17.11.2017
*********
Ardanın söylediklerinden sonra Buket de ben de bir süre hiçbir şey yapamadan bekledik. Çağrı vurulmuştu. Nasıl vurulmuştu? Neresinden vurulmuştu? Kim vurmuştu?Aklımda dönen soruların cevaplarını bulamadan Buket ağlama krizine girince kendime gelmek zorunda kalmıştım. Onun kuzeniydi sonuçta. Abisi gibi sevdiği kuzeniydi.
Şimdi ise Ardanın arabasına binmiştik ve hastaneye gidiyorduk. Arda da bizim gibi vurulduğu dışında hiçbir bilgiye sahip değildi. Durumunun nasıl olduğunu bile bilmiyorduk. Çok önemli bir şey miydi yoksa sadece sıyrık mıydı?
Arabaya bindiğimizden beri ağlamaya devam eden arkadaşımı sakinleştirmeye çalışıyordum ama yaptığım hiçbir şey işe yaramıyordu. Sürekli ağlıyordu. Sildiğim yaşların yerini yenileri alıyordu.
"Buket, canım arkadaşım, önemli bir şeyi olsaydı haberimiz olurdu" dedim tekrar yanaklarını okşayarak yaşlarını silerken.
"Ona bir şey olmasın, Defne" dedi hıçkırarak.
"Olmayacak" dedim. Ben de en az onun kadar korkuyordum ama o bu haldeyken ben de kendimi bırakamazdım. "O seni bırakmaz ki. Önemli bir şey değildir bile."
"Değildir" dedi Arda da önden bize bakıp. "Dayanıklıdır, Çağrı abi. Bir şey olmaz ona."
"Olmaz tabi" dedim tekrar Bukete bakıp. Arda arabayı durdurunca önce ben indim sonra da Buketin elini tutup inmesine yardım ettim. Biz içeri girene kadar Arda çoktan içeri girip Çağrının nerde olduğunu öğrenmişti. Asansörü çağırdıktan sonra hemen binip bir alt kata indik. Acildeydi demekki.
Asansör durduğunda Buket sanki bir anda can gelmiş gibi ellerimden kurtulup etrafına bakınmaya başladı. Kapının hemen yanındaki sedyede bir hemşirenin, koluna pansuman yaptığı Çağrıyı görünce rahat bir nefes bıraktım. İyiydi çok şükür.
"Çağrı." Buket ona seslenince bakışlarını bize yöneltti. Koşarak yanına giden Bukete burukça gülümseyerek baktı. "Ne oldu sana böyle?"
"Önemli değil, küçük" dedi umursamazca. Yanına vardığımızda sağ kolunun adele kısmının sarıldığını gördüm. Arda önüme geçip dostça Çağrının sırtına vurdu.
"Çok korktuk be, abi."
"Önemli bir şey değil. Sadece sıyırdı" dedi. Bakışlarının bana kaydığını görünce gülümsedim.
"Geçmiş olsun" diye mırıldandım. Sadece başını sallamakla yetinip sarılan koluna döndü. Hemşire işini bitirdikten sonra geçmiş olsun deyip yanımızdan uzaklaştı.
"Nasıl oldu? Kim yapar bunu sana?" diye sordu Buket sitemle. "Sen kimseye kötü bir şey yapmadın ki."
"Birilerini üzmüşüm" dedi ve bakışlarını tekrardan bana çevirdi. Ne? Benden şüphelenmiyordu herhalde değil mi? Ben ne alaka?
"Kim olabilir, abi? Görmedin mi yüzünü?"
"Görmedim" dedi sedyeden kalkıp. "Bulunur. Hadi gidelim artık."
"Bitti mi ki işlemler? Belki birkaç şey daha yapacaktı hemşire" dedi Buket onu durdurmaya çalışıp. Bukete gülümseyerek sağlam kolunu omzuna attı ve yürümeye başladı. Arda ve ben de arkasından gidip önce acilden sonra da hastaneden çıktık.
Arda arabanın şoför koltuğuna oturunca Bukete fırsat bırakmadan ben öne oturdum. Zaten onun da Çağrıdan ayrılmaya niyet yoktu ya. Arda da daha fazla beklemeden evin yolunu tuttu.
*********
Eve geldiğimizde Arda Çağrıya destek olup arabadan inmesine yardım etti. O çok küçümsüyordu ama yarası o kadar da önemsiz değildi. Sonuçta kanama riski vardı.