---Min Hee---
Jimin şarkı söylemeye başladığında aynı zamanda zorlukla tuttuğu gözyaşları da süzülmeye başladı. Kendini tuttuğunu biliyordum ve az da olsa rahatlaması için şarkı söylemesini istemiştim. Deniz ise gözlerini kırpmadan Jimin'e bakıyordu ve o da ağlıyordu. Onları böyle görmek beni fazlasıyla üzüyordu. Onlar böyle bir hayatı hak etmiyorlardı.
---Deniz---
Jimin şarkıyı söyledikten sonra hemen gözyaşlarını sildi ve yanımıza geldi. Akşama kadar birlikte gezmiştik ama istediğimiz gibi eğlenememiştik. Min Hee ve Jungkook ne kadar ortamı yumuşatmaya çalışsa da bir türlü olmuyordu. Saat ise bize inat hızla akıp gidiyordu.
Uçak saatlerine bir saat kaldığı için havaalanına gitmiştik. Biletlerini aldıktan sonra bekleme salonuna geçip boş bir yere oturduk ve beklemeye başladık. Bir an önce yanımda duran Jimin'in çantasındaki defteri alıp okumalıydım.
Min Hee ve Jungkook birlikte konuşmaya başladıklarında Jimin de gözlerini kapatmıştı. Bende bunu fırsat bilip hemen çantadan defteri aldım ve lavaboya gideceğimi söyleyip yanlarından uzaklaştım. Lavaboya girdikten sonra elimdeki defteri açıp okumaya başladım. Her sayfada gözyaşlarım daha fazla yanağımdan süzülüp deftere veya elime damlıyordu. Defteri okuyup bitirdikten sonra ise hıçkırıklarıma engel olamıyordum. Zorlukla lavabodan çıkıp yanlarına doğru ilerlemeye başladım. Ayağa kalkmış, ellerine valizlerini almış bana bakıyorlardı. Aramızda dört veya beş adım kalınca durdum ve zorlukla konuşmaya başladım.
(Deniz)- Se-sevgilim? Bırakıp gidiyor musun beni?
Artık bacaklarım daha fazla dayanamadı ve gözlerim kararmaya başladı. Son duyduğum şey Jimin'in o doyamadığım güzel sesiydi.
(Jimin)- Deniz? Sevgilim?
---Jimin---
Deniz lavaboya gitmek için yanımızdan ayrıldığında uçağın kalkmasına da az kalmıştı. Bir süre sonra bekleme salonunda yankılanan ses uçağın kalkacağını haber veriyordu. Oturduğumuz yerden kalkıp valizlerimizi aldık ve Deniz'i beklemeye başladık. Kısa bir süre sonra Deniz yavaş adımlarla yanımıza geldi ve aramızda mesafe bırakarak konuşmaya başladı.
(Deniz)- Se-sevgilim? Bırakıp gidiyor musun beni?
Neler olduğunu anlayamadan Deniz elindeki defteri düşürdü ve sonra kendisi düştü. Hemen yanına gittiğimde de bayılmış olduğunu gördüm. Uyandırmaya çalışsam da kendine gelmedi. Hemen kucağıma aldım ve güvenlik görevlilerinin yardımıyla havaalanındaki revire götürdüm. Doktor Deniz'i muayene ettikten sonra serum taktı ve dinlenmesi gerektiğini, önemli bir şey olmadığını söyleyip bizi yalnız bıraktı. Deniz'in yatağında boş kalan yere oturdum ve elini tuttum. Bana ''Sevgilim'' deyişi kulaklarımdan gitmiyordu. Bir türlü olanları anlayamıyordum. Uçağı ise çoktan kaçırmıştık ama umurumda değildi. Deniz iyi olmadan hiçbir yere gitmeyecektim. Ben düşüncelere dalmışken Deniz sayıklamaya ve kapalı gözlerinden gözyaşları süzülmeye başladı. Ne yapacağımı bilemedim. Birden yerinden sıçrayarak doğrulduğunda ağlaması daha çok şiddetlenmişti. Hemen elimle yüzünü tutup gözyaşlarını sildim. Bir süre bana öylece baktıktan sonra konuşmaya başladı.
(Deniz)- Ji-Jimin? Sevgilim?
Sarılınca bende ona sımsıkı sarılmıştım. Gözyaşları boynumu ıslatırken konuşmasına devam etti.
(Deniz)- Özür dilerim. Seni unuttuğum için özür dilerim sevgilim. Sizi unuttuğum için özür dilerim.
(Jimin)- S-sen özür dileyecek bir şey yapmadın, özür dileme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz Yaşayamam
FanfictionGerçekleşmesini istediğim ama hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini bildiğim hayellerimi anlatan bir çalışma... Lütfen kitabımı okuyun. Bana, vote ve yorumlarınızla destek olun ^^ Kapak tasarımı için @AURORA-hera teşekkür ederim =) 10.02.2016 10.02.2017