Adrien
Kulübe gittiğimde Marinette orada değildi. Ama herkes Marinette hakkında konuşuyordu. Biliyordum, o artık gelmeyecekti.
Gece Kara Kedi'ye dönüştüm ve Marinette'in camını tıklattım:
-Leydim, dünyayı kurtarmak ister misin?
İçeriden gelen bir ses duydum.
-Kara Kedi...git buradan.
-Tamam, hoşça kal...-Sayılmayan günlerin sonucunda...-
Marinette'i kaybettiğimden beri zamanı unutmuştum, kaç ay geçti bilmiyordum. Nereye baksam onu görüyordum. Boncuk mavisi gözleri hep üstümde, nefesi hep sırtımdaydı. Sanki arkamı dönünce onu bulacaktım.
Ama dönünce...
Koca bir boşluk...
Kulübe girdim. Nino'nun yanına oturdum. Alya da yanımıza geldi.
-Artık dayanamıyorum! Onsuz geçirdiğim her saniye, bana azap veriyor! Nereye baksam hep o...
Nino ellerinin parmaklarından altı tanesini havaya kaldırdı.
-Ne yapıyorsun?
-Uğur Böceği'nin kimliğinin ortaya çıkmasının üzerinden tam tamına altı ay geçti. Yani sen onu altı aydır görmüyorsun.
-Sadece sen değil Adrien. Hiç kimse onu göremiyor. Annesiyle konuştum. Odasından çıkmıyor, konuşmuyor, yemek yemiyormuş, sürekli ağlıyormuş.
Başımı iki elimin arasına alıp sıraya gömdüm.
-Bence...ona bir özür borçluyuz. Üçümüz gidip onunla konuşalım.
-Bu harika bir fikir, dedi Alya. Peki ya sen Adrien?
-Ben de...gelirim.
Üçümüz de kulüpten çıktık ve Dupain-Cheng pastanesine doğru yürüdük. İçeriye girdik. Bayan Cheng tezgahtaydı.
-İyi günler çocuklar. Ne istemiştiniz?
-Biz mi? Biz bir şey satın almayacağız. Biz Marinette ile konuşmaya gelmiştik.
Bayan Cheng, Marinette'in odasının kapısına baktı.
-Korkarım şu an kendini iyi hissetmiyor.
-Kâğıt kaleminiz var mı peki?
-Elbette!
Elime bir not defteri ve tükenmez kalem verdi. Bir kâğıda not yazıp Marinette'in odasının kapısının altından attım.
"Özür dilerim :("
Bir hışırtı sesi geldi. Ayaklarımın dibinde bir not vardı.
"Git buradan!"
Arkamı döndüm.
-Gidelim buradan.
Üçümüz pastanenin kapısına doğru yürüdük. Ama birden ani bir kararla Marinette'in odasının kapısına doğru koştum. Omzum kapıya çarptı.
-Söyleyin ona, dedim. Eğer kapıyı açmazsa ben kapıyı kıracağım!
-Hah işte sonunda kafayı yedi, dedi Nino.
Kapıyı tıklattım. Hâlâ ağlama ve hıçkırık sesleri geliyordu.
-Marinette! Oraya geliyorum!
Omzumla kapıya yüklendim. Kapı açıldı. Yere düştüm.
-Hah işte buradasın! Sonunda seni hayata-Ha?
Marinette odada değildi. Ama oda derli topluydu, hem de fazla derli toplu. Yeni alınmış otel odası gibi. Yani normal değildi.
Alya hemen Marinette'i aradı. Bir zil sesiyle irkildik. Marinette'in telefonu, yatağın üstünde titreşiyordu.
Yatağın altına, dolabın içine, hatta sandığın içine bile baktık. Yoktu! Pencereler de kapalıydı.
-Her yere bakın! Burada değilse bile buralarda bir yerde olmalı!
Teker teker her odanın kapısını tıklattık ve içeriye daldık. Marinette yoktu...
Son bir oda kalmıştı. Kapıyı tıklattım. Ses gelmedi. Kapının kolunu çevirdim ama kilitliydi.
-A-ha! İşte burada!
-Adrien, burası banyo.
Bu bilgiyi de dikkate alarak kapıyı bir kez daha tıklattım. Ses gelmedi.
-Günah benden gitti...
Omzumla kapıya vurup kapıyı açtım. Gözlerim iki saniye içinde etrafı taradı.
-Sonunda bulduk se-AHHHHHH!!!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülünç Değil Mucizevi
أدب الهواةAdrien, Paris'teki tüm kızların aynı olduğunu düşünmektedir: Küstah ve Adrien hayranı. Bu yüzden babasının açtığı tasarım kulübüne gelmek istemez fakat Marinette'le tanışınca fikrini değiştirir. --- Genç Yetişkin (13-17 yaş arası) Dikkat: Kendine za...