12. Bölüm: Hastane

1.8K 116 10
                                    

25.11.2017
**********
DEFNEDEN
Sabah gözlerimi açtığımda karşımda gördüğüm yüzü uyku mahmurluğuyla anlayamamıştım ama beynim sinyal verince hemen geri çekildim.

"Ne işin var senin burda?" dedim sinirle ona bakıp.

"Günaydın" dedi beni duymazdan gelip. "Seni uyurken izlemeyi seviyorum."

"Ama ben senden nefret ediyorum" diye tısladım dişlerimin arasından. "Sakın bir daha bu odaya girme."

"Defne, beni sevmeni istiyorum, nefret etmeni değil."

"Bu yaptıkların hiçbir işe yaramıyor, anladın mı?" dedim. "Beni sevdiklerimden ayırman senden daha fazla nefret etmeme sebep oluyor."

"İstesen de istemesen de alışacaksın" dedi sabrının sonuna geldiğini belli eden öfkeli sesi. "Şimdi üzerini değiştir ve aşağı gel. Kahvaltı yapacağız."

"Senin hiçbir şeyini istemiyorum" dedim kapıyı kapatıp dışarı çıktığında. Burda kaldığım süre boyunca hiçbir şey yemeyecektim. Onun aldığı hiçbir kıyafeti denemeyecektim. Beni ya kendi isteğiyle bırakacaktı ya da kendi isteğiyle ölüme terk edecekti.
************
Ne zaman daldığımı bilmediğim uykumdan telefonumun çalmasıyla uyandım. Dün kapatmamış mıydım ben bu telefonu ya? Kesin o pislik herif açmıştır.

Arayanın kim olduğuna baktığımda Buketin numarasını ve ismini gördüm. Gözlerimdeki yaşlar hemen yerini alınca akmaması için kırpıştırdım. Onunla konuşmam gerekiyordu. İyi olduğumu bilmesi gerekiyordu.

"Efendim" dedim sesimin normal çıkmasına sevinerek.

"Defne, nasılsın? O hayvan sana bir şey yapmadı demi? Defne, neden gittin o adamla? Biliyorum onu sevmiyorsun. Her neyle korkuttuysa seni inanma ona. Defne, lütfen vazgeç." Her zamanki gibi soluk almadan konuşan arkadaşıma istemsizce gülümsedim. Heyecanlandığında ya da korktuğunda çenesine vuruyordu.

"Öncelikle iyiyim ve bana bir şey yapmadı" dedim. "Gelemem, Buket. Olmaz."

"Neden ama?" dedi ağladığı belli olan sesiyle.

"Ağlama" dedim benim de sesim çatallanırken. "Sorma da. Sizin başınızı daha fazla belaya sokmak istemiyorum."

"Saçmalama" diye bağırdı birden. "Senin, başımızı belaya soktuğun falan yok. Sen benim kardeşimsin, Defne."

"Sen de benim kardeşimsin. Bu yüzden gelemem" dedim gözümden bir damla akarken. "Beni affet. Seni çok sevdiğimi de unutma olur mu?"

"Defne..." diyecekken daha fazla konuşmaya dayanamayıp telefonu kapattım. Başımı yastığa gömüp dün geceden beri en iyi yaptığım şeyi yapıp ağlamaya devam ettim.
************
Odanın kapısının sesini duyunca uykumdan sıyrılıp kendime geldim. Bir kez daha nerede olduğum gerçeği tokat gibi yüzüme çarparken yüzümü buruşturdum. Lanet olsun!

"Acıkmışsındır" dedi elindeki tepsiyle karşıma geçip bana bakarken. "Hadi kalk da iki lokma bir şey ye."

"İstemiyorum" dedim tahminimden daha kısık bir sesle. Konuşacak halim bile kalmamıştı. Bu adamın varlığı bile beni tüketmeye yetiyordu.

"Hadi, Defne. Bütün gün aç mı oturacaksın?" diye sorsa da umursamadan sırtımı ona döndüm. "Açlıktan ölmeyi mi düşünüyorsun?"

"Senin yanında olmaktan iyidir" diye mırıldandım. Tepsinin sertçe çapan sesinin ardından kolumdan tutulunca acıyla inledim. Hayvan herif.

KURTARICIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin