Şarkı bitmiş ve Mela yavaşça gözlerini açıp kendisine delice bakan mavi gözler ile karşı karşıya gelmişti. Ah kaç yıl kaç ay kaç gün kaç saat olmuştu deli maviler ile böylesine denk gelmeyeli? Ne yapacaktı şimdi? Onun Çamer'i ona böyle fena bakmazdı ki.. Böyle sanki çok büyük kabahatler işlemiş suçlular gibi..
Titreyen ellerini birbirine bağlayarak küçük adımlar ile indi küçük sahneden.. Deli maviler ona doğru geliyordu ya dili damağı kurumuş ufacık kalbi pıır pır atıyordu Mela'nın.
Ömer'in sesini duydu Mela "Minik kuş yine şakıdın.. Sesini dinlemeyi özlemişim.." derince bi oh çekti içinden Mela Ömer kurtarıcı gibi gelmişti. Ne garipti değil mi karşısında ki ilk ve son aşkı deli mavisi kurtarıcısıydı onun ama şimdi..
"Sağ olasın Ömer bende mırın kırın etsem de özlemişim söylemeyi.." sesi titrememiş gözleri dolmamış hatta ellerinin vücudunun titremesi bile baya baya azalmıştı.. Ömer'e verdiği cevabın hemen arkasından Çamer'in konuşması girdi ikisinin arasına. "Sen burada ne arıyorsun Mela?"
Demek hala Mela.. Demek öyle. Pekiii.. İçinde kocaman kahkaha atarak ama dışından sakince bakışlar ile Çamer'e baktı Mela. O sırada Çamer'in masasında ki tayfa da onlara doğru geliyordu. Onu az biraz tanıyorsa bu bakışı ve ardından gelecek konuşmanın nasıl olacağını tahmin edebilirdi Çamer'ciği..
Başı dik bir şekilde öne dolu dolu "Merhaba" dedi Mela.. O sıradan yanından ufak bir kıkırtı duydu Mela. Bu Ömer'di.. Sonra devam etti konuşmaya..
"Çamer ağabeycim Mezuniyetin ardından okulun burada açılmasını arzu etti Ali ağabeyim ve ailem ben de onları kıramadım açıkçası ağabeyim yanında olmam için ısrarcı olunca ben de yanında olmak istedim. Ama şaşırdım açıkçası siz her şeyi herkesi her anı bu kadar iyi bilirken bunu nasıl bilip öğrenemediniz?" Çamer'in bakışları an be an iyice kararırken Mela sakince yanına dönen arkadaşlarına döndü ufak baş işareti ile gideceklerini onlara bildirdikten sonra tekrar Çamer'e Çamer'ine döndü artık lafını esirgemeyecek ti bu yalı kazığından Ağabey kelimesini üstüne topuklu ayakkabısının topuğu ile sağlamca basarak konuşmaya devam etti. "Bu arada hoş buldum Çamer Abi!" Gülümsedi golünü atıp gitmeliydi yoksa her an ağlayabilirdi. "Bu anlık çıkışını şaşkınlığına veriyorum abi! yoksa çok sevgili Sultan anne Cavidan anneanne seni o terbiye ile yetiştirmişlerdir bilirim!.." Terbiye derken bile sesinden terbiyesiz dediğini imadan hiç anlamayan insan bile rahatça anlayabilirdi ya kırmızıya dönen suratı ile Çamer bunu yüzde yüz anlamıştı.. Gülümsemesinde ödün vermeden son cümlelerini söyledi Mela "Bizim kalkmamız gerekiyordu. Size doyum olmaz lakin bize müsaade" Kendisine bön bön bakan Çamer'in yanındaki Çakma sarışına ve diğer iki kişiye dönerek "Sizlere de İyi akşamlar" dedi ve yanında ki Ömer'in koluna girerek mekandan dışarı çıktı.
Arabaların yanına geldiklerinde Bahar'ın "Bu da neydi böyle? Gerilim hattının arasında kaldık resmen" demesi ile ona döndü tam ağzını açıp konuşacaktı ki gözünden düşen bi damla ile kala kaldı. Az önce Çamer ile konuşmuştu demi Mavi gözlü dev adamı ile.. Onunla konuşmuştu demi? Hem de ona dikine dikine cümleler kurmuştu.. Boğazından gelen hıçkırık kendilerini izleyen gözden habersiz Ömer'in göğüsüne gömülmüştü..
Ömer sakince sırtını sıvazlıyor bir yandan da mırıldanıyordu.."Biliyorduk demi Güzelim elbet bu karşılaşmayı yaşayacaktın.. Hişşş sakin Mela sakin bak ilk raund geçti bile.. " Ömer'in cümlesini bitirmesi ile gözleri yaşlı bi halde kahkahasını patlattı Mela.. Arkadaşlarının gözler ikili arasında mekik dokuyordu. Bahar konuyu bilse bile dahil olmuyordu. " Hahha hahhaa ahh Ömer gerçekten geçti ilk raund ben ona haha ona nasıl konuştum ama" tekrar sarıldı Ömer " Ha şöyle minik hanım şimdi eve geçiyoruz ve sen güzelce uyuyorsun yarın haberleşiyoruz ve konuşup buluşuyoruz" demiş ve evlerine geçmişlerdi.
O gece eve vardıklarında Bahar "Kızıl cadım şimdi konuşmak istemediğini biliyorum içinde ki kaynayan kazanı da biliyorum okul zamanlarında ki gibi. Haydi gel bakalım koynuma da uyuyalım eskisi gibi ." Gülümseyerek arkadaşına sarıldı Mela. Okul zamanı ne zaman ağlama krizine girse Bahar ona kocaman sarılır ılık bir bardak süt ısıtır sonra arkadaşının yanında geçirirdi geceyi.
Mela bir uyudu bir uyandı geceleyin. Bir rüyasında Çamer'in onu çocukken ağaç tepesinde indirmesini görüyor uyanıyor diğer rüyasında Çamer'in "Belki benim sevgilim var" konuşmasını görüyor elinde hissettiği kesiğin acısı ile uyanıyordu.
Sabahı sabah etmiş gün ağarmaya başlarken tam uykuya dalmış. İki saat uyumuşken telefonun sesi ile yeniden uyanmak zorunda kalmıştı. Tanımıyordu bu numarayı ama ne olur ne olmaz diyerek telefonu açmıştı.
Bu oydu Çamer idi. Sabahın köründe onumu arıyordu? Neden peki? Alo diyen Çamer'e aldırmadan telefonu şöyle kendisinden uzaklaştırmış ve uyku mahmuru boğuk sesi ile " Alo" demişti.
Öküz her yerde öküz demi arkadaşlar. İşte Mela'nın öküzü önce Alo demişti sakin bi ses tonu ile ama sonra Mela'nın Alo demesi ile bir anda bodozlama konuşmaya başlamıştı. "Oo Mela hanım güzellik uykusunda mı uyandırdım sizi?" Mela Çamer konuşurken oturmaya başladığı yerde biranda dikleşti.
"Size de günaydın Çamer bey ( bir durdu sonra devam etti ) ağabey. Ne için aramıştınız beni?" işte tam olarak böyle olacaktı bu yalı kazığına dahası değil kısa kesecekti.
Karşıdan la havle gibi mırıldanma duyar gibi olsa da Çamer konuşmaya başlamıştı "Laf dalaşına girmeyeceğim sana dünün hesabını telefondan da sormayacağım pazartesi günü okula ziyarete geleceğim bilesin diye aradım." demiş çat diye telefonu kapatmıştı. Yahu ne oluyordu bu adam sabahın köründe niye aramıştı ne ziyaretiydi bu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDALUK - TAMAMLANDI ♡
Romance(Bölümler kaldırılmadan düzenlenecek ❣️) Mela ve Çamer iki ayrı kutup. İkiside Karadeniz gibi hırçın. İkiside karadeniz gibi çok güzel. Mela Annesi ve anneannesi ile Karadeniz'de yaşayan köklü ailelerden birinin kızı. Çamer üç erkek kardeşlerden en...