Marinette Akumalandı / Marinette est Devenue Méchante

4.6K 241 39
                                    

Marinette
Koşarak Gabriel's Tasarım Kulübü'nün bahçesine geldim.
-Nerede kaldın, diye sordu Alya.
-Boş ver, bak şapkam. Nasıl olmuş?
Pembe kutudan kuş tüylü melon şapkayı çıkardım. Alya'nın sevinci balon gibi söndü.
-Ne oldu?
-Ama...ama bu...Chloé'ninkiyle aynı!
-Ne!?
Onların masasına baktım. Benim şapkamın tıpatıp aynısı orada duruyordu! Chloé ise büyük bir pişkinlikle şapkayı tanıtıyordu.
-Merhaba Bay Gabriel Agreste, ben Chloé Bourgais. Babamı tanırsınız, Andre Bourgais, belediye başkanı.
-Ahh, seni gidi pis hırhız!
-Halletmemi ister misin?
-Sanırım bunu ben yapabilirim.
Gabriel Agreste şapkama bakarken durdu ve bakışlarını Chloé'nin masasına çevirdi.
-Bu bir şaka mı?
Chloé hemen atladı.
-Marinette benim tasarımımı çalmış! Bu bir skandal! Bunu nasıl yapabildin!?
Masanın üstüne kapanıp yalandan ağlamaya başladı.
-Eee...şey...affedersiniz ama bu şapkanın tasarımının bana ait olduğunu kanıtlayabilirim.
Bay Agreste ve Adrien bana döndüler.
-Bekliyorum...
-Bir kere benim şapkam tamamen el yapımıdır, şapkanın derisinden tut, kenarlarındaki siperlere kadar. Kendim diktim. Elimdeki yara izleri de bunu kanıtlıyor. Üstelik bu şapkada sadece yapımcının bileceği bir unsur var: İmzamı taşıyor...
Chloé donakalmıştı. Çünkü onun şapkasında da benim imzam vardı. Koşarak uzaklaştı.
-Babacığım!
-Zekice hazırlanmış etkileyici bir tasarım Bayan...Bayan...
Adrien omzumdan tuttu.
-Marinette. Marinette Cheng.
-Harika bir tasarım Matmazel Cheng. Kutlarım, yarışmayı siz kazandınız. Oğlum çekimde sizin şapkanızı takacak. Yetenekli bir tasarımcının ellerine sahipsiniz.
Adrien şapkayı tutan ellerimi tuttu.
-Harika iş, Marinette...
Gülümsemekle yetindim.
Şapkayı başına geçirdi ve hapşırdı. Şaşırmıştık.
-Kusura bakma, tüylere alerjim var da!
-Çok yaşa!
-Sen de gör...
Kulüpten çıkarken hâlâ hapşırıyordu.
Birinin daha tüye alerjisi vardı... Öff ya. Kimdi, kim?
Chloé yanıma geldi.
-Şapkan iğrençti Marinette. Çok kötü tasarlamışsın! Ama tasarımda suç değil, tasarlayanda suç! Senin gibi bir gereksiz tasarlamasaydı şapkayı keşke!
Sonra bana yaklaştı.
-Adrien'dan-uzak-dur!
Sinirle gitti.

-Evde-
-Marinette! Gel buraya, seninle konuşmalıyız!
Salona indim. Babam kızgınlıkla bana bakıyordu.
-Şapka tasarlama projenden çok düşük bir not almışsın!
Ne? Ama Bay Agreste tasarımın bana ait olduğuna inanmıştı. Yalan mı söylemişti!?
-Bundan böyle o kulübe bir daha gidemeyeceksin! Odana çık ve gözüme gözükme!
-Tamam...
Kendimi odamdaki döner sandalyeye attım, bu kadar haksızlığa katlanamıyordum. Adrien'dan hoşlanmıyordum ve şapka tasarımı bana aitti. Tikki ortaya çıktı.
-Marinette, sakin ol, eminim ki bir yanlış anlaşılma var!
-Hayır yok Tikki! Bay Agreste sırf belediye başkanının kızı diye Chloé'ye inanmış besbelli. Kalıp gibi karne işte, üstünde de Bay Agreste'in imzası var!
-Marinette bu kadar üzülme yoksa-
-YOKSA NE!?
Birden pencereden uçarak girmiş ve çantama konmuş olan siyah kelebeği son anda fark edebildim.
-Sen de kimsin?
-Benim adım Hawkmoth, seninki de Bayan Şanssızlık... Gabriel's Tasarım Kulübü'nden intikam alabilirsin ama karşılığında bana Uğur Böceği ile Kara Kedi'nin mucizelerini getirmelisin.
-Bana güvenebilirsin, Hawkmoth...
Birden Tikki küpeme çekildi.
-Marinette, yardım et!
Ve birden dönüştüm. Aynada kendime baktım.
-Çok havalı...

Eyfel Kulesi'ne doğru yol aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eyfel Kulesi'ne doğru yol aldım.
-Artık Gabriel Agreste'i ölmüş bilin!
Kuleye çıktım. Bütün haber kanalları beni çekiyordu ama aldırmıyordum.
-Gabriel's Tasarım Kulübü'nden intikamımı alacağım!

Adrien
Arabamda oturuyordum. Koltuktaki televizyonu açtım.
-...ve bu yeni süper kötü; Gabriel Agreste, onun oğlu Adrien Agreste ve Gabriel's Tasarım Kulübü'ne meydan okuyor.
Birden kız bir süper kötü görüntülendi.
-Neredesin Adrien? Gabriel's Tasarım Kulübü'nü yok etmek üzereyim!
Eyfel'den atladı ve yoyosu aracılığıyla yere sağlam bir şekilde düştü.
-Bu süper kötü kim acaba? Uzaktan çekmişler...tanıyamadım.
Birden süper kötü arabamızın yanına geldi.
-Sizi yok etmeden önce gidin buradan!
Camı açtım.
-Marinette?
-Adrien?
Bakıştık. O olduğuna inanamıyordum! Yüzünde akuma maskesi oluştu, Hawkmoth onunla konuşuyordu.
-Gitmem gerek.
Arabadan indim.
-Marinette bekle! Her neye kızdıysan veya üzüldüysen konuşabiliriz!
Bana döndü.
-Benim adım Marinette değil, Bayan Şanssızlık! Ve Gabriel's Tasarım Kulübü'ne ait her şeyi yok edeceğim! Buna sen de dahilsin Adrien Agreste!
Yoyosuyla bana saldırdı. Son anda yana çekildim. Bir yere saklandım.
-Prensesim akumalandı! Onu üzeni nasıl bir kilometre öteden göremedim ki!? Onu kurtarmalıyım. Leydimi geri istiyorum!
Plagg! Pençeler!
Leydim, Gabriel's Tasarım Kulübü'ne girmiş, Chloé'yi yoyosuyla yerde sürüklüyordu.
-Koş Chloé, daha hızlı!
Onun karşısına atladım.
-Kızı bırak Bayan Şanssızlık!
-Kara Kedi, mucizeni ver ya da çekil önümden!
-Sen önce bana akumanı versen olmaz mı böcüşüm!?
Ona sopamla saldırdım. O ise bir sokak lambasının üstüne çıktı.
-Gel! Kaçma!
Çatıda onun peşinden koşuyordum. Ona sopamla saldıracakken yoyosuyla engelledi.
-Benden ne istiyorsun Kara Kedi!?
-Prensesimi geri istiyorum!
-Prensesin geri gelmeyecek! Unut onu Kara Kedi!
Gabriel's tasarım kulübünden çıkan birkaç öğretmeni yere yıktı. Ona sopamla saldırdım.
-Kara Kedi, mucizeni verirsen burada biter!
-Seni kurtaracağım!
Birden yüzümün ortasına bir tekme attı. Sonra onu sopamla denize ittim. O ise bir gemiye atladı ve beni de oraya çekti.
Şanssız Tılsım!
Elinde bir çoklu priz vardı. Ama bir tek onun özel gücü yoktu.
Kediclysm!
Ona doğru koştum. O ise çoklu priz ve yoyosu ile ayaklarımı bileklerinden bağladı ve elimi bir kutuya dokundurttu. Meğerse bu gemi havai fişek gemisi değil miymiş!? Bayan Şanssızlık bana kontrol panelini yok ettirmişti. Bütün havai fişekler patladı.
-Teşekkürler, bunu benim için yaptığını biliyorum!
Beni kuyruğumdan tutup denize fırlattı. Ve yoyosunu bir binaya atıp uzaklaştı.
-Seni bulacağım Bayan Şanssızlık, buna çok pişman olacaksın!

Marinette
Küpemde üç benek kalmıştı. Evin balkonuna doğru koşarak ilerledim ve orada geri dönüştüm.
Kara benekler gitsin!
Tikki avucuma düştü. Titriyordu.
-Marinette, akumanın gücü bana zarar veriyor... Lütfen...bunu yapma...
-Üzülme Tikki, yakında hepsi geçecek...

Adrien
Adrien'a dönüşmüştüm. Eve geldim. Odama geçtim.
-Uğur Böceği gelmedi... Prensesimi tek başıma kurtarmalıyım.
-Adrien, daha onun Marinette olup olmadığını bile bilmiyoruz.
-Evet, oydu! Ben prensesimi nerede görsem tanırım! Onu üzeni de Hawkmoth'u da yaptığına pişman edeceğim!
O sırada babamın sesi duyuldu.
-Adrien, tasarım kulübüne geç kalacaksın!
Hemen tasarım kulübüne gittim. Ve Marinette de oraya gidiyordu!
Ama...nasıl!?
-Marinette!
Onu bileğinden yakaladım.
-Gözlerime bak!
Akuma maskesi yoktu.
-Nasıl yani? Sen...akumalı değil misin?
-Ne?
-Sen Bayan Şanssızlık değil misin?
-Adrien...
Bana acıyan bir bakış attı.
-Kafayı mı yedin?
Onu bıraktım. Tasarım kulübüne gittik. Belki de ben gittiğimde Uğur Böceği onu yenmiştir.
Ders işliyorduk. Dersin ortasında Marinette dışarıya çıkmak için izin istedi. Bu bana şüpheli geldi. Onu bileğinden yakaladım.
-Hiçbir yere gitmiyorsun!
-Adrien...ne yapıyorsun!?
-Bir yere gitmiyorsun.
Birden bana şeytani bir bakış attı, kötülerin attığı tarzdan. Marinette'in bu surat ifadesini hiç görmemiştim. Yüzünde bir akuma maskesi oluştu.
-Evet, GİDİYORUM!
Ayağıma bastı.
-Ondan uzak durun! O akumalı!
-Zavallı Agreste...beni asla yenemezsin...
Tikki! Kara benekler!
Karşımızda Bayan Şanssızlık duruyordu!
Yoyosuyla pencereden atladı ve uzaklaştı.

Gülünç Değil MucizeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin