Nedense oldukça güldüğüm bir bölümdü. Sanırım yazarken sahnelerin gözümde canlanmasından oldu. Umarım siz de beğenirsiniz. İyi okumalar...
18.12.2017
**********
Bir süre öylece dikildikten sonra Çağrı beni banyoya yollayıp sonra da kıyafetlerimi getirmişti. Yaşlı kadının bizi öyle görmesi yetmiyormuş gibi bir de Çağrının çamaşırlarıma dokunmasının utancını yaşıyordum. Onun suratına nasıl bakacağım diye düşünürken Çağrı da üzerini değiştirmiş beni odadan çıkarmıştı.Şimdi ise hepimiz salona inmiş, Çağrı ve ben bir koltukta, yaşlı kadın karşımızdaki koltukta, Arda ise yanımızdaki koltukta bize sırıtarak oturuyordu. Yaşlı kadının bize olan kötü bakışlarından başımı kaldıramıyordum bile. Aramızda geçen kısa konuşmadan Çağrının büyükannesi olduğunu anlamıştım. Gerçekten yaşlıydı. Ama tontondu da.
Geleceğinden Arda efendinin haberi varmış ama beni öyle görünce söylemeyi unutmuş. Dolaylı yoldan da olsa suçlu yine ben olmuştum. Allahım delireceğim ya.
"Söyleyun bakayim, ne halt edeyurdunuz orada?" Ha, bu arada Çağrının karadenizli olduğunu da öğrenmiştim. Daha önce Buketin annesinin nereli olduğunu sormak aklıma gelmemişti.
"Kaç kere söyleyeceğim, büyükanne?" dedi Çağrı bıkkınlıkla. "Kızın ateşi vardı. Bıraksaydım da ölse miydi?"
"Bana bak, kara uşak" dedi kaşlarını çatarak. "Utanmayur misin sen, habu kizun orasina burasina bakmaya?"
"Efendim, Çağrının bir suçu yok" diyerek araya girdim. Bu kadar suskunluk yeterdi. "O beni üzerimde kıyafetlerim varken suyun altına bıraktı ama ben üşüdüğüm için hareket ederken o da ıslandı."
"Ne kadar da güzel bir kizsun sen" dedi gülümseyerek bana bakıp. Geldiğinden beri ilk defa gülüyordu belki de.
"Teşekkür ederim, efendim" dedim utanarak.
"Sizun aranuzda bir şeyler vardur" dedi tekrar kaşlarını çatıp ikimize de bakarken.
"Yok öyle bir şey, büyükanne" dedi Çağrı şaşkınlıkla. Biraz daha uğraştırırsa bizi evlendirecekti kadın. Tam bir Anadolu kadını. Harika!
"Ula ne işun vardi o zaman kizun yanunda?" dedi yine sinirlenerek. Arda iki saattir tutmaya çalıştığı kahkahalarını bırakıp bize gülerken Çağrı ve ben sinirle ona bakıyorduk. "Ayrica sen neden bir kizla ayni evde kaliyursun?"
"Efendim biz..."
"Şey, Zehra sultan" dedi Arda araya girip. "Bunlar evliler ama sana söylemeye çekiniyorlar."
"Ne diyorsun lan sen?" diye tısladı Çağrı dişlerinin arasından. Benim sinirli bakışlarım arasında Arda gülümseyerek geldi ve aramıza oturdu.
"Abi, çaktırma" dedi fısıldayarak. "Sizi öyle görünce deliye döndü. Kendi kendine konuşurken ha bunlar evli değillerse benden çekecekleri var dedi kadın. Ben de karadeniz damarı tuttu dedim."
"Ula neyden çekineceksunuz?" dedi gülerek. Hayır, gerçekten inanmış mıydı yani? "Benum torunum evlenmiş da ben kizacak miyim bir de? Gel bakayim, gelin."
"B-ben mi?" dedim şaşkın şaşkın bakıp. Çağrıya baktığımda onaylar anlamda gözlerini kırptı.
"Senden başka gelin mi vardur haburda?" dedi kadın gülerek. Maşallah, pek de güler yüzlüymüş. Keşke bu yalanı söylemeden gülseymiş. Oturduğum yerden kalkıp kadının yanına gittim ve uzattığı elini öptüm. "Oy, ne de güzelsun sen."