Yirmi Beş / Vingt Cinq

2.4K 145 27
                                    

Marinette
-Sence çiçekli mi daha iyi, çiçeksiz mi?
Annemle babamın yirminci evlilik yıldönümüydü ve annem aynanın karşısında süsleniyordu. Biraz sonra babamla Lé Grand Hotel'e yemek yemeye gideceklerdi.
-Her iki hâlinle de güzelsin anne.
-Peki. Ama ben yine de çiçek takacağım.
-Marinette!
Babam beni çağırıyordu. Yanına gittim. Bana döndü.
-Eee? Nasıl olmuş?
-Ne nasıl olmuş?
-Bıyığım! Çok mu uzun? Belki de fazla kısa kestim. Belki de bir yanı yamuktur.
-Harika görünüyorsun baba. Bir şey hariç.
Ona pastane önlüğünü gösterdim.
-Hay Allah! Sağ ol kızım!
Hazırlanıp kapıya çıktılar.
-Unutma kızım, Bayan Shamack yirmi dakika sonra Eyfel Kulesi pastasını almaya gelecek. Tam vaktinde teslim et.
-Peki baba. Siz endişelenmeyin. Bana güvenebilirsiniz. İyi eğlenceler!
Kapıyı kapattım. Tikki ile konuşmaya başladım.
-Vay canına, yirmi yıldır evliler! Ne kadar güzel bir şey değil mi?
-Hayat eğlenirken çok hızlı geçer...
-Ve ödev yaparken yerinde sayar!
Matematik kitabımı alıp üst kata, odama çıktım. Ödevimi yapmaya başladım.
-Hadi Marinette! Yapabilirsin! Sadece formülü hatırla!
-Sen teşvik edici sözlerinle dikkatimi dağıtmasan yapabilirim belki.
Güldü. O anda masamın üstündeki telefonum çalmaya başladı. Alya arıyordu.
-Mari neredesin? Hepimiz seni bekliyoruz!
-Nereye? Neden?
-Kızım bugün Alix ile Kim'in iddiası var! Unuttum deme bana sakın!
-Tabii ki de unutmadım! Hatta afişini bile hazırladım, dedim sandığımın üstündeki rulo yapılmış afişe bakarak.
-Hadi çabuk ol!
Telefonu kapattım.
-Gitmeliyim!
-Ama Bayan Shamack?
-Ahh, evet, haklısın! Dur bir saniye, onun gelmesine daha yirmi dakika var. Hemencecik oraya giderim sonra da geri dönerim.
-Ama nasıl? Orası çok uzak!
-Uğur Böceği için uzak değil, dedim ona göz kırparak.
Tikki! Benekler!
Oraya gelince geri dönüştüm. Afişi de alıp arkadaşlarımın yanına gittim. Afişi onlara gösterdim. Beğenmişlerdi. O sırada Adrien yanıma geldi.
-Bu afiş harika olmuş Marinette, dedi ve bana göz kırptı. Güldüm.
-Teşekkürler!
Max ilk konuşmayı yaptı.
-500 metre, iki tur gideceksiniz. Alix patenleriyle, Kim ise koşarak bu yolu aşacak. İlk kim bitiş çizgisini geçerse o kazanır. Kim kazanırsa, Alix ona patenlerini verecek. Alix kazanırsa, Kim bir yıl boyunca kimseyle iddialaşamayacak. Ve üç, iki-
O sırada Alix, Alya'ya bir cep saati verdi.
-Bunu gözünmüş gibi koru.
-Ama Alix, benim video çekmem lazım!
Alix onu dinlemedi. Alya saati bana verdi.
-Bunu tutar mısın Marinette?
-Ama ben afişi sallıyorum.
Beni dinlemedi. Afişi sallarken saat elimden kaydı. Tam yere düşecekken Adrien saati tuttu.
-Yardım lazım mı?
Şaşırmıştım. Tahmin ettiğimden daha hızlıydı.
-E-evet, teşekkürler! Reflekslerin çok iyi. Bir süper kahraman gibi.
Şaşırdı. Telaşlandım.
-Yani- Öyle demek istemedim! Kusura bakma...
Alya bana fısıldadı.
-Süper kahraman mı?
-Ağzımdan kaçtı...

Adrien
Anlamış olabilir mi?
Ben bunları düşünürken Chloé elimdeki saati aldı.
-Bu da ne Adribalım?
-Dikkatli ol Chloé. Bu saat Alix'e ait. Düşebilir!
-Bu eski cep saati mi?
Marinette bize döndü.
-Saati Adrien'a geri ver Chloé.
-Ben neden seni dinleyeyim ki?
Saatteki bir tuşa bastı. Saatten ışıklar çıktı. Chloé ürküp saati düşürdü. Saat yarış alanına yuvarlandı ve Alix'in patenlerinin altında ezildi.
Alix kazanmanın sevincini yaşarken yerdeki kırık saati gördü ve çığlık attı.
-Kim yaptı bunu!?
Alya onu yanıtladı.
-Ben video çektiğim için Marinette'e verdim. O da Adrien'a verdi. Chloé onun elinden saati aldı ama düşürdü. Sen de onu...pateninle ezdin.
-Umurumda değil! Hepiniz suçlusunuz!
Üzüntüyle uzaklaştı.

Marinette
Ani bir kararla Alix'in peşinden koştum.
-Alix bekle! Saatini tamir edebiliriz belki!
-O eşsizdi! Tamir edilemez!
-Ama mutlaka saatini eski hâline getirmenin bir yolu olmalı!
-Nasıl!? Zamanda geriye gidip geçmişi mi değiştireceksin!? Bunun bir yolunu bulunca bana da haber ver!
Telefonum çalmaya başladı. Arayan babamdı.
-Alo?
-Kızım, Bayan Shamack pastanenin kapısında bekliyor. Ona neden kapıyı açmadın? Odanda mısın?
-Aaa, evet, haklısın! Hemen gitmeliyim!
Telefonu kapattığımda karşımda Alix değil, bir süper kötü duruyordu. Patenleriyle koşarcasına ilerledi. Dokunduğu herkes donup yok oluyordu. Gizli bir yere saklanıp dönüşüm geçirdim.
Tikki! Benekler!
-Galiba onu tek başıma yeneceğim. Bu Kedi de nerede kaldı?

Adrien
Marinette'i görmüştüm.
-Ben de dönüşmeliyim!
Plagg! Pençeler!

Gülünç Değil MucizeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin