Biraz geç oldu ama kusura bakmayın. Geç olsun da güç olmasın demişler. Biz de onun için bölümün keyfini çıkarıp okuyalım. Hadi size iyi okumalar...
21.01.2018
**********
Beş gündür olduğu gibi bu sabah da gözlerimi Çağrının göğsünde açmıştım. Evet, birlikte yatıyorduk. Büyük kavgamızın ardından ikimiz de kendi odalarımızda yatmıştık. Büyükannenin olmaması da işimize gelmişti tabi. Ama büyükanne, Alaranın evinde sıkıldığını söyleyerek iki güne geri dönmüştü. Biz de mecburen aynı odada kalmaya geri dönmüştük. Aramızdaki soğukluğu fark etmiş olmalı ki her gece birlikte yatıp yatmadığımızı kontrol ediyordu.O günden sonra Çağrıyla neredeyse hiç konuşmuyorduk. Çok gerekmediği sürece yan yana bile gelmiyorduk. Zaten o da tüm gününü barda geçiriyordu. O gün sorduğum soruya cevap vermeden odadan çıkmıştı. Evet, cevap vermemişti. Tam Çağrılık bir hareket demi?
Tabi ben çalışamıyordum. Aslında bir haftadır çalışmamama rağmen sıkılmıyordum. Neredeyse her gün Chrisle birlikteydim. Onunla çok güzel vakit geçiriyorduk. İlk başlarda Çağrının söylediği şeyler yüzünden aklım karışmıştı ama Chris de bana kendisini olduğu gibi anlattığı için içim rahattı. Beni sadece arkadaşı olarak görüyordu. Tabiki ben de onu. Gerçekten iyi bir adamdı.
Daha fazla düşüncelere dalmadan sessizce yataktan kalktım ve dolaptan açık mavi sade bir elbise aldım. Dolabın kapaklarını sessizce kapatıp yine sessizce banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra pijamalarımı çıkarıp elbiseyi üzerime geçirdim. Saçlarımı taradıktan sonra kendi halinde bıraktım. Pijamalarımı katlayıp elime aldıktan sonra sessizce banyodan çıktım ve koltuğun üzerine bıraktım. Çağrıya baktığımda hala daha uyuduğunu gördüm. Uyurken o kadar masumdu ki...
Bugün bu odadaki son günümdü. Belki de bu evdeki son günümdü. Çünkü büyükanne bugün gidiyordu ve oyun da bitiyordu. Büyükannenin gidişine üzüldüğüm kadar kendi gidişime de üzülüyordum. Çünkü bu eve alışmıştım. Düzenime alışmıştım. Hanife teyzeye alışmıştım. Çağrı... Çağrıya alışmıştım. Herkesi özleyecektim ama onu bir başka özleyecektim. Kokusuna kadar özleyecektim.
Çağrıya bakmaktan vazgeçip kendime çekidüzen verdim. Büyükanneyi üzgün göndermek istemiyordum bugün. Kadın resmen bizim bir araya gelmemiz için uğraşmıştı. Aynadan son kez görüntüme bakıp yüzüme bir gülümseme ekledim ve odadan çıktım. Merdivenleri inip oturma odasına geçtiğimde kimseyi göremedim. Uyanmamışlar mıydı acaba? Mutafağa baktığımda orda da kimse yoktu.
Mutfak balkonunun önüne geçip dışarıyı izlemeye başladım. Bu koca bahçeyi bile özleyecektim. Bu evin her köşesinde anımız vardı. İyi veya kötü. Bu eve ilk geldiğim günü hatırlayınca istemsizce güldüm. Ah! Çağrının ilk günler bana yaptıkları.
"Neye gülüyorsun?"
"Hiç, öyle dışarıyı izliyorum" dedim omuz silkerek. "Kimse uyanmadı sanırım. Hanife teyze de gelmedi."
"Daha saat erken" diye mırıldandı yanıma gelirken. "Sen neden erken kalktın?"
"Bu evdeki son günümün tadını çıkarayım istedim" dedim gülümseyerek.
"Defne, istersen burda kalmaya devam edebilirsin. Çağrı da bunu ister emin ol."
"İstemek yeterli değil, Buket" diye mırıldandım. "Beni sevmiyor. Onun yanında kaldıkça daha fazla üzülüyorum. Gitmem en iyisi."
"Chris'le bu aralar fazla takılıyorsun sanki?" dedi imayla. Konuyu değiştirmek için yaptığını biliyordum ve ben de ona uydum. Onunla sadece iki iyi arkadaş olduğumuzu bilmesine rağmen tekrar söyleyecektim ki mutfak kapısının önünde gördüğüm gölgeyle sustum. Ah, Çağrı! Bunu senden hiç beklemezdim.