"Jüri, tadım menüsünün ilk iki tabağını deneyip yorumlarını şeflerimize ve seyirciye iletti..."
Eylül; kameralar, malzeme odasının önünde dikilip konuşan sunucuyu çekerken, birkaç saniyelik boşluktan faydalanarak, elindeki peçeteyle alnını sildi. İlk etaptan sonra reklama gideceklerini söyleyip ara vermişlerdi. Program canlı değildi ama bu şekilde, yardımcı şeflerin mutfağı toparlaması için uygun bir boşluk yaratılmıştı.
Çekim başladığında her iki ekibe de dört yemekli birer tadım menüsü hazırlamaları söylenmişti. Bunun için şefleriyle tartışıp, plan yapacak on beş dakikaları vardı. Ozan, Soner ve Eylül başlangıç için, enginar çorbası ve mozzarellalı tırtıl patates, ana yemek içinse zeytinyağlı-limonlu bakla ve patlıcan salatasıyla servis edilecek baharatlı dana bonfile hazırlamaya karar vermişlerdi. Üçü başlangıçları hazırlarken Eylül heyecanlansa da birkaç çatalı düşürmek, enginarlardan birini lavaboya kaçırarak kullanılmaz hale getirmek ve patatesin üzerine neredeyse tuz yerine şeker atmak dışında bir soruna neden olmamıştı.
Sürekli yan gözle onu izleyen Soner, o tarafa bile bakmadan şeker konusunda onu uyarmış ve Ozan, enginarı çöpe atıp tarife roka ekleyerek malzemeleri dengelemişti. Heyecandan elleri titriyordu ama bunun patates tarifine yakışacağını düşündüğü taze otları eklemeye engel olmasına izin vermedi. Elbette bu sefer şeflerine danışmıştı.
Yemekten sonra sade olması için düşündükleri kurabiye tabanlı çikolatalı tart için hamuru hazırlayıp buzdolabına koymuş, tabak ve peçeteleri seçerek yemeklerin sunumunu elinden geldiğince güzelleştirmişti.
Ama jüri onları tadıp fikirlerini sadece yarışan şeflere ve kameraya söylediği için nasıl tepki aldıklarını bilmiyordu. Yan odadaki sesler, aradaki duvar yüzünden, neredeyse hiç duyulmuyordu. Eylül seyircilerin tepkilerini okumaya çalıştı ama onlar da durumu belli eden herhangi bir harekette bulunmuyordu. Zaten, neden orada olduklarını da anlamamıştı. Yemek yemiyor, sadece ara sıra ekrana konmak üzere videoya alınıyorlardı, o kadar. Konuşma fırsatları olmasa da; Ozan göz göze geldikleri kısa bir anda çaktırmadan baş parmağını kaldırarak ikiliye bir ipucu vermişti.
Yarışmanın konseptini çekim başladıktan sonra seyircilere açıklanırken öğrenmişti. Jüri mutfakları, önlerindeki ekranlardan takip edecek ve şeflerin elemanlarla olan uyumuna puan verecekti. Önlere konan yemeklere de ayrıca puan verilecekti. Kazanan, yarı finale çıkacaktı. Anlaşılan birbirleriyle yarışacak iki farklı şef daha vardı. İlk yarı için, ekiplere kırk dakika verilmişti. Restorandaki gibi her malzeme önceden hazır edilmiş olmadığı için Eylül bu süreyi makul bulmuştu.
Ama sonrası için emin değildi. İlk etaptan sonra büyük şefler mutfaktan ayrılacak ve kalan şeflerin ana yemek ve tatlıyla baş etmeleri gerekecekti. Soner'in iki ayaklarını bir pabuca sokmakla ne demek istediğini o zaman daha iyi anlamıştı. Kesinlikle işe yarıyordu. İkinci etabın korkusu bile birinci etapta neredeyse hata yapmasına sebep olacaktı.
Sunucu, şefleri yanına çağırdığında Eylül elindeki peçeteyi önlüğünün cebine koymaya çalışıyordu. Kameralar uzaklaşıp, onları da kadraja almaya başladığından dik durması ve hiç zorlanmamış gibi görünmesi gerekiyordu.
Malzeme odası, mutfaklardan duvarla ayrılmamıştı. Bu yüzden birkaç metre ilerideki diğer mutfağı rahatça görebiliyordu. Rakip şefin çalışanları son derece hallerinden memnun duruyorlardı. Menüleri gerçekten güzel olmalıydı. Ve onlar stresle Eylül'den daha iyi başa çıkıyor gibiydiler. En deneyimsiz şefin bile Melih ve Esra seviyesinde olduğunu fark etmişti. Bir an, Ozan Bey için üzüldü. Gerçekten çaylak bir şefle katılmak istediği için mutfağa fazladan bir eleman almıştı ama rakibinin iki şefi de profesyoneldi. Kendisinin yetenekli olduğunu biliyordu ama deneyimsizliği yüzünden mutfaklarında diğer takımınkinden daha fazla karmaşa çıkıyordu. Neyse ki Soner ve Ozan profesyonelce onun eksikliğini kapatabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Yarısı Şarkısı
RomancePerspektif2016 - Romantizm #1 -Benim ruhum buna mı benziyor yani? Cevap vermeden genç kızın suratına baktı. Bu 'evet' demekti. -Ama bu bir elektrikli bisiklet! Hem de erimiş mandalinalı dondurma renginde. -Evet. Can sıkıcı şekilde ağırbaşlı ama ara...