Merhaba, arkadaşlar. Biraz kısa bir bölüm oldu ama bu seferlik idare edin artık. Umarım bir dahaki bölümü daha uzun yazabilirim. İyi okumalar...
10.12.2017
**********
Sabah, her zamanki gibi yüzüme vuran güneş ışıklarıyla gözlerimi aralamıştım. Kendime ev bulduğumda odamı güneş görmeyen taraftan seçecektim. Ya da kendime bir göz bandı almalıydım. Belki de odama siyah perde taktırabilirdim.Oflayarak üzerimdeki pikeyi atıp yerimde doğruldum. İki gündür ev bakmaktan ayaklarıma kara sular inmişti. Buket babasını ikna etmişti ve gene birlikte eve çıkacaktık. Tekrardan eski evimize dönebilirdik aslında ama Buketin babası güvenli olmayacağını söylediği için yeni bir ev bakmaya başlamıştık.
İlk gün Buketle birlikte ev bakmıştık ama dün ailesiyle birlikte bir yere gittikleri için gelememişti. Bu akşam döneceklerdi, eğer bir aksilik çıkmazsa.
Adımlarımı zorlayarak kendimi banyoya attım. Havanın gayet sıcak olmasına rağmen ben üşüyordum. Sanırım hasta olacaktım. İki hafta hiç yemek yememenin üstüne buraya geldiğimden beri de doğru düzgün bir şeyler yememiştim. Bu da ister istemez beni güçsüzleştiriyordu.
Çağrının tavırları her zamanki gibiydi ama aynı davranışlar bu aralar daha fazla canımı yakıyordu. Çünkü ondan hoşlanıyorsun, gerizekalı. İki gündür ev arıyorduk, bundan haberi de vardı ama hiç aramanıza gerek yok falan dememişti. Gerçekten gitmemi istiyordu demek ki. Öyleyse bende giderdim. İstenmediğim yerde duracak halim yoktu ya.
Banyodaki işlerimi hallettikten sonra odama girip sırtımı yatak başlığına yaslayarak oturdum. Saçlarımı dağınık bir topuz yaptıktan sonra pikeyi üzerime çekip sıkıca sarıldım. Hala daha üşüyordum. Of, bugün Hanife teyze de gelmeyecekti. O olsaydı bana çorba yapardı.
Yatağımın içinde kayıp iyice pikeye sarıldıktan sonra gözlerimi kapattım. Gerçekten çok üşüyordum. Birazcık daha uyursam geçerdi belki.
**********
Üzerimdeki pike birden çekilince zorlanarak gözlerimi açtım. Ben burda donuyorum o, her kim ise, üzerimi açıyordu."Ah be kızım ya, insan bir haber verir. Aç şu üstünü" diyen Ardanın sesini duyunca bakışlarımı ona yönelttim.
"Ya Arda, çok üşüyorum. Örter misin üstümü?" diye mızmızlandım pikeyi çekmeye çalışarak. O kadar güçsüzdüm ki kolayca almıştı pikeyi elimden.
"Ateşin var çünkü, gerizekalı" diye homurdandı. "Yanıyorsun lan."
"Uyursam bir şeyim kalmaz" dedim yorgunlukla ona bakıp. Beni dinlemeyip cebinden telefonu çıkardı ve birilerini aradı. Of, uykum var benim ya.
"Alo, teyze... Ben iyiyim de Defnenin ateşi var. Ne yapmam lazım?... Yok senin gelmene gerek yok, sen söyle ben halletmeye çalışırım... Tamam teyze sen de gelirsin ama sen gelene kadar ateşi yükselir. Düşürmek için ne yapayım?... Tamam teyze" dedi ve yanımdan uzaklaşıp banyoya girerken bir yandan da konuşmaya devam ediyordu. Çok şükür ki Hanife teyze geliyordu.
Banyodan gelen yıkılma sesleriyle o tarafa baktım ama bir şey göremedim. Ardından Arda küfrederek bağırınca bir şeyleri yıktığını anladım.
"Ne oluyor burda?" diyerek içeri giren Çağrıya baktım. Bir adam uyandığında bile bu kadar yakışıklı olabilir mi? Senin üzerindeki tişört nerde be adam? Niye öyle geliyorsun karşıma?
"O kutuları neden yukarı koyarsınız ki?" diye homurdanarak içeri giren Ardaya bakışlarını yöneltince kaşlarını çattı.
"Ne işin var lan senin burda?"
"Abi, Defnenin ateşi var da onu düşürmeye çalışıyorum" dedi elindeki su dolu kutuyla yanıma gelip. Yanıma oturduktan sonra bezi ıslatıp alnıma koydu.
"Yaaa" diye çığlık attım bezi çekmeye çalışıp ama elimi tutup engel oldu. "Üşüyorum diyorum, sen soğuk bez koyuyorsun. Arda çek şunu."
"Ateşini düşürecek bu güzelim, dayan" dedi ellerimi sıkıca tutmaya çalışıp. Başımızda dikilen Çağrıya bakışlarımı yöneltince değişik bir şekilde baktığını gördüm. Neden bakıyorsun öyle? Elini uzatıp alnıma dokununca titreyen bedenim daha fazla titremeye başladı.
"Böyle olmaz bu" dedi elini yüzümde gezdirmeye devam ederken. Ah! Sen bana dokundukça benim ateşim daha fazla artıyor, haberin yok ki. Aşağıdan gelen zil sesiyle Hanife teyzenin geldiğini anladım. O bana bakardı şimdi. Bu iki canavarın elinden kurtarırdı beni. "Sen kapıya bak, ben de banyoya götüreyim bunu."
"Ne?" diye bağırdım bana uzattığı ellerini itekleyip. Arda ise bizi umursamayıp odadan çıkmıştı. "Saçmalama ya, Hanife teyze gelecekti, o ilgilenir benimle."
"Hanife teyze gelene kadar ölürsün kızım" dedi ellerimi umursamadan kucağına alırken.
"Ya bırak."
"Meraklı değilim ben de sana" dedi banyoya girdiğimizde beni yere bırakıp. Üzerimdeki pijamama ellerini uzatınca eline vurup engel oldum.
"Sakın" dedim sinirle ona bakıp. Bu zamana kadar kimsenin beni çamaşırlarımla görmesini umursamayan ben, Çağrıdan utanıyordum.
"Sanki daha önce görmedim" dedi alayla bana bakarken. Daha önce beni çamaşırlarımla görmüş olduğu aklıma gelince utanarak bakışlarımı kaçırdım. "İyi pijamanla gir o zaman."
"Ya gitsene sen. Ben hallederim."
"Gördük nasıl hallettiğini" dedi tıslayarak ve kolumdan tutup duş kabininin içine soktu. Ardından normalde ılık ama şu an bana soğuk gelen suyun başımdan aşağı boşalmasına izin verdi.
"Ya, donuyorum" dedim suyun altından kaçmaya çalışıp. Dışarda olmasına rağmen beni tutmaya çalıştığı için o da biraz ıslanmıştı.
"Rahat dur, ben de ıslanıyorum senin yüzünden."
"Çağrı, lütfen. Çok üşüyorum" dedim daha ılımlı yaklaşarak. Kollarımı bedenime sarıp kendi kendimi ısıtmaya çalıştım ama bir işe yaramıyordu.
"Biraz daha dayan" dediğinde sinirle ona bakıp kolundan çektim. Suyun altına girdiğinde küfür ederken ben kendimi unutmuş onun haline gülüyordum. "Napıyorsun sen?"
"Ama üşüyorum dedim."
"Hay senin" diye homurdanıp suyun içinden çıktı. Ben de suyu kapatıp çıktığımda bana uzattığı havluyla kurulandım. "Üzerini çıkarıp gel."
"Tamam" diye mırıldandım ve üzerimdekileri çıkarıp havluya sarındıktan sonra banyodan çıktım. Şimdi biraz daha iyiydim sanki. Soğuk su gerçekten iyi gelmişti. Odaya girdiğimde birinin sırtına çarpmamla durdum. Arda ve yanında duran yaşlı bir kadın, Çağrı ve bana gözlerini belertmiş bakıyordu.
Çağrı ona çarpmamla kendine gelip benim önüme geçti. Kahretsin! Siktir! Üzerimde sadece havlu vardı ve ikimiz de ıslaktık. İşte şimdi gerçekten, siktir!
**********
Eee, nasıl buldunuz bölümü? Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın...