41. Bölüm

786 72 48
                                    

Müzik ile okuyorsanız duygusal, sakin bir müzik ile okumanızı tavsiye ederim :) İyi okumalar ^^

---Deniz---

Ege ile biraz gezdikten sonra taksiye bindik ve kalan yolumuzu taksiyle geçirdik. Hastaneye girince beni fazlasıyla rahatsız eden hastane kokusu yüzüme çarpmıştı. Ege ile birlikte doktorun odasına çıktık ve kapıyı çalıp içeri girdik. Doktor bilgisayarından gözlerini alıp bize bakınca yüzüne bir gülümseme yerleştirdi ve konuşmaya başladı.

(Doktor)- Hoşgeldiniz gençler, geçin oturun.

(Ege)- Deniz'in kontrolü için geldik hocam.

(Deniz)- Bir de Ege için.

(Doktor)- Bir sorun mu var Ege?

(Ege)- Yok hocam-

(Deniz)- Ege grip oldu gitmeden o da doktora görünecek.

(Doktor)- Peki, geçmiş olsun Ege.

(Ege)- Sağ olun hocam 

(Doktor)- Sen nasılsın Deniz? Hastaneden çıktıktan sonra bir sorun yaşadın mı?

(Deniz)- Hayır, önemli bir şey olmadı.

(Ege)- Oldu hocam. Deniz bir süre hareket ettikten sonra kendini bitkin hissediyor ve uyuya kalıyor. Birkaç sefer de başı döndü.

(Doktor)- Bu şekilde tepkiler göstermesi normal Ege. Eski gücünü toplaması için biraz zaman geçmesi gerekiyor. Verdiğim ilaçları vaktini geçirmeden almalısın Deniz. Kendini daha iyi hissedebilmen için o ilaçlara ihtiyacın var. Fazla endişelenmenize gerek yok.

(Deniz)- Ben endişelenmiyorum zaten, olacak varsa eninde sonunda olacak sonuçta.

(Doktor)- Sen kendin için endişelenmiyorsun ama senin için fazlasıyla endişelenen biri var. Değil mi Ege?

(Ege)- K-kim? Be-ben mi?

(Doktor)- Seni daha önce hiç bu şekilde görmemiştim Ege.

Ortama bir süre sessizlik çöktükten sonra rahatsız olmaya başladığım için sessizliği bozdum.

(Deniz)- Biz gidebilir miyiz artık?

(Doktor)- Tabii ki. Dikkatli olun gençler, birbirinize göz kulak olun.

(Ege)- İyi çalışmalar hocam.

(Doktor)- Sağ ol Ege.

Doktorun odasından çıktıktan sonra koridorda ilerlemeye başladık. Ege'nin görüneceği doktorun odasına gelince Ege içeri girdi ve bende dışarıda beklemeye başladım. Bir süre bekledikten sonra odadan çıktı ve birlikte hastanenin çıkışına doğru ilerlemeye başladık. Her zamanki gibi hem yürüyor hem de birbirimizle atışıyorduk. Ege yine saçımı karıştırmıştı ve bende ayak uçlarımda yükselip onunkini karıştırmıştım. İkimiz de gülerken Ege kolunu omzuma atmıştı ve beni kendine çekmişti. Biraz şaşırsam da Ege'yi kendime yakın hissettiğim için tepki göstermemiştim. Hem gülüyor hem de ilerliyorken koridoru döndüğümüzde gördüğüm kişiyle adım atamamıştım. Vücudum hissizleşmeye başlamıştı. Kalbim işlevini yitirmiş ve nefes alamaz olmuştum. Ben durunca Ege de durdu ve bana bakmaya başladı ama ben gözlerimi o kişiden alamıyordum. Kısa bir süre sonra başıma çok keskin bir ağrı girdi. Ellerimle başımı tutmuş ve ağrının şiddetiyle çığlık atmıştım. Gözlerimi sımsıkı yumdum ve olduğum yere oturdum. Ege bir şeyler söylüyordu ama söylediklerini anlamıyordum. Gözlerim kapalıyken kendimi alışmış olduğum karanlığın ellerine bırakmıştım. Son gördüğüm şey karanlığın içinde parlamaya başlayan küçük bir ışıktı.

Sensiz YaşayamamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin