Multideki resmi öğretmenimiz ders anlatırken çizmişti biz de teneffüste resmi biraz değiştirdik isimleri ekledik ben de buraya koymak istedim ^^ İyi okumalar ^^
---Jimin---
Ben düşüncelerim arasında kaybolmuşken Deniz'in omzuma dokunmasıyla bir anda irkildim.
( Deniz )- Jimin korkuttum mu? Çok özür dilerim. Sana bir soru sormuştum ama cevap vermedin iyi misi?
( Jimin )- Ah! Asıl ben özür dilerim dalmışım. Sen ne sormuştun?
- Daha önce hiç buraya geldin mi?
- Yok hayır gelmedim doğrusu burada böyle bir yerin olduğunu bile bilmiyordum.
- Gerçekten mi?
- Evet. Sen nereden biliyorsun burayı?
- B-ben mi? Şey ııııııı. Ben şeyden biliyorum ya.
- Neyden?
- Boşver ya buldum işte.
- Merak ediyorum ya nasıl buldun anlatsana.
- Anlatmasam olmaz mı?
- Olmaz Deniz. Sen bana anlat dedin ben her şeyi anlattım sıra sende, anlat çabuk hadi seni dinliyorum.
Müzikle daha iyi oluyor ama iki sefer açmanız gerekebilir müzik bitiyor ama bölüm bitmiyor bölümün sonuna kadar dinlerseniz sevinirim belki daha çok hoşunuza gider ^^
- Anlaşılan senden kurtuluş yok anlatayım o zaman. Geçen hafta Pazar günü eşyalarımı topluyorken aileme ait birçok eşya buldum Türkiye'den geliyorken yanıma almışım. O zamana geri döndüm o eşyalarla. Babamın bana aldığı sade bir bileklik, annemin kışın üşümeyeyim diye kendi elleriyle ördüğü kazak ve daha birçok şey. Başta ailemle geçirdiğim bütün o güzel günleri hatırladım ve gülümsedim ama sonra hayatımın bir anda değişmesine neden olan o kabus günü hatırladım. Okuldan çıkmış eve doğru ilerliyordum birden telefonum çaldı. Telefonumun ekranındaki ''Babacım'' yazısını görünce sevinerek telefonu açtım. Babamın o içimi ısıtan sesini duymayı beklerken başka bir adam konuşmaya başladı. Polis olduğunu söyleyip anne ve babamın kaza yaptığını, hastaneye kaldırıldıklarını ve durumlarını ağır olduğunu söyledi. O an nefes alamadım, sanki birisi acımasızca kalbimi yerinden sökmeye çalışıyor gibiydi. İlk defa kalbim o kadar çok acımıştı. Başta konuşamadım ama kendime gelir gelmez hemen hangi hastaneye kaldırıldıklarını sordum ve hemen bir taksiye binip kaldırıldıkları hastaneye gittim. Ben hastaneye gittiğimde annemi de babamı da ameliyathaneye almışlar. Bir 5-10 dakika sonra annemin de babamın da aynı anda kalplerinin durduklarını ve geri hayata döndüremediklerini öğrendim. İkisi de beni bu dünyada tek başıma bırakıp gitmişlerdi. Yani hem anne acısı hem de baba acısını aynı anda yaşadım. Bütün dünyam başıma yıkılmıştı, nefes alamıyordum. O an hiçbir şey hissetmiyordum tek yaptığım şey etrafıma boş boş bakmaktı. Sonrasını hatırlamıyorum çünkü bayılmışım. Ağlayıp içimi dökmediğim için her şeyi içime atmışım bundan dolayı bayıldığımı söylediler. Gerçekten de ağlamamıştım daha doğrusu ağlayamamıştım, o zaman kendimde değildim. Olanları sindirmeye çalışıyordum aklım sıra. Acımı az da olsa hafifletmeye çalışıyordum ama zaman geçtikçe annemi ve babamı bir daha göremeyeceğim aklıma geldikçe acım iki katına çıkıyordu. Türkiye'de hayatıma devam edemedim, duramadım orada. Her nefes alışımda kalbime bir şey batıyordu. Her seferinde kendimi annemin ve babamın mezarı başında buluyordum. Derslerim çok iyiyken bu olaydan sonra bütün notlarım düştü, ders dinleyemez oldum. Bir türlü kendimi toparlayamadım. Annemi ve babamı bırakmak istemesem de onların istediği gibi bir hayat sürebilmem için oradan uzaklaşmam gerekiyordu, ben de buraya geldim.Biraz olsun toparlandım. Acım hafiflemedi dediğim gibi her geçen gün onlara olan özlemim arttıkça içimdeki acı da artıyor ama yapabileceğim hiçbir şey yok. O gün de nefes alamaz durama geldim. Dışarıda baya yağmur yağıyordu ama aldırmadan evden çıktım ve yere bakarak yürümeye başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum sadece yürüyordum. Sırılsıklam olduğumu ve yorulduğumu hissettiğim an durdum ve kafamı kaldırdım işte o zaman karşımda bu güzel manzara vardı. Nereye bakarsan bak uçsuz bucaksız gökyüzü kendisini gösteriyor değil mi? Tıpkı insanların hayatlarındaki bitip tükenmeyen sorunlar, sıkıntılar gibi. Buradan bakınca şehir de ayaklarının altında gibi görünüyor değil mi? ama değil tıpkı kurduğumuz ama gerçekleşmesi imkansız olan hayallerimiz gibi. Sence bu şehri aydınlatmak için kullanılan ışıklar şehrin her yerini aydınlatıyor mu? Aydınlatmıyor değil mi? Güneş battığında her yeri karanlık kaplayan sokaklar var. Bunu da neye benzetiyorum biliyor musun Jimin? Hayatıma. Ailem benim için batmayan bir güneş gibiydi. Onları kaybedince hayatımı aydınlatan güneşi de kaybetmiş oldum ve hayatım o aydınlanmayan sokaklar gibi karanlık kaldı. İşte böyle Jimin, burayı bu şekilde buldum. Ne zaman canım sıkılırsa, nefes alamaz duruma gelirsem buraya geliyorum sakinleşince de geri dönüyorum. Burası benim için çok önemli bir yer ve sadece sen biliyorsun. Burası ikimiz arasında sır olarak kalsın olur mu?
- Olur. Deniz sana bir şey söylemek istiyorum.
- Seni dinliyorum.
- Deniz. Sana söz veriyorum o karanlık sokaklarını aydınlatacağım.
Evetttttt bu bölüm de bitti. Hepinizden de ayrı ayrı özür diliyorum uzun zamandır bölüm yayınlamadım ama bundan sonra düzenli olarak yb yayınlamaya çalışacağım. Bölümler kısa oluyor galiba ama okul yüzünden pek yazamıyorum. Arada fark ediyorum da yazım yanlışları oluyor lütfen kusuruma bakmayın ben elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum anca bu kadar oluyor. Okuyucularımdan küçük bir isteğim olacak lütfen yorum yapın ve vote verin lütfen. Okunma sayımız çok güzel ilerliyor çok seviniyorum ama ne yorum var ne de vote lütfen yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın!!!! Bir de bu bölümü benim için değerli olan kişilerden birine ithaf ediyorum @koredream seni çok seviyorum bitanem benim ^^ Diğer bölümlerimide de diğer değerlilerime ithaf edeceğim onları unuttum sanmayın. ^^
Sınır 55 vote!!!!!!
Hoşçakalınnnnn :) :) ^^
SARANGHAEEEEEEEEEEEEEE ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz Yaşayamam
FanficGerçekleşmesini istediğim ama hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini bildiğim hayellerimi anlatan bir çalışma... Lütfen kitabımı okuyun. Bana, vote ve yorumlarınızla destek olun ^^ Kapak tasarımı için @AURORA-hera teşekkür ederim =) 10.02.2016 10.02.2017