Gülünç Değil Mucizevi

Yirmi İki / Vingt-deux

Çak bakalım!

Adrien
Uğur Böceği'nin küpeleri öttü.
-Oops!
Tam gidecekti ki ona seslendim.
-Leydim, bekle! Beş dakikacık daha...kalamaz mısın...lütfen...
-Kara Kedi, sen de biliyorsun ki geri dönmem gerekiyor. Hoşça kal!
Tam gidecekti ki içimde oluşan dürtüye karşı koyamayarak ona sarıldım ve ağlamaya başladım.
-Ne...ne oldu, diye sordu.
-Beni yeniden bırakma. Lütfen Uğur Böceği... O altı aydan sonra beni tekrar bırakma.
-Çok üzgünüm...
O da ağlamaya başladı.

Marinette
Ona sarılmayı kestim.
-Kara Kedi üzgünüm, gitmeliyim.
Birden beni Eyfel'in duvarına doğru itti. Beni köşeye sıkıştırdı ve nazikçe öpmeye başladı. Ben de ona karşılık verdim. Uzunca bir süre öpüştükten sonra öpüşmeyi kesti. Bana baktı.
-Seni çok seviyorum. Bir daha kendini bu kadar çok özletme.
Donakalmıştım. Yokluğum ona zarar vermişti.
-Peki...özletmem.
Yoyomu bir çatıya attım.
-Dur! Geri gelecek misin?
Ona cevap vermedim.

Adrien
-Yarın-
Bugün tasarım kulübü yoktu. Ama eskrim kursum vardı. Kurstan sonra eve geldiğimde Nino'yu bizim evde buldum. Babamla konuşuyordu.
-Ama sadece kulüpte küçük bir parti vereceğiz, bize bir iyilik yap dos-yani efendim!
-Nino! Burada ne işin var?
-Kulüpte bir parti vermek istiyorum ama baban izin vermiyor.
Babam söze karıştı.
-Dinle adamım, benim kulübüm ergenlerin parti verdiği bir disko değil. Ve senin de oğluma kötü örnek oluşturduğuna karar verdim. Git buradan, bir daha oğlumla da konuşma!
-Ama baba!
Nino kapıdan çıktı. Ona yetiştim.
-Nino, kusura bakma. Babam biraz...inatçıdır. O yüzden-
-Ama dostum bu hiç adil değil! Ezikçe! Hoş değil!
Uzaklaştı.
-Yine de geldiğin için sağ ol Nino...

@soul_alexandra
Nino öfkeyle parktaki banka oturdu.
-Ama baba, lütfen! Parkta biraz daha oynamak istiyorum!
-Hayır, yapacak ödevlerin var!
Nino sinirlendi.
-Yetişkinler, hayatımızda her konuya burunlarını sokuyorlar! Bize hayatı zehir ediyorlar!

~~~

-İşte öfkeli bir ergen... Akumalarım için harika bir yem. Uç küçük akumam ve onun kalbini karart!
Akuma, Nino'nun baloncuk şişesine girdi.
-Benim adım Hawkmoth, seninki de Baloncu... Yetişkinleri dünyadan yok edebilirsin ama karşılığında bana Uğur Böceği ile Kara Kedi'nin mucizelerini getireceksin.
-Elbette Hawkmoth...
Dönüşüm geçirdi. O artık akumalıydı.
-Yetişkinlerin olmadığı bir dünya...bu harika bir şey!
Bütün yetişkinleri baloncuklara hapsetti. Ve sonra Adrien'ın malikânesinin bahçesinde bir parti verdi.

Adrien
Kara Kedi'ye dönüşmüştüm, çatıdan partiyi seyrediyordum.
-Belki de Uğur Böceği bir daha gelmeyecek. Belki de partiye katılmalıyım. Hatta bu katılacağım ilk parti olabilir!
Partiye katıldım. Dans etmeye başladım. Ama herkes üzgündü. Sonra birden yavaş bir tango müziği çalmaya başladı. Chloé yanıma geldi.
-Merhaba kedicik!
-Bugün ben mi tuhafım, yoksa herkesin suratı böyle asık mı?
-Boş ver sen onları. Hadi biz dans edelim.
Beni elimden çekti. Dans etmeye başladık. Tanrım, kâbus gibiydi! Keşke kollarımda şu an Chloé değil de Leydim olsaydı.
Birden o yavaş müzik durdu ve yerine bana çok tanıdık gelen bir şarkı çalmaya başladı. Dans eden çiftler, birbirlerinden kopup bağımsız dans etmeye başladı. Ben de Chloé'yi yavaşça ittim.
-Bu da ne? Parçalarımı karıştırmaya cüret eden kim!?
-DJ Uğur Böceği!
Sesin geldiği yöne bakınca leydimi gördüm. Tanrım, çok güzeldi! Birden küpeleri öttü.
-Buradan gitmeliyim!
Onu takip ettim. Bir duvarın arkasına saklandı.
Benekler gitsin!
Avucuna kwamisi düştü. Onunla konuşmaya başladı.
-Marinette...
-Üzgünüm Tikki, acil durumdu.
-Evet. Acil durum derken kıskançlığını kastediyorsun.
-Ne kıskançlığı, diye araya girdim.
Tikki anlatmaya başladı.
-Marinette, sen Chloé ile dans ederken görünce dayanamadı ve Şanslı Tılsım'ını kullandı. Ama Marinette unutma ki, tılsımını kullanırsan-
-Beş dakika içinde normale dönüşürüm. Evet haklısın, özür dilerim. Ama düşündüm ki Baloncu zaten bir yere gitmiyor. Ben de o zamana kadar seni beslerim, dönüşürüm ve onu yeneriz. Tamam mı?
-Tamam!
Leydim giderken ona seslendim.
-Dur bir dakika! Sen az önce...beni kıskandığını mı söyledin?