Yirmi Altı / Vingt-six

2.3K 160 9
                                    

Adrien
Timebreaker tam leydime dokunacakken sopamla engelledim.
-Ellerini leydimin üzerinden çek!
Timebreaker bu sefer beni kovaladı. Yolun kenarındaki birkaç kişiye de dokunmayı unutmadı.
-Onlar neden yok oluyor, diye sordu leydim.
-Onların yaşam enerjilerini çekiyorum. Sonra bu güçle geçmişe gidip saatimi kurtaracağım!
Timebreaker bana dokunacakken leydim yoyosuyla onun elini bağladı.
-Eline koluna hâkim ol, Timebreaker!
Timebreaker, bileğine bağlı yoyoyu çekip leydimi yanına çekti ve yere düşürdü.
-Olmazsam ne olur?
Leydim tehlikedeydi. Timebreaker'ın tek dokunuşuyla yok olacaktı. Onu oradan çekip almak, kurtarmak için her şeyi yapardım. Ve kendimden beklemediğim bir şey yaptım. Timebreaker, leydime dokunacağı sırada...
Leydime sarıldım ve...
Timebreaker'ın eli sırtıma değdi.
Sırtımda müthiş bir acı hissettim. Vücudum tepeden tırnağa titredi. Kalp atışlarım hızlandı, soluk almam güçleşti. Leydim yürek parçalayan bir sesle feryat etti.
-Hayır! Kara Kedi!
Yüzünü saçlarıma gömdüğünü ve bana sarıldığını hissettim. Kıpırdayamıyordum, gözlerimi açamıyordum, soluk alamıyordum. Fakat kalbim deli gibi atıyordu. O sırada Timebreaker'ın sesini duydum.
-Ne acıklı! Aşk insana her türlü deliliği yaptırıyormuş değil mi Uğur Böceği? Senin için hayatını feda etti!
Evet, öldüğümü hissediyordum.
-Bu... BUNUN BEDELİNİ ÖDEYECEKSİN!
Hafifliyordum sanki. Ama hareket edemiyordum. Duyduğum tek şey leydimin ağlamaları ve Timebreaker'ın şeytani kahkahalarıydı.
Sesler kısıldı, uzaklaştı, bir süre sonra da duyulmaz oldu.

Marinette
Chat'in kolları beni sıkıca sarmıştı, hareket edemiyordum. O yok olduktan sonra ayağa kalktım. Ama bambaşka biri olarak...
Kara Kedi ölmüştü.
-Vay canına, bir dokunuşta altı dakika! O dokuz candan geliyor olmalı! Artık geçmişe gidebilirim!
Yoyomu onun beline bağladım.
-İşlediğin vahşice cinayetten sonra benden kaçabileceğini mi sanıyorsun!?
Beni sürükledi. Çok hızlı gidiyorduk. Birden parlak bir portal açıldı ve içine girdik. Yere düştüm.
-Hah? Burası da neresi? Geçmişe geldik mi?
Yerden yüksekte bir yerde bulunuyordum, balkon gibi bir yer. Oradan aşağıya bakınca bizi gördüm. Chloé, elinde saati tutuyordu.
-Bu da ne Adribalım?
-Chloé dikkat et, bu saat Alix'e ait. Düşebilir!
5 dakika önceki hâlim, Chloé'ye döndü.
-Saati Adrien'a geri ver, Chloé.
Tam bu noktada, izlemeye dayanamadım ve bağırdım.
-CHLOÈ, SAATİ YERE KOY!
Herkes şaşkınlıkla bana döndü. Beni görünce daha büyük bir şaşkınlıkla 5 dakika önceki hâlime döndüler. Chloé, şaşkınlıktan saati yere düşürdü. Alix saati gördü ve sinirle 5 dakika önceki hâlime döndü.
-Marinette! Hepsi Marinette'in suçu!
Saatinin yanına çöktü. Onlara bağırdım.
-ALİX'TEN UZAKLAŞIN! AKUMALANACAK!
Herkes çığlık çığlığa uzaklaştı. Alix'e akuma girdi. Artık karşımızda iki Timebreaker vardı. 5 dakika önceki hâlime saldırdılar.
-Hayır! Yapmayın!
Elindeki afişi Timebreakerlardan birine fırlattı. Ama öteki hâlâ peşindeydi. 5 dakika önceki hâlim ölürse bu benim de ölmem demekti. Geçmişte ölürseniz geleceğiniz de yok olur. Ama gelecekte...
KARA KEDİ!
Bu zaman diliminde o hâlâ canlı!
Birden 5 dakika önceki hâlimi Kara Kedi kucaklayıp kurtardı.
5 dakika önceki hâlimi, benim durduğum balkona bıraktı.
-Sanırım prensesimin başı belada değil mi?
Bana hep böyle seslenirdi...
5 dakika önceki hâlim onu tersledi.
-Ha ha! Çok komik!
Lafın arasına girdim.
-Onu böyle tersleme. O seni kurtarmak için kendi hayatını feda edecek kadar seni seviyor.
İkisi de aynı anda bana döndüler. Ve sonra uzaylı görmüş gibi donakaldılar. En sonunda Kara Kedi konuşabildi.
-Sen...
Yanıma gelip çenemi tuttu. Gözlerimin içine baktı.
-Sen de kimsin?
-Ben Kara Kedi'si ölmüş bir Uğur Böceği'yim.
Şaşırdı, zümrüt gözleri daha çok açıldı. Onun ellerinden kendimi kurtardım. 5 dakika önceki hâlimin yanına gittim.
-Bak, bana inanmayabilirsin ama ben gelecekten geliyorum, 5 dakika sonradan.
İkisi de bana garip garip bakıyordu.
-Hayır, bence leydimin taklidini yapıyorsun.
5 dakika önceki hâlimin çantasından Tikki çıktı.
-Yemin ederim ki doğru söylüyor! Bunu hissedebiliyorum! O gelecekteki sen!
İkisi de donakaldı.
-Aman Tanrım!
5 dakika önceki hâlimle konuşmaya başladım.
-Babam birazdan bizi arayacak- daha doğrusu seni arayacak. Bil bakalım neden: Bayan Shamack, Eyfel Kulesi pastası için pastanenin kapısında bekliyor.
-Pasta! Ama daha-
-Zaman mı? Ben de öyle düşünmüştüm. Ama Bayan Shamack erken geldi. Sen pastayı ona teslim et. Merak etme ben o iki Timebreaker'ı tek başıma bile yenebilirim. Bana inanmalısın yani kendine inan!
-Tamam, gideceğim.
-Güzel!
Balkonun ucuna gelmiştim ki 5 dakika önceki hâlim bana seslendi.
-Ama sen neden gelecekten geldin?
Onlara döndüm.
-Kara Kedi gelecekte benim hayatımı kurtardı. Ben de şimdi onun hayatını kurtaracağım.
Bir şey demelerine izin vermeden yoyomu bir çatıya attım ve uzaklaştım.

Gülünç Değil MucizeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin