Yusufun adımlarına yetişemiyordum. Önüme bakarak yürüyor olsamda yüreğim gibi gözlerimde kalmıştı ardımda. Gamzemin bakışını unutamıyordum. Ne güzel gözleri varmış , ne güzel yaratmış rabbim onu öyle. Yüreğim gökyüzüne bakıp dualar ediyordu adeta.
Huzurun kıvılcımlarını hissedebiliyor dum içimde. Gamze az daha baksa alev alacaktı yüreğim. Huzur ve hasretin bolluğundan oluşan bir alev olacaktı içimde. Yağmur taneleri kadar serin ve huzur kokacaktı içim. Aslında bu söylediklerim çoktan olmuştu bile. Ben Gamzenin gözlerine bakarken hepsi bir bir olmuştu. Belki de gözlerine , bakışına doyamadığım içindi bu aç gözlülüğüm. Bu olmamış gibi haykırışlara kalkıştığım.
Ben rüya tadında yaşadığım mutluluğu düşünürken,
Yusuf seslendi bana." Buğra hadi birader az acele et "
Hayırdır kardeşim ne oldu. İnşallah kötü birşey yoktur diye cevap verdim.
" Kargom gelmiş birader, kapanmadan yetişelim şuraya "
Sinir küpüne dönmüştüm adeta. Bunun için mi yani bunun için mi koşturdun bizi diye bağırırken. İçimdede ap ayrı bir kızgınlık vardı kendime. Ah be aptal çocuk sanane onun bunun derdinden diye. Nelerden vazgeçmiştim oysaki , ne hayaller kurmuştum oysaki Gamzeyle bir an olsun yan yana gelebilmek için. Yufusu kırmamak için kendimi zor tutuyordum adeta. Neyseki koştuğumuza değdi. Yetiştik kapanmadan ve Yusuf aldı kargosunu. Koştuğumuza değdi diyordum ama bir gerçek vardıki oda Gamzeyi bırakıp gelmeye değmediği gerçeği.
Sinirden dişlerimi sıkıyordum.
" Hadi oturalım kardeşim şu parka. Yoruldum yürümek istemiyorum. "
Yusuf farkına varmıştı ama yapacak birşey yoktu artık.
" Peki birader oturalım. Bende bir sigara yakmış olurum hem "
Yorgunluk vardı ama Gamzeyi bırakıp gelmenin verdiği bir psikolojik yorgunluk vardı. Sigara demişken aklıma geldi. Gömleğimin cebine attığım illet. Çıkardım ve çakmak istedim.
" Birader sen onu içmedin mi ? "
Yok birader içmedim.İçime doğmuş demekki sakladım. Şimdi içicem sakıncasımı var. Farkındaydım sert konuştuğumun ama elimde değildi çok kızgındım." Yok birader sakin ol öylesine sordum. "
Yaktığım gibi attım sigarayı. Kusura bakma birader canım sıkkın bir şeye. Seninde kalbini kırdım hakkını helal et.
" Helal olsun birader. Olur böyle şeyler takma kafaya "
Haklıydı ama çünkü yüreğimden habersizdi. Yüreğimin yakalandığı fırtınadan haberi yoktu. Tek arkadaşım olmasına rağmen içimi dökemiyordum ona. Aklım Ömer ve Muhammetde kalmıştı. Onlardan başkası derdimi dinleyen hiç olmamıştıki. Hiç anlatmamıştımki. Kolay mı öyle bir anda yeni bir hayata atılmak. Kendi kendime konuşurken bile onların hayalini görüyor gibiyim sağımda solumda.
Ah be ayrılık, ah be ayrılık kaçak çay gibi acısın Allahıma. İnsanın sevdikleri ne tat veriyormuş öyle hayata. Ayrılık bulaşınca yüreğe insan o zaman anlıyor işte.
Ayrılık bildiğin ölümcül, bulaşıcı bir grip işte. Bulaştımı bırakmıyor insanın yakasını kolay kolay öyle.
İnsanın yüreğini, sigara gibi içip tüketiyor. Küle çeviriyor bildiğin.
Rahmetli " Barış Akarsu " abimin dediği gibi işte...." Ayrılık zamansız gelir "
Onuda almadımı bizden.En mutlu günümüzde..
Ne acı,ne iğrenç birşeymiş bu ayrılık illeti öyle.
Allahım sen sabır ver kullarına. Yaşattığın herşey için şükürler olsun sana milyon kere Allahım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahiretliğim
RomanceSizce ? Aşk mı daha değerli yoksa dostluk mu ? Siz hangisini ebediyen yaşamak isterdiniz... Buğra, bu konuda şanslı doğmuş nadir insanlardandı. Aşkında dostluğunda en güzelinden yaşanması nasip kılınmış bir yüreğe sahipti... Gamze, duyguların en güz...