Ben geldimm. Kısacık bir ara bölüm ile.. Böylece her şey ortaya çıktı sanırım. Yavaş yavaş finale yaklaşıyor muyuz ne? :) Keyifli okumalar dilerim. :)
Bazen Çamer'in yanında içime kedi mi kaçıyor acaba diye şüphe etmekten kendini geri alamıyordu.
"Hıı anladım güzelim işim var değil başka bir şeyim var diyoruz biz ona ama neyse" diyen Çamer koca bir adamdan ziyade küçük bir çocuk gibiydi.
Mela hızla elini savuşturarak
"Odana git Çamer odana" diyerek hızla yanından ayrıldı.
Üzerini düzeltip lavabodan çıkacak iken duyduğu ses ile bile isteye olduğu yerde kaldı Mela. Bu sesi nerede olursa olsun tanırdı. İçini bulandıran bu iğrenç sesi.. Bu kadın burada ne arıyordu..
Lavabo kapısını açmadan duran Mela genç kadının
"Saf oğlandı zaten " demesi üzerine diyeceklerinin önemli olduğunu düşünüp hızla telefonun kayıt yerini açtı. Duydukça şok oldu. Duydukça daracık tuvalet kabininde sinirden kudurdu. Yaptığı haksızlık yüzünden önce dışarıdaki zilliye sonra kendine kızdı ama ne kadar kızarsa kızsın kendini ele vermemek için olduğu yerde durdu. En son aşüfte kadının gitmesi ile keza hanımefendi şekli ile lavabodan çıkıp şöyle bir elini yüzünü yıkayıp saçlarına şekil verip büyük adımlar ile Çamer'in odasına doğru hareket etti.
Daha içeri girmeden "Sen ne hakla buraya gelirsin. Ben tam huzurumu bulmuşum sen kimsin ki buraya böyle bir şekilde gelirsin!." diye bağıran Çamer'in sesi yankılanıyordu ortalıkta. İçin en çok rahatlatan bu katta kimsenin olmayışıydı ya bunun şükrü ile kapıya doğru hareket etti.
Mela'nın yüzünde istem dışı bir gülümseme vardı. Az sonra karşısına çıkacak olan yellozu mors edeceği düşüncesi ve Çamer'in şaşkın suratı aklına geldikçe gülme isteğini zor bastırıyordu. Ve bir de duyduğu bir gerçek vardı ki bunun için daha sonra önce sevinçten ağlayacak sonra kocaman kocaman gülecekti.
Kapıyı çalmadan içeri girmesi ile ona dönen iki kişiye aldırmadan hızla Çamer'in yanına gidip kolunun altına girdi. Şu an karşısındaki kadının düzenbaz oluşu ve Çamer'in ona olan saygı ve sevgisinin sonsuzluğunu bilmesi ile acayip öz güven patlaması yaşıyordu. Mırıl mırıl bir ses tonu ile
"Hayatım Jülide hanım mı gelmiş bizi tebriğe" deyiverdi. Karşısında ki kadının gözünü kısarak ve küçümseyerek bakması Çamer'in şaşkınca bakmasına aldırmayarak başını Çamer'in göğsüne sürterek yasladı. Başka zaman bu kadar cüretkar olamazdı belki utanırdı ama şimdi karşısında utanmaz bir rakip vardı. Gerçi rakipten saymıyordu ama olsundu.
Çamer ağzını açmadan Jülide yılan ağzını açıp
"Aslında tebrikten çok başka bir haber için geldim canım. Seninde hayallerini hüsrana uğratacağım ama belki sonra sen bizi tebrik edersin " deyip bir kahkaha koyuverdi.
Mela ise yüzüne yapmacık bir şaşkınlık yapıştırıp "Neymiş o çok merak ettim" dedi. Çamer'in "Mela.." diye mırıldanmasına aldırmadan elini anlat dercesine salladı.
Karşısındaki kadının yüzünde zafer gülümsemesi
"Bir oğlum var Mela. Hatta bir oğlumuz mu demeliyim Çamer ile.."
Mela kulaklarının duydukları ve telefonun kayıt ettiklerini bilmese inanırdı belki ama şükür ki biliyordu. İşte bunun rahatlığı ile
"Sevişmediğin bir adamdan çocuğun olmaz Jülide" dedi. Karşısında ki kadının suratı anlık dalgalansa da bozuntuya vermeden
"Bak sen Mela hanıma büyümüşte böyle konular ile ilgili fikir söylüyor. Canım bil diye söylüyorum. Çocuğum gün ve tarih olarak bizim Çamer ile birlikte olduğumuz güne uyuyor. Hem sen o gün gördün ve yıkıldın ya hala neyi savunıyorsun."
Mela içinden dur sen dur diye mırıldandı. İkisi de Çamer yokmuş gibi davranıyor ve konuşuyorlardı. Ancak Çamer varlığını hatırlatmak istercesine lafa girip
"Mela sevgilim bak bu net bir şey değil dna testi denen bir şey var. Lütfen inanma bu kadına" dese de o geceye dair hiç bir şey hatırlamıyordu. Pek ala dediği çocuk kendinin de olabilirdi.
Mela ise bu işten sıkılmış bir şekilde emin bir ses tonu ile
"Hayatım dna testine ne gerek var bak teknolojinin gözünü seveyim bak şimdi sana ne dinleteceğim." deyip hızla telefonu çıkardı.
Jülide ise Mela'nın ne yapacağını ilk başta anlamamış olsa bile son anda anlaması ile hızla Mela'nın üzerine atlaması bir oldu. Lakin geç kalmıştı bile..
"Yok kızım yaa.. Biz o gece bu safım ile sevişmedik bile. Bu yanımda sızıp kalınca sabahına ben dedim birlikte olduk diye. E biliyorsun benim o dönem de beraber olduğum Aykut vardı. Çocuk ondan şerefsiz herif beş para etmez. E günler falan uyunca ben de Çamer'e kakalarım. Hahhhahaa ilahi Sevda dna testini de ayarlarım ben. Sana yar olmadı belki Çamer ama dediğin iyi oldu şu Mela pısırığı ile evlenmeden ben bu işi yola koyarım."
Ses kaydı devam ediyordu ki Mela kapatıp telefonu masanın üzerine koydu.
" Şimdi sen gider misin yoksa ben güvenliğe haber vereyim mi?." Mela daha lafını bitirmemişti ki üzerine gelen gölge ile hızla hareket ederek karşısına denk gelen eli tuttu.
"E ama yeter da benim de bir sabır sınırım var." deyip hiç yapmayacağı bir şey yapıp açılıp karşısında ki kadının yüzüne okkalı bir tokat attı.
"Bana bak kancık karı sana söylüyorum o Sevda denen zilliye de ilet. Bu adam benim. Bir daha ikinizin değil suretini gölgenizi görsem bile mahkemeye vereceğim. İbreti alem herkese rezil rüsva olursunuz. şimdi defol git!."
Mela'nın sözünü bitirmesi ile güvenliğin içeri girmesi bir oldu. Demek ki Çamer o ara haber vermişti.
Jülide ise bağıra çağıra binadan dışarı atıldı.
Mela bakışlarını hızla Çamer'e çevirince genç adamın iki büyük adımda yanına geldiğini gördü.
Çamer Mela'nın alnına derin bir öpücük kondurup
"Hadi güzelim gel seni eve bırakayım " dedi. Mela ise en son yemeğe gideceklerini hatırlayarak
"Yemek.." diye mırıldansa da Çamer bir şey demeyip genç kızın elinden tutarak çıkışa doğru hareket etti.
Mela Çamer'in onu kapının önünde bir kez daha koklayarak alnından öpüp gitmesinde sonra öylece kala kalmıştı.
Şimdi ne olmuştu ki..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDALUK - TAMAMLANDI ♡
Romance(Bölümler kaldırılmadan düzenlenecek ❣️) Mela ve Çamer iki ayrı kutup. İkiside Karadeniz gibi hırçın. İkiside karadeniz gibi çok güzel. Mela Annesi ve anneannesi ile Karadeniz'de yaşayan köklü ailelerden birinin kızı. Çamer üç erkek kardeşlerden en...