YİNE PARTLI BİR BÖLÜM :) SINAV HAFTASININ GÖZÜ KÖR OLSUN AMA BİTTİ :) ÇOK ŞÜKÜR :) HAFTAYA PAZAR BU BÖLÜMÜN İKİNCİ PARTINI VE HAZIR MISINIZ? KATİL UŞAK OLMAYABİLİR'İ DÜZENLENMİŞ HALİYLE OKUYABİLECEKSİNİZ :) BİRKAÇ BİR ŞEYİ DEĞİŞTİRMİŞ OLABİLİRİM ŞİMDİDEN BEN DE NE OLACAĞINI BEN DE BİLMİYORUM LÜTFEN BU NİYE BÖYLE DEĞİL MİYDİ GİBİSİNDEN SORULAR İSTEMİYORUM :) LÜTFEN :)
BİR DİĞER HUSUS: CANIMI SIKAN BİR ŞEYLER VAR. BARIŞ'IN 40.000.000 TAKİPÇİSİ OLMASI HERKESİ NEDEN BU KADAR RAHATSIZ EDİYOR? BUNUNLA İLGİLİ YORUMLARA (5.BÖLÜMDE) TATLILIKLA CEVAP VERİYORUM BUNUN BİR KURGU OLDUĞUNU SÖYLÜYORUM AMA BİRAZ ÖNCE GÖRDÜĞÜM "ABARTSAYDIN AQ" YORUMUNDAN SONRA BUNU YAZMA İHTİYACI HİSSETTİM. O YORUMU SİLMEYECEĞİM, CEVAP VERMEYECEĞİM AMA BU KÜFRÜ DESTEKLEDİĞİM ANLAMINA GELMİYOR! BU BİR KURGU. BENİM HAYAL DÜNYAM. PEWDİEPİE'İN 50.000.000'U GEÇİK BİR KANALI VARKEN BU NEDEN MÜMKÜN OLMASIN?UMARIM MESAJ ULAŞMIŞTIR.
İŞİN ASLINA GELİRSEK;
BENİ WATTPAD'DE TAKİP ETMEYİ, 700 TAKİPÇİYE AZ KALDI:), YORUMLAMAYI,OYLAMAYI,EĞER YAZIM HATALARI VARSA BENİ UYARMAYI :) UNUTMAYIN.
CANIM OKUYUCUNUN ÇALIŞMASI MULTİMEDİA DA :) DEVAMINI BEKLİYORUZ HEPİNİZDEN :)
SEVİLİYORSUNUZ KUZULARIM ♥
Ö-PÜL-DÜ-NÜZ.
DENİZ'İN BAKIŞ AÇISINDAN;
"Siktir!" dedi Barış. "Aklıma gelmediyse şerefsizim!" Yanında ben olduğumu hatırlamış olacak ki bana dönüp özür dileyen gözlerle baktı. Affetmeyecektim. Affedecek bir şey yoktu çünkü. Bu durumu bu sözlerden başka hiçbir şey bu kadar iyi ifade edemezdi. Benim de aklımda bundan bin kat güzel sözler vardı lakin söylemeyecektim.
"Alacağın olsun Ruhi!" diye bağırdım. Ellerimle yüzümü kapatıp derin derin nefesler aldım. "Aklım çıktı."
Ruhi elinde kamera gülerek bize yaklaşırken Barış benim önüme geçip saldırmaya hazır bir aslan misali siper aldı.
"Bittin oğlum sen" dedi. "Sileceğim seni dünyadan. Sen bunu yaptın ya. Ruhi Çenet adında bir insan kalmayacak oğlum bu dünyada. Hah! Bozacının şahidi şıracılar da geldi!"
Derya ile Savaş kapıda suçlu iki çocuk gibi göründüklerinde içimdeki öfke kendini baş gösterdi. Üstlerine atlamamak için zor durdum.
"Kaybolun" dedim. "Hemen! Yoksa ben de sizi dünyadan silerim."
"Ne cesaret!" dedi Barış. Elini saçlarına geçirmiş olanlara inanmakta güçlük çekiyormuşçasına bir portre çiziyordu kendinde. "Barış Eronat'a. Ulan Ruhi! Ulan Ruhi!" Ani bir dönüşle Ruhi ile karşı karşıya kaldığında Ruhi gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmış Barış'ın diyeceklerini bekliyordu. "Dua et. Odada kız var. Yoksa var ya... Sana öyle şeyler söylerim ki! Ağzıma da vurmam!"
"Şaka" dedi Ruhi basitçe. Umursamaz bir edayla omuz silkip gülümsediğinde odadaki yumuşak, sert ne varsa hepsini kafasına geçirmek istedim. Hak ediyordu, hak etmişti. Durduğum kabahatti! Kalbim yerinden çıkacaktı yahu benim!
"Şaka" dedi Barış. "Şaka..." Kendine kendine konuşuyor, mırıldanıyordu. "Çıkın lan dışarı. Değil bir gün, Allah'ın bana bahşettiği her bir günde sizi görürsem yakarım çıranızı! Dağılın!"
Odada yalnız kaldık. İkimizde yatağa yakın bir yerde ayakta kalmış sessizce, birleri incelerken nedensizce gülmeye başladım. Gülmelerim bitmek tükenmeyen kahkahalara dönüştüğünde Barış saklamaya çalıştığı gülümsemesiyle uyardı beni.