
(bunu benim için yapma)
oh no no no!!!
(oh hayır hayır hayır!!!)
Focused I'm focused.
(odaklandım ben odaklandım)
She got a body like that
(kızda böyle bir vücut var)
[burayı beni eliyle işaret ederek göstermişti]
Justin'in yanına gittim.
ben:Justin napıyorsun??!!??!! herkes bize bakıyor!!!!
Justin:
I'aint never seen like that
(daha önce görmedim böylesini)
Like a fantesy in front of me
(bir fantezi gibi önümde duruyor)
I think that something special is going down
(birşeyler oluyor galiba)
kolundan tuttum.
ben:Justin sus artık!! Confident'ı söylüyorsun!!!
Justin:
That's right I think she foreign
(bu doğru yabancı olduğunu düşünüyorum)
sürükleyerek onu eve soktum. hala şarkı söylüyordu. bir an dudaklarıma yapıştı. biraz sonra geri çekildim.
ben:sen ne kadar içtin böyle???
Justin:bilmem.
sarhoşluğun etkisiyle sırıtıyordu ve zor ayakta duruyordu. onun düşmemesi için bir kolunu omzuma attım. zorlukla salona geçtik. onu koltuğa yavaşça attım.
ben: ben sana bir kahve yapayım da ayıl tamam mı?
göz bebekleri kayıyordu. zorlukla kafasını salladı ve hıçkırık attı. bu kusucağına işaretti.
ben: ben hemen yaparım. sen kendine dikkat et.
Justin:sen-hıçkırık-git de ya-hıçkırık-yap bana-hıçkırık-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN (Justin Bieber Fan Fiction)
FanficGenç adamın içindeki canavar kükrüyor, onu tüketmekle tehdit ediyordu; en sonunda, yılların çağrısı o gece cevabını buldu. Güzel, masum bir kız ona cevap verdi, karanlığına ışık oldu. Onun tutkusu cesareti ve masumiyeti genç adamın içinde uzun süred...