Otuz Dört / Trente Quatre

1.6K 128 7
                                    

Adrien
-Ders Çıkışı-
Tasarım Kulübü'nün çıkışında gizleniyor, Elias'ın Uğur Blogu'nda verdiği röportajı izliyordum.
"Ha ha ha! Uğur Böceği ve ben mi? Biz aynen böyleyiz." diyordu parmaklarını çapraz yaparak.
-Seni yalancı!
-Adrien! Elias kulüpten çıktı, dedi Plagg. Elias'ı parka kadar takip ettim. Bir banka oturdu. Elinde de o süper kahramanlar kitabı vardı.
-Ona çok uzağız, dedi Plagg. Ben de telefon kameramla orayı yakınlaştırdım.
-Ah hayır, geldi!
Marinette gelmişti. Elias kitabı ondan saklayıp çöp kutusuna attı.
-Kitabı çöp kutusuna attı! Yok artık!
-Ben alırım, dedi Plagg.
-Plagg, bunu yapma!
-Adrien, o kitap çok değerli!
Çöp tenekesine daldı. Ben de çöp tenekesinin yanında gizlendim. Bir yandan da konuşmalarını dinliyordum.
-Biz aslında Kara Kedi ile çok yakın arkadaşız, çünkü onunla partneriz ve onunla aynı sırrı paylaşıyoruz, diyordu Elias.
Plagg o sırada kitabı çıkardı.
-Bu o kitap Adrien...
Kitabı koltuğumun altına aldım ve onları dinlemeye başladım.
-Öyle mi? Ne sırrı?
-Ben de aslında bir süper kahramanım. İtalya'nın Kara Kedi'siyim. Gatto Nero.
-Gatto Nero mu?
Ben de söylendim.
-Gatto Nero mu?
-Elbette dünyada birden fazla Uğur Böceği ve Kara Kedi olduğunu biliyordum ama bir tanesinin karşıma çıkması beni heyecanlandırdı. Gatto Nero'yu sanırım kitabımda bir yerde okumuştum. Chat Noir sayfasında-
Kitabı almak için çantasını açacakken, Elias onu durdurdu.
-Elbette Gatto Nero senin kitabında olacak! O Kara Kedilerin en üstünleridir. O, kendini bir şey sanan ukala Chat Noir'dan bile daha iyidir. Hatta benden duymuş olma ama Fransız Kara Kedi, ilk 10'a bile giremez!
Hırstan elimdeki kitabı kemirdim, yani çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum. Parkın çıkışına doğru koştum. Plagg söylendi.
-Vay canına... Bu çocuk çok iyi. Gerçekten çok iyi...
Yanıma geldi. Kitabı ona tutuşturdum.
-Kitabı aldık. Leydimi kaybedemem!
Plagg! Pençeler!

Marinette
-Yani sen...İtalya'yı korumakla mı görevlendirildin?
Birden yanımıza Kara Kedi geldi.
-N'aber Elias partner, pek görüşemiyoruz. Uğur Blogu'nda seni gördüm, harika iş çıkarmışsın! Ve benim hakkımda dediğin küstahça lafları da duydum.
Ona iyice yaklaşarak tehditkâr bir tonda konuşmaya başladı.
-Bak Elias, iyi bir çocuksun, seni sevdim. Ama başkasına ait olana el sürülmeyeceğini bilmiyor musun?
-Sana ait olan mı? Neyden bahsediyorsun sen?
-Demek istediğim, sarkıntılık yaptığın kız aslında...
Birden bana arkadan sarıldı. Beni kendine çekti.
-Bana ait!
Elias'ın gözü korkmuş gibiydi.
-Hoşça kal Marinette. Ve sana da...Kara Kedi.
Çantasını toplayıp uzaklaştı. Kara Kedi, bir süre daha bana sarılmış kollarını gevşetmedi. Nihayetinde ben onun kollarından sıyrıldım.
-Sen ne yaptığını sanıyorsun?
-Leydimi bir sapıktan kurtarıyorum.
-Ne!? Ne diyorsun sen!? Kara Kedi, o sadece arkadaşım!
-Bugün senin için arkadaş olan, yarın sevgilin olur.
-Kara Kedi, bence bunda sakıncalı olan hiç bir şey yok. Ve söyleyeyim mi, bence sen onu kıskandın.
-Beni kıskandırmak için mi tuttun o çocuğu? Belki de ondan hoşlanıyorsundur.
-Eğer öyle bir şey olsaydı bunu dobra dobra yüzüne vururdum! Senden korkmuyorum, kıskanç kedi!
Hiçbir şey söylemeden sopasını kullanarak bir çatıya atladı.
-Neyin var senin...Kara Kedi?

Adrien
Bir çatıya atladım.
-Biraz kabaca davranmış olabilirim ama en azından artık aradan çekildi!

Gülünç Değil MucizeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin