Yaşatmaktan korkuyorum dediği duyguların derinlerinde can çekişiyordu Ecrin.
Zaman ilaçtır dedikleri şey bu olmalıydı. Vakit geçtikçe herkesin gerçek yüzü açığa çıkıyordu.
Her yüreğin bir güneşi vardı vakti geldiğinde doğan. Maskelerin ardındaki gerçekleri gün yüzüne yansıtan. Canın gerçek kişiliği çözülüyordu yavaş yavaş. Çünkü anlattıkları attığı adımlara uymuyordu.
Enkazın altında bıraktığı Ecrine elini uzatıyor , umutlar saçıyordu yüreğine.Ecrin yüreğini sevdasına feda etmişti. Canın tek sözüyle gözyaşlarına veda eden ve aynı şekilde gözyaşlarına boğulan küçük bir çocuk gibiydi. Can anlattıklarının arkasında durmamış ara ara uğradığı bir liman haline getirmişti Ecrinin yüreğini.
Ecrinin bütün benliği Can olmuştu. Onu görünce herşeyi hatırlayan , yaşama gülümseyen ama tek sözüyle yüreğini koparıp atacak duruma gelmişti. Can Ecrine bulaşmış bir hastalıktı artık.
Cinayet kokusu süzülüyordu Ecrinin adım attığı her yere. Can çoktan katil olmuştu bile.
Hayatımın en kötü hafta sonunu yaşıyordum. Ellerim, gözlerim , beynim bütün benliğim dualara sarılmış umut diye haykırıyordu.
Güne korkunç bir rüyanın etkisiyle erken kalkmış güneşin doğuşunu bekliyordum. Yüreğim de büyük bir sıkıntı vardı anlam veremediğim. Sanki heran birşey olacakmış gibi bir his vardı içimde.Bütün sevdiklerim tane tane fısıldıyordu yüreğime. Karamsarlık sarmıştı etrafımı. Veda havası seziyordum. Küçük bir zindana hapsedilmiş nefesi tukendikçe yüreğindeki bütün insanlara selam salan elveda eden bir mahkum havasındaydım.
Aslında hep öyle değil miyiz zaten. Bir saniye sonrasına bile güvenmeyen insanlar değil miydik.
Kendisine verilen zamanın ne zaman biteceğini bilmeyecek kadar zavallı ama bunun anlamını ve değerini bilmeyecek kadar gaddar insanlar.
Yaşamadan hiç bir şeyi anlamayan varlıklarız. Oysa ki nasıl da muhtacız aslında şükretmeye , dua etmeye.Karamsarlık öfkeye yol açıyordu bende. Kahvaltıdan sonra buluşmaya karar vermiştik. Kapıdan çıkar çıkmaz Yusuf'un sigara paketini çıkarması bende istemsizce bir öfkeye sebep olmuştu.
" Yusuf her gün içten içten nefes çekip benden başka kimseleri yok annemin babamın diyen sen değil misin.
Olum ne biçim insanlarsınız lan. Haftada kaç pakete sıkıntını, derdini alır diye umut bağlayıp sonra ah çekerek uyuduğunun farkında mısın. "
" Tamam gardaş sabah sabah Bismillah ne oluyor. Zaten azalttım bırakıcam. "
Canla hiç paslaşmadım o sabah. Sebebini biliyordu zaten. Gülerek katıldı konuşmaya.
" Buğra hayırdır olum bu öfke niye. Gemilerin mi battı. "
Öfkemin tadına bakmak istiyordu. Ve baktı feci şekilde.
" Birader sen hiç konuşma kalbini kırarım sonra. "
" Kır kardeşim kır da ne yaptım şimdi ben. "
" Daha ne yapacaksın olum. Konuşturma beni şimdi. "
Öfkeyle konuşmam bozmuştu Canı. Ne yaptığını bildiği halde ısrarla konuş demesi beni raydan çıkarmıştı. Freni tutmayan tren gibiydim. Kırıp parçalamıştım Canı o gün.
" Olum hangi yüzle hangi cesaretle konuş diyorsun anlayamıyorum.
Birader hani o kızla sadece konuşuyordun. Aranızda birşey yoktu. Hani memleketten arkadaşındı sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahiretliğim
RomanceSizce ? Aşk mı daha değerli yoksa dostluk mu ? Siz hangisini ebediyen yaşamak isterdiniz... Buğra, bu konuda şanslı doğmuş nadir insanlardandı. Aşkında dostluğunda en güzelinden yaşanması nasip kılınmış bir yüreğe sahipti... Gamze, duyguların en güz...