BÖLÜM 52: KALP KALBE KARŞI DERLER ♥

10K 721 427
                                    

YARIN OKULA BAŞLAYACAK OLANLAR. HEPİNİZE İYİ, BAŞARILI BİR DÖNEM GEÇİRMENİZİ DİLİYORUM.

KATİL UŞAK OLMAYABİLİR DE GELDİ :) OKUYANLARA DUYURULUR.

WATTSAPP GRUBUMUZ ÇOK GÜZEL HEPİNİZİ BEKLERİZ :) TEK YAPMANIZ GEREKEN KATILMAK İÇİN NUMARALARINIZI BETÜLÜME (BÖLÜM ONA İTHAF) NUMARALARINIZI ÖZELDEN ULAŞTIRMAK :) TAMAMEN GÜVENİLİR. ŞÜPHENİZ OLMASIN

YORUMLAMAYI/OYLAMAYI/BENİ WATTPAD'DE TAKİP ETMEYİ/ HİKAYEYİ ÖNERMEYİ UNUTMAYINIZ!

Ö-PÜL-DÜ-NÜZ

BARIŞ'IN BAKIŞ AÇISINDAN;

"Bak güzelim burası da salonum." Kamerayı kendime çevirip arkamdaki çerçeveleri işaret ettim. Bir tane boş olanı elime alıp kameraya gösterirken aptal aptal sırıtıyordum. "Bu çerçeveye bizim fotoğrafımızı koyacağım. Hani geziye gittiğimizde çekindiklerimizden. Ayşe'nin bizimle olduğu zamanlarda"

Gülüşüm sönüp üzerime bir hüzün çökse de o ruh halini kendime hiç yakıştırmadım, çabucak çıkarıp attım. Ayşe'nin iyi olduğunu biliyordum. Yeni ailesi ile mutlu olduğunu, ona iyi baktıklarını biliyordum. Ayşe sonunda ona kimsenin vermeye gücü yetmeyeceği bir şeye, bir anne bir babaya sahipti. Belki öz değillerdi lakin onu öz yavruları olsa ondan ayırmayacak kadar çok seviyorlardı.

Konuşmaya devam edip Deniz için çektiğim ev turu videoma tam gaz devam edecekken Orkun iç odadan saçlarını karıştırarak çıktı. Dün gece beni yalnız bırakmamış, mükemmel bir arkadaşlık örneği gösterip geceyi burada geçirmişti. İstememe, sormama rağmen.

"Ne yapıyorsun kanka."

"Deniz'e evimi tanıttığım bir video çekiyorum." Kamerayı benden çevirmemek için kamerayla birlikte dönüp Orkun'u kadraja aldım. "Orkun gece bende kaldı" dedim. Ciddi bir şekilde ekrana bakıyordum. "Yanlış anlaşılmasın."

"Benim de sesim annemlerin mahallesindeki süslü Fatma gibi çıkıyordu zaten" Orkun gözlerini devirip koltuğun üzerinden montunu aldığını gördüğümde kamerayı kapatıp ona döndüm.

"Gidiyor musun?"

"Sponsor görüşmem var. Gitmeliyim."

"Kahvaltı yapacaktık." dedim. Ne yalan söyleyeyim üzülmüştüm. "Boğazda. Deniz'e de oraları çekip atacaktım hem." Orkun ceketini giymeyi bitirdiğinde birkaç adım atarak bana yaklaştı, elini omzuma koydu.

"Barış" dedi gözlerimin içine bakarak. "Senin sevgilin bir İstanbullu. Bahsine girerim İstanbul'u senden iyi biliyordur" Benden uzaklaşıp arkasını dönerek kapıya ilerledi. "O yüzden vazgeç" diyerek elini kapı koluna uzattı. "Vicdanını rahatlatacak başka uğraşlar bul. Kendine yalan söylemeyi bırak."

Kapı ardından gürültüyle kapandığında salonun ortasında kalakaldım. Orkun'un söylediklerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığını kavrayabilmek için zihnim hummalı bir çalışmaya girdiğinde düşüncelerim olmaması gereken yerlere gitti, konudan saptı. Bir anda mahallede top oynayan küçücük bir çocuktum, bir sonraki anda bir partide ilk defa bir kızı öpen bir ergen. En son aklıma gelen ise Deniz'i öptüğümdü. Bu iki anıyı zihnimde karşılaştırdığımda kalbimin verdiği tepkiler birbirinden oldukça farklıydı. Evet, geçmişim vardı ama şimdi, geleceğim Deniz'di. Öyle olmalıydı. Kalbimin kulakları sağır edecek gürültüsü anca böyle dizginlenirdi.

Onu aramayı düşündüm. Meşgul olabileceği, müsait olmama ihtimali üzerinde fazlaca durduğumdan olacak ki kendimi odama girmiş bilgisayarı kucağıma çekerek yatağa uzanmış buldum. Favori dizimin son bölümünü izlemeye hazırlanıyordum ki birden bilgisayarın ekranını indirip yataktan kalktım. Sıkılıyordum. Bunalıyordum. Şu dakika itibariyle beni eğlendirebilecek bir şey yoktu. Neden böyle hissettiğim hususunda bir kanıya varamazken telefonum çaldı.

@FENOMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin