Doktorun gelmesiyle birlikte hemşire yüksek sesle söylendi...
" Hasta aniden kötüleşti..."
Olduğumuz yere çökmüş dua ediyorduk. Bir annenin gözyaşları kokuyordu koridor. Ömerin rüyamda anlattığı rüya geldi aklıma. Yoksa , yoksa Ömer rüyasına devammı ediyordu. Baba hasretine yenik düşmüş annesinin sesini duymamış mıydı. Babasının sesinemi koşuyordu Ömer. Ellerinden tutmuş bizden uzaklaşıyor muydu yoksa. Olamaz, yapamaz bunu bize. Hem daha Muhammedi bulacaktık birlikte.
Annemin hıçkırıklarında kaybolmuşken doktor çıktı. Konuşamıyor sadece gözlerine bakıyorduk. İki dudağı arasında asılmış, dualarımız kokan umutlarımızı dinlemek , göğüslemek istiyorduk...
" Tekrardan geçmiş olsun. Korkacak birşey yok hastamız güçlü maşallah."
Acılar içinde gülümseyebilmek zaferlerin en güzeli en başarılı olanıydı. Ömer bizi duymuş bize dönmüştü. Aradan bir gün geçmiş yoğun bakımdan normal odaya alınmıştı. Kendine geldiğinde baş ucunda bizi görmüş gülümsemişti.
Annesini ikna ederek otele yerleştirmiş dinlenmesini istemiştik. Ömer'in yanında ben kalmıştım. Gece ağırlığını koyduğunda ay ışığı vurmuştu odamıza. Kardeşimle konuşmak için uyanmasını beklerken Gamzeyle hastahanede yaptığımız sohbet gelmişti aklıma. Bir an yanımda hissetmiş o ana geri dönmüştüm. Ömerin sessizce alaylı bir şekilde gülmesiyle ve laf dokundurmasıyla irkilmiş uyandığını gördüğümde çok mutlu olmuştum.
" Sanırım uğrayan Gamze, yine kendi kendine konuştuğuna göre haha "
" Evet Gamze kardeşim. Sağolsun hiç yalnız bırakmaz beni haha.
Uyanmana çok mutlu oldum kardeşim. "
" Sağol kardeşim benim.
Seni yanımda görmek ve güler yüzlü görmekte beni mutlu etti tekrardan. "" Eee şimdi daha iyisin değil mi ? "
" İyiyim kardeşim iyiyimde aklım onda. "
" Aklın kalmasın annende kardeşim. Otelde dinleniyor sen uyanmadan konuştuk biz. "
" Annemin iyi olduğuna inanıyorum çünkü iki oğlu var şuan yanında. Ama benim kastettiğim annem değildi Buğra "
" Kim peki kardeşim anlamadım. "
" Muhammet kardeşim Muhammet.
Biliyor musun kaza öncesinde onu gördüm sanki. Bilmiyorum belkide benzettim. Seslendim ama sesimi duyuramayınca peşinden koştum.
Sonrasını hatırlamıyorum... "Ömer, Muhammet dediği an yüreğimin ona ait olan kısmı sızlamıştı. Kim bilir şuan nerde nasıldı benim kardeşim.
" Benzetmişsindir Ömer.
Muhammed olsa duymazmıydı hiç seni. Hem burda olsa kesin bulur gelirdi sana. "
" Gelirdi değil mi Buğra. Gelirdi kardeşine... "
" Tabi gelirdi kardeşim."
Ömerin gözleri dolmuş hıçkıra hıçkıra ağlamak için ufak bir dokunuş bekliyordu sanki. Dokunuşu söze başlamakla yapmıştı. Söze başladığı gibi gözyaşlarını tutamamış ağlıyordu. Anlattıklarını dinlerken sırtımı dönmüş bende başlamıştım ağlamaya. Bizi ağlatan güzel bir tevafukmuydu sadece. Anlattığı bu güzel şeylere Muhammedin ismini alarak başlamıştı...
" Muhammedi gördüm Buğra. Üçümüz yine bir aradaydık.."
" Anlatsana kardeşim. Nasıl gördün bizi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahiretliğim
RomanceSizce ? Aşk mı daha değerli yoksa dostluk mu ? Siz hangisini ebediyen yaşamak isterdiniz... Buğra, bu konuda şanslı doğmuş nadir insanlardandı. Aşkında dostluğunda en güzelinden yaşanması nasip kılınmış bir yüreğe sahipti... Gamze, duyguların en güz...