39. Bölüm

838 70 40
                                    

---Jimin---

Havaalanından çıktıktan sonra kaldırımda ilerlemeye başladık. Bir süre gittikten sonra karşımıza hiç otel çıkmadığı için birisine sormaya karar verdim. İkinci denememi yapmak üzere orta yaşlı bir adamla konuşmaya başladım.

(Jimin)- Merhaba

- Merhaba

(Jimin)- Arkadaşlarımla kalacak bir yer arıyoruz ama bulamadık, yardımcı olur musunuz acaba?

- Buradan biraz daha ilerledikten sonra ikinci aradan sağa dönün. O caddede kalabileceğiniz oteller var.

(Jimin)- Teşekkür ederim

- Rica ederim

Adamın tarif ettiği şekilde ilerledikten sonra karşımıza oteller çıkmıştı. Hemen en yakınımızdaki otele girdik ama odaların hepsi dolu olmasıyla geri çıktık. Biraz daha ilerledik ve başka bir otele girdik. İki oda istedik. Biri iki kişilik, biri tek kişilikti. Benimle Jungkook iki kişilik odada kalacak, tek kişilik odada da Min Hee kendisi kalacaktı. Kartlarımızı alıp odalarımıza çıktık ve biraz dinlenmeye karar verdik. Eşyalarımı dolabın bir bölümüne yerleştirdim ve kendimi yatağıma attım. Jungkook da duş aldıktan sonra yatacağını söylemişti. Şansıma odada iki yatak vardı ve Jungkook'la kucaklaşarak yatmak zorunda kalmayacaktık. Ben uykunun ellerine kendimi bıraktığımda Jungkook dolabın diğer bölümüne eşyalarını yerleştirmekle meşguldü. Her zamanki gibi uykuya dalarken Deniz'i düşünmüştüm. Onu düşünmediğim bir dakika bile yoktu ki...


---Deniz---

Ege ile birlikte eve doğru ilerlerken her zamanki gibi yine tartışmıştık. Ama bizimki tatlı tartışmalardı. Birbirimizle uğraşmadan duramıyorduk. Sohbet ede ede eve geldiğimizde çantamın içinden ev anahtarını çıkartıp kapıyı açtım. Kapıyı açmamla önümden hızla bir karaltı geçmişti. Neler olduğunu anlamaya çalışırken Ege konuşmaya başladı.

(Ege)- Lütfen küçücük fareden korktuğunu söyleme.

(Deniz)- Fare mi? Az önce hızla geçen fare miydi?

(Ege)- Evet

(Deniz)- Fareden korkmam merak etme.

(Ege)- Hadi girelim o zaman daha çok işimiz var gibi.

İçeri girdiğimizde önce salona gidip göz attım. Ege'de benimle birlikte evi geziyordu. Salonda yerde bir karaltı daha görsem de umursamadan yan taraftaki odaya geçtim. Orada da bir karaltı görmüştüm. Ege'ye baktığımda farenin gittiği yöne bakmasından onun da görmüş olduğunu anladım. Daha sonra kendi odama gittim. Dolabımı açıp baktığımda köşede iki tane fare gördüm. Dolabı tekrar kapattım ve  bu sefer de mutfağa gittim. Masanın altından iki tane fare çıkmış biri sağa biri sola kaçışmıştı. Mutfak dolaplarını açtığımda gördüğüm farelerle sınırlı kalmadığını da anlamış oldum. Ege'ye dönüp konuşmaya başladım.

(Deniz)- Ege evimi fareler basmış.

(Ege)- Biraz öyle olmuş sanırım. İlaçlama yaptırmamız gerekiyor, burada kalamazsın.

(Deniz)- O zaman ilk önce ilaçlama işini halledelim sonra da bana kalacak bir yer bulalım.

(Ege)- Tamam, çıkalım o zaman.

Evden geri çıktıktan sonra Ege telefonuyla ilaçlama merkezini arayıp evi en kısa zamanda ilaçlamalarını sağladı. Ama eve geri dönebilmem için bir haftanın geçmesi gerekiyormuş. Ona da şükredip otel aramaya başladık. Otellerin olduğu caddeye geldiğimizde en yakınımızdaki otele girdik ama ne yazık ki odalar dolu olduğu için geri çıkmak zorunda kaldık. Biraz daha ilerledik ve bir otele daha girdik. Şansıma tek kişilik bir tane boş odaları varmış. Hemen işlemleri yaptırıp kartımı aldım ve odama çıktık. Ege sonunda taşıdığı çantamı dolabımın yanına bırakmıştı ve kendini koltuklardan birine atmıştı. Bende hemen montumu çıkartıp kendimi yatağa bıraktım. Fazla bir şey yapmamış olsam da halim yoktu ve fazlasıyla yorulmuştum. Yatakta yatarak tavanı incelerken konuşmaya başladım.

Sensiz YaşayamamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin