Yirmi Üç / Vingt Trois

2.5K 168 13
                                    

Adrien
Bana döndü.
-Ne?
-Sen beni kıskanıyor musun?
Hemen kızardı.
-Yok canım, daha neler!
Parti alanındaki kurabiyelerden aldı. El çantasına attı. O sırada bir kişinin daha balona hapsedildiğini gördük.
-Ah hayır! Sen haklıydın Tikki, bu kadar beklememeliydim!
Tikki! Benekler!
Baloncu'ya yoyomu fırlattım. Ama yoyom, onun oluşturduğu bir balona çarptı ve bana geri sekti. Yoyom bana çarpacakken Kara Kedi bunu engelledi.
Gerçekten gerek yoktu ama...teşekkür ederim!
-Bir şey değil.
Baloncu bize doğru bir sürü balon fırlattı. Ama hiçbiri bize değmedi. Sonra Baloncu parmağını şıklattı. Balonlar etrafımızı sardı ve üstümüze yapıştı. Az sonra bir balonun içindeydik.
-Baloncu! Bizi buradan çıkar ve yetişkinleri geri getir!
-Asla! Yetişkinler her şeye karışıyor!
-Yetişkinler çocuklarını sever, onları korur! Onlar senin anlattığın gibi değil!
-Evet, yetişkinleri geri getir, diye beni destekledi Kara Kedi.
-Asla! Aslında madem onları bu kadar önemsiyorsunuz, neden onlarla gökyüzünde bir yolculuğa çıkmıyorsunuz?
Bizi gökyüzüne fırlattı. Hemen Kara Kedi'ye seslendim.
-Kara Kedi! Balonu yok et!
-Bunu yüz elli metre önce söyleyemez miydin yani?
-Kara Kedi! Mantıklı ol! Sonsuza dek bu balonun içinde birlikte mi kalmak istiyorsun!?
-Şey...aslında evet.
Çapkınca kaş kaldırdı. Elimi suratıma yapıştırdım.
-Leydim...o günler de gelecek.
-Hı-hı evet, şimdi şu balonu yok et.
Kediclysm!
Balona dokundu. Balon patladı. Aşağıya düşmeye başladık.
-Dört ayak üstüne düşüp düşmeyeceğine bakalım mı?
-Hayır, kalsın!
-Kara Kedi! Sopanı Eyfel'e at!
Dediğimi yaptı. Ben de Eyfel'e saplanmış olan sopaya yoyomu doladım. Aşağıya sağ salim indik. Baloncu, Eyfel'in tepesindeydi. Oraya çıktık.
Şanslı Tılsım!
Bir ingiliz anahtarı çıktı.
-Tesisatçı becerilerin mi bize yardım edecek?
-Bilmem.
Hava borusunun cıvatasını gevşettim. Boru yerinden çıktı ve hava üflemeye başladı. Boruyu Kara Kedi'ye verdim.
-Kara Kedi, kendini koru!
Baloncuklar çok hafif olduğu için hava borusunun bir nefesiyle hemen dağılıyorlardı. Baloncu tam balon kılıcını çıkardığı zaman onu yoyomla yakaladım ve kırdım. İçinden akuma çıktı.
Artık kötülük yapmak yok küçük akuma.
İyileştirme zamanı!
Yakaladım!
Güle güle küçük kelebek!
Mucizevi Uğur Böceği!
Çak bakalım!
Ben tam gidecekken Kara Kedi beni durdurdu.
-Prenses...biliyorum acelen var ama...bu gece yarısında benimle Eyfel'de buluşur musun?
-Kara Kedi, cidden çok isterdim ama ben-
-Lütfen leydim, sadece sen ve ben olacağız!
Bana bir gül uzattı.

Gülünç Değil MucizeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin