Eylül?
...
Beni gerçekten affetmeyecek misin?
...
Neredesin?
...
Evinde yoksun. Ailen taşındığını söylüyor. Eylül neredesin?
Genç kadın mesajları okuduktan sonra gözlerini devirip, telefonunu çantasına geri koydu. Murat inatla iletişime geçmeye çalışıyordu. Eylül ona anlam veremiyordu. Kendisi genç kadını elde ettikten sonra ona ilgi duymayı bırakmış başkalarıyla zaman geçirir olmuştu. Yeniden Eylül'ü istemesinin nasıl bir açıklaması olabilirdi ki? Sevmediği ve sürekli aldatmaktan çekinmeyeceği bir kadınla evlenmeyi gerçekten istiyor olamazdı, öyle değil mi? Gerçi, o istiyor olsa bile Eylül böyle küçük düşürücü bir şeyi asla kabul etmezdi. Güçlü bir anne figürü ve o kadına aşık, çocuklarınaysa anlayışlı bir babayla büyümüştü. Murat ile birlikteyken bunların farkında değildi ancak gerçeği öğrenip, ondan uzaklaştığında neredeyse büyük bir yanlış yapmak üzere olduğunu anlaması uzun sürmemişti. Böyle bir adamı hiçbir kadına dilemezdi. Ayrılmaları iyi olmuştu. Elbette üzülmüştü, kim aldatıldığına üzülmezdi ki. Evlenmek üzere olduğu adam kendisi yerine başkasını tercih etmişti. Şimdiyse geri dönmeye çalışıyordu.
Eylül ona cevap verecek değildi. Burada güzel bir hayat kurmuştu. Yeni arkadaşları ve ilgi duyduğu biri vardı. Onu tanıyıp, işlerin nereye varacağını görmek istiyordu. Gururunu görmezden gelip eski sevgilisine dönmekse hayatındaki planların en sonuncusu bile değildi.
Bitirdiği sandviçin kağıdını elinde buruşturduktan sonra oturduğu koltuktan kalktı ve elindekini kapının yanındaki çöp kovasına atıp dinlenme odasından dışarı çıktı. Tuvalete uğrayıp saçlarını ve önlüğünü düzeltti ve nihayet mutfağa geri döndü. Onun döndüğünü gören Soner, Melih'e yemeğe çıkabileceğini söyledikten sonra gülerek yanından geçen kadına baktı.
Melih, henüz ocağa koymadığı mühürlenmiş kuzu pirzolayı Eylül'e devrederek mutfaktan çıktı. Eylül tavayı kızdırıp sarımsakları içine atarken gözünün ucuyla Duygu'nun mutfaktan içeri girdiğini gördü. Dikkatini dağıtmasına izin vermek istemiyordu. Bu yüzden ocağın yanında hazır bulunan sosu tavaya boşaltırken yemeğine odaklanmaya çalıştı. Fakat genç kız, Eylül'ün sağ tarafında Soner'in hemen yanına geldiğinde elinde olmadan dikkati o tarafa yönelmeye başlamıştı. Sinirle içini çekip etlerini tavaya yerleştirdi. Yemeğin kapağını kısa bir süreliğine örttükten sonra başka bir tava alıp mantarların olduğu kaba doğru uzandı ve bir avuç kadarını tavaya bıraktı. Bu sırada yanındaki çifte kaçamak bir bakış atmayı da unutmadı.
Duygu, Soner'in koluna dokunup hazırlamış olduğu patateslerden bir tanesini ağzına attı. Eylül onca zaman içerisinde elbette bu anı görmüştü. Sinirle önüne dönüp tavaya yağ eklerken bir anda bütün dikkatini yemeğe vermesini sağlayacak bir şey fark etmişti. Duygu ve Soner'e bakarken mantar yerine yan tarafındaki kestaneleri tavaya koymuş ve üzerlerine yağ dökmüştü. Aceleyle yağ şişesini bir kenara bıraktı. Tavayı alıp birkaç adım ilerideki çöp kovasına ilerledi. Mutfaktaki davetsiz, sinir bozucu küçük kız yüzünden bir avuç kestane çöpe gidecekti. Eylül'ün en sevmediği şey malzemeleri boşa harcamaktı.
Genç kadın o an gerçekten kestaneleri çöpe dökmeye kararlıydı, eğer son anda aklına bir fikir gelmemiş olsaydı. Kanında dolaşan, annesinden geçen tüm genler denemesini haykırırken yapamadı. Bu yüzden, aniden gelen bu güdüye gözlerini devirdi tavayı boşaltmadan ocağa geri döndü. Tavadaki fazla yağı bir kaba boşalttı ve biraz peçeteyle kestaneleri kabaca sildi. Gelen fikir ve yoğunlaşma ile hızlanmış ve Esra'nın Duygu'yu açık saçlarıyla mutfağa girmesi yüzünden azarladığını da müziğin kesildiğini de fark etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Yarısı Şarkısı
RomancePerspektif2016 - Romantizm #1 -Benim ruhum buna mı benziyor yani? Cevap vermeden genç kızın suratına baktı. Bu 'evet' demekti. -Ama bu bir elektrikli bisiklet! Hem de erimiş mandalinalı dondurma renginde. -Evet. Can sıkıcı şekilde ağırbaşlı ama ara...