On Dört / Quatorze

2.7K 183 13
                                    

Marinette
Tikki ateşe basmış gibi oldu.
-Bu imkânsız! Sence biliyor mu?
-Sanmıyorum, Alya pek araştırmadan direkt sonuca dalıyor. Ama yine de emin olmak için onu aramak en iyisi.
Numarasını çevirdim. Ama ulaşamadım.
-Ahh, kahretsin, sinyal yok!
Telefonu dışarıya çıkarıp sinyal almaya çalıştım.
-Boşuna uğraşmayın hanımefendi, bütün mahalle iptal! Bir saat boyunca sinyal yok, dedi çatıdaki bir modem tamircisi.
Odama döndüm.
-Boş ver Marinette. Hadi biz ödevine geri dönelim.
Bütün gece ödevimi yaptım.

Adrien
Tabletimin ekranında bir not vardı.
"Beni arayın, Uğur Böceği'nin kim olduğunu biliyorum."
Telefon numarasını çevirdim. Ama sinyal yoktu.
-Terslikler beni bulur zaten. Neyse, yarın ararım.
-Bu kimlik mevzusu çok uzadı. Uğur Böceği kimse bizi parmak uçlarımızda oynatıyor, dedi Plagg.
Güldüm.
-Ama senin parmağın yok ki!

Marinette
-Sabah-
Uyandım. Tikki gerinerek kalktı.
-Saat kaç?
-Tasarım kulübüne gitmeme...
Saate bakınca şok oldum.
-Bir saat geçmiş!

@soul_alexandra
Alya, Nino ile beraber Chloé'yi seyrediyordu.
-Merhaba, bugün çok güzelsin, benim kadar olamasa da! Sana demedim cadaloz kafa! Hey, sen oradaki! Ne diye bu kadar zevksiz giyindin? Cadılar Bayramı'na daha aylar var!
Nino, Alya'ya döndü:
-O Uğur Böceği olamaz, eğer o Uğur Böceği'yse ben de Hawkmoth'um!
-Sana o diyorum!
Tasarım kulübüne girdiler. Alya, Nino'ya:
-Onunla konuş. Sakın aptalca hareketler yapma, dedi ve onu Chloé'nin yanına, dolaplara doğru fırlattı. Nino dolaplara çarptı.
-Hey bak, Uğur Böceği, dedi Nino, parmağıyla pencereyi göstererek.
Chloé oraya doğru baktı.
-Ne bu, bir şaka mı?
-Demek istediğim...Uğur Böceği dün ne kadar harikaydı, görmedin mi? Acaba o gerçekte kim?
Son cümleyi Chloé'ye çok yaklaşarak söylemişti. Chloé onu itti.
-Sabah kahvaltıda portakal suyu yerine ne içiyorsun Nino? Pek dengeli davranmıyorsun.
O sırada Alya, Chloé'nin dolabının fotoğrafını çekti. Sabrina bunu gördü ve hemen yetiştirdi.
-Chloé! Alya dolabının fotoğrafını çekti!
-N-ne!? Hiç de bile! Seni pis yalancı!
Kim, Alya'nın telefonunu kapıp Chloé'ye verdi. Chloé, fotoğrafı Alya'ya tuttu.
-Şimdi kimmiş pis yalancı?

-Tasarım Kulübünün Müdürü olan Bay Damocles'in Ofisinde-
-O özel hayatın gizliliğini bozdu! Kanıtım var!
-Chloé, özel hayatın gizliliği konusunda bir politikamız yok.
-O zaman...zorla girmekten tutuklayın!
-Onun dolabını zorlamadım, zaten açıktı!
Chloè yalandan ağlamaya başladı. Kim'e sarıldı.
-Bir saat cezalısın Alya.
Chloé hemen ağlamayı kesti.
-Kulaklarım yanlış mı duydu? Ağır bir suça sadece bir saatçik mi ceza veriyorsunuz? Sabrina!
Sabrina elindeki dosyayı okumaya başladı.
-Gabriel's Tasarın Kulübü kurallarına göre kulübe kayıtlı bir öğrenci, başka bir öğrencinin herhangi bir eşyasını çalarsa kulüpten bir hafta uzaklaştırılır.
-Ev-evet, bu kuralı Bay Agreste koydu ama o hiçbir şey çalmamış ki!
-Sadece dolabının fotoğrafını çektim.
-Yani hiçbir şey çalınmadı mı?
-Sadece ruhum çalındı Müdür Bey! Dolabım benim gizli bahçemdir! Oraya izinsiz giren, varlığımı ve yaşam enerjimi çalmış olur benden!
-Chloé, böyle önemsiz bir şey için bu kıza ceza veremem.
Chloé telefonunu aldı.
-Babamın aynı fikri paylaşacağını sanmıyorum sizinle!
-Eee...şey, Chloé, küçük bir dolap meselesi için babanı, yani belediye başkanımızı rahatsız etmek iyi bir fikir mi sence?
Chloé aldırmadı. Babasını aradı.
-Demek istediğim: Bir hafta uzaklaştırıldın Alya!
Chloé şeytanca gülümseyerek telefonu kapattı.
-Ne!? Bu haksızlık! Uğur Blogu'nda bunu protesto edeceğim bir kere!
Chloé elindeki telefonu salladı. Müdür üzüntüyle:
-Uzaklaştırma süresince blogun kapalı olacak, dedi.
Alya donakalmıştı. Ondan en çok değer verdiği iki şeyi de almışlardı: Tasarım yapmayı ve Uğur Blogu'nu.
-O süper kadın kahraman değil. O bir süper psikopat!
Sinirle müdürün ofisinden çıktı.

~~~

-Haksız yere suçlanan ve hor görülen bir öğrenci...bunu sevdim işte!
Hawkmoth, avucundaki beyaz kelebeği akumaya çevirdi.
-Uç küçük akumam ve onun kalbini karart!

~~~

Alya, tasarım kulübünün kapısına doğru koşarken, Marinette de sınıfa doğru koşuyordu. Ama birbirlerini görmediler. Alya, üzüntüyle bir duvar dibine oturdu. Marinette'i aradı ama telefonu kapalıydı.
-Ben Marinette, mesaj bırakın! Biip! Ehehe!
Alya, üzüntüyle orada otururken akuma geldi ve telefonuna kondu.
-Lady Wifi, ben Hawkmoth. Maskeli bir Uğur Böceği aradığınızı duydum. Onun kimliğini ifşa etmende sana yardımcı olabilirim ama sen de karşılığında bana Uğur Böceği ile Kara Kedi'nin mucizelerini getireceksin.
-Gerçeği saklayan herkesin yalanını ortaya çıkaracağım! Bağlantıda kal!
Ayağa kalktı. Kara akuma dumanı her yerini kapladı.

Gülünç Değil MucizeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin