Dört / Quatre

6.6K 363 116
                                    

Adrien
Balo bu akşamdı. Kara Kedi'ye dönüştüm ve oraya gittim. Beni ikinci kattaki açık bir alana çıkardılar, burası tepeden balo alanına bakmamı sağlıyordu. Ve benim gözlerim tabii ki de Marinette'i arıyordu. Ve birden o, kapıdan içeriye girdi. Üstünde siyah, uzun ve straplez bir elbise vardı. Meraklı gözlerle etrafa bakıyordu. Sonra Alya onu oturdukları masaya çağırdı. Marinette oraya gidip oturdu.
Onun yanına gitmek istiyordum fakat yanımdaki korumalar kesinlikle izin vermezdi. İçeride yavaş bir tango müziği çalıyordu. Hareketlendim. Korumalar da öyle.
-Efendim, nereye?
-Aşağıya iniyorum. Bir kızın yanına gideceğim.
Beni kollarımdan tuttular.
-Efendim, gitmeyin! Burada kalmalısınız. Bay Agreste-
-Bana ne Bay Agreste'ten! Ben gidiyorum! Engellemeyin beni!
Aşağıya indim. Marinette'in oturduğu sandalyenin arkasına doğru yürüdüm. Gülüp konuşuyordu her şeyden habersiz. Birden arkadan ona sarıldım. Bir elimle belini, öteki elimle boynunu sarıp onu sandalyeye hapsettim.
-Ne-ne oluyor!?
Alya ve Nino ona gergin el kol hareketleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyorlardı.

Marinette
-Burnumda bir şey mi var?
Alya ve Nino başlarını sağ-sola salladılar.
-Arkamda bir şey mi var?
Alya ve Nino başlarını yukarı-aşağıya salladılar.
-Tak tak!
Arkamdaki kişi konuşmuştu. Sesimi çıkaramadım.
-"Kim o?" diyeceksin.
-Ki-kim o?
Kafamı hafifçe arkaya çevirdiğim sırada onunla göz göze geldim.
-Kara Kedi...
-Kara Kedi! Sen burada ne arıyorsun!? Hem i-insanların arasında böyle sarmaş dolaş ol-olmak...biraz garip değil mi?
-Hiç de değil! Bu arada hanımefendi ve beyefendi: Siz beni takmayın. Ben kediyim ya, nerede ışık görsem onu yakalarım.
Alya ile Nino hemen sululuğa başladı.
-Oooooooooo!
Konuşamıyordum. Kara Kedi de bu hâlimi fark etti.
-Leydim, biraz suskunsun. Gelmeme sevinmedin mi?
-Elbette sevindim. Burada olduğunu biliyordum. Ben...ben sadece...onca kız arasından beni se-seçmene şaşırdım o-o kadar.
Kulağıma eğildi.
-Sen özel birisin Marinette Dupain-Cheng.
Belimdeki ve boynumdaki kolları gevşedi. Beni elimden tutup ayağa kaldırdı.
-Benimle dans etmeye lütfeder misiniz?
-E-evet?
Ve benimle dans etmeye başladı.

Adrien
Herkes hâlâ dans ediyordu. Birden Marinette'i kucakladığım gibi oradaki bir kapıdan dışarıya çıkardım. Bir bahçeye geldik. Bahçedeki ağaçlardan birinde, bir salıncak asılıydı. Marinette'i oraya oturttum ve sallamaya başladım. Gülmeye başladı.
-Çok şekersin.
-Öyleyimdir.
-Neden bana böyle davranıyorsun?
-Rahatsız mı oluyorsun?
-Hayır. Hoşuma gidiyor.
Salıncağı kendime doğru çektim ve Marinette'e sarıldım.
-Çok değerlisin.
-Bir ışık gibi... Yaptığın kelime oyununu unutmadım.
Gülüştük.

~~~

-Elbisen çok güzelmiş.
-Teşekkür ederim. Kendim diktim. Bay Agreste öyle istemişti.
-Bayağı yeteneklisin. Bu koskoca elbiseyi-
-Bir günümü aldı.
Ağzım açık kalmıştı. Ama elbiseyi bu kadar kısa sürede diktiği için değil. Çünkü ben de zaten kaç günde diktiğini soracaktım.
Güldü.
-Ben alışığım.
Aklımı falan mı okuyor bu kız? Ona âşık olduğumu düşünmemem lazım.
Oradaki bir banka oturduk.
-Sadece bana bak.
-Ne?
-Birkaç dakika boyunca seni seyretmek istiyorum Marinette, sadece seni. Hatta bu süreyi yarım saat falan da yapabiliriz.
Güldü.
-Üzgünüm Chat ama...kalamam...
Banktan kalktı.
-Gitmeliyim Kara Kedi. Belki başka bir zaman.
Giderken elinden tuttum.
-Lütfen...beş dakika daha...
-Belki başka bir zaman...
Elini bıraktım, gitmesine izin verdim. Kapıdan çıktı, okuldan ayrıldı.

Marinette
Eve geldim, elbisemi çıkarıp pijamalarımı giydim. Kara Kedi'yle rüya gibi bir gece geçirmiştik. Tikki, el çantamın içinden çıktı.
-Kara Kedi'yle bir balo akşamı geçirdik Tikki. Çok mutluyum!
Birden camım tıklatıldı.
-Saklan Tikki!
Perdemi açtım ve...
Pencere pervazımda Kara Kedi oturuyordu!
Şaşırdım tabii ki ama çabuk toparlandım. Camımı açtım. Kara Kedi elindeki gülü saçıma taktı.
-Işıkların en kötü özellikleri de her yerden görebilmen...karşı koyamıyorsun...
Ona manalı bir bakış attım.
-Peşimi bırakmayacaksın...değil mi?
Şımarık bir ses tonuyla cevap verdi:
-Hayır!
-Kara Kedi, sen uyumuyor musun?
-Yani?
-Gece gece ziyaretime geliyorsun.
-Merak etme. Birazdan gideceğim. Seni görmeye geldim sadece.
-Kara Kedi, biz baloda ayrılalı sadece 0 gün 0 saat 5 dakika 38 saniye ve 26 salise oldu.
-Ölçtün mü bir de!?
-Evet!
-İşsiz!
-Çapkın!
-İşsiz!
-Çapkın!
Birden bana sarıldı.
-Prensesim... Ne yapayım, özledim seni.
-Tamam, sana "çapkın" dediğim için özür dilerim.
-Hiç sorun değil. Senin çapkın kediciğin olabilirim.
-Ah Chat...
Bir müddet sarıldık. Sonra birbirimize iyi geceler diledik ve onu pencereden yolcu ettim.
Bu gece hayatımın en güzel gecesiydi. Âşık olduğum erkekle bir balo gecesi yaşadık.

Gülünç Değil MucizeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin