Ahiretliğim

Aşk tesadüfleri sever mi ?

Attığım her adımda gözlerine baktığım, aldığım nefes kadar bana yakınken bile düşlerini kurduğum Gamzemle yürüyüşün sonuna gelmiştik. Okul bahçesinden içeri girdiğimizde dersler başlamak üzereydi.

Gamze Kübra ya seslendi.

" Ya ben kantinde beklesem olurmu. Canım sıkkın hiç çekecek halim yok şimdi hocayı, dersi falan. "

Kübra

" olur ders çıkışında görüşürüz o zaman. "

Kader göz kırpıyordu adeta bu fırsatı kaçırma diye. Seslendim Yusufa bende.

" Yusuf sigaran var mı kardeşim. " 

" Hayırdır birader. Sen sigara içmezdinki.Zaten ders başlıyor geç kalırsın. "

Canım sıkkın kardeşim içesim geldi. Yetişirim , uydururum bir bahane ben. Yusuf sigarayı verdi ve gitti.
Sigaradan oldum olalı nefret ederdim. Kırılmasın diye gömleğimin cebine koydum. Yusufa geri veririm diye.

Gamzemin olduğu yere doğru adımlar atmaya başladım. Attığım her adımda kalbim duracak gibiydi. Çekiniyordum sebebini bilmeden. Utanıyordum göz göze gelmeye bile. Anlam veremiyordum bu olanlara.Garip geliyordu yüreğime.

Gamzemi gördüm sonunda. Dalgınlık vardı sanki onda. Çay kaşığını tutmuş gönülsüz bir şekilde çayını karıştırıyordu. Uzun bir nefes çektim ciğerlerime. Heyecan öldürecek gibiydi bende. Hadi oğlum hadi korkma. Git otur karşısına , gitde yelken aç güzelim gözlerine.

Geçen saniyeler bile zoruma gidiyor du. Durmalıydı zaman, durmalıydı ben gözlerine bakarken.
Gözlerine tutulup kalmalıydım öylece. Takılmalıydım kirpiklerine. Bırakmamalıydım onu öyle.

Bismillah diyerek yaklaştım yanına. Selam verdim. Sanki az önce baktığım o değildi gibi. Dalgınlıktan eser yoktu. Gülümseyerek cevap verdi.

" Ve aleykume selam. Hoşgeldin , otursana Buğra. " 

Allahım şükürler olsun sana. Başladım yine korkak korkak içimden konuşmaya. Dilim tutulmuş , lal olmuş gibiydim. Konuşmaya cesaret edemiyordum. Yada gözlerine tutulmaktan vakit bulamıyordum. Yüreğimin manzarası hiç bozulmasın diye dualar ediyordum.
Ee diye söze başladı Gamze.

" Çay istesene kendine. Neden derse girmedin. Bir sorun mu var Buğra. "

Hazır çay istemişken, senin de çayını tazeliyelim dedim. Çayları alıp geldikten sonra. Cevap verdim. Evet bir sorunum var üstesinden gelemediğim. Çözmeye cesaret edemediğim. Ama anlatmam, önce sen anlat bakalım neden canın sıkkın dedim.

Beni benden alan gülüşüyle başladı söze.

" Çok önemli değil ya. Zaten anlatsam gülersin belki halime "

Tabiki gülmem hadi anlat dinliyorum dedim.

" Ailemden ilk kez ayrıldım. İster istemez canım sıkılıyor işte. Aklımdan çıkaramıyorum onları. Birde daha can sıkıcı , tuhaf bir şey var içimde. Ne olduğunu çözemiyorum bende.
Sanki ilk gelişim değil bu. Sanki uzun zamandır burdaymışım gibi. Hani nasıl anlatsam bilemiyorum.

Ya sanki yüreğime  ait birşey var bu topraklarda. Yüreğimi çağıran bir ses var gibi. Biliyorum çok saçma geliyor anlattıklarım ama bilmiyorum çok tuhaf yaşanmadan anlam verilecek gibi değil. Yüreğim ikiye ayrılmış gibi. Diğer bir parçası çok yakınımda sanki. Gölgem kadar yakın hissediyorum ama bulamıyorum. Anlayamıyorum bu durumu. İşte sıkıntım bu Buğra.

Sakın gülme bak. Çok ciddiyim. Hadi sen anlat bakalım. Sıra sende dedi ve gülümsedi gözlerime. "

Peki ben anlatayım ama iki dakika müsade eder misin. Gözlerime bir su döküp geleyim hemen. Gözlerim kapanacak yoksa baksana.