Bölüm 2

15 1 0
                                    


BÖLÜM 2

Özledim...

Gelmek isteyip gelemediğim için utandım

Sevmemek için yemin edip bozduğum için utandım

Kalbinde benim için yer olan insanların yanındayım

Bana ihtiyacın olurda bulamazsan ben hep sol yanındayım

Gece iki suları. Karanlık bir şehir, karanlık bir sokak. Bu sonbahar akşamında güzel bir çay bahçesinde oturup çay içmek yerine soğuk bir beton zeminde öylece uzanmış bir ceset. Üzeri örtülmüş, sanki öldüren onun üşümesini hiç istememiş gibi. Vücudu yara bere içinde, saçları kazınmış, gri ayakkabısının biri var biri yok. Mor elbisesinin bir tarafı yırtılmış, bileğindeki ince başlı saatin yelkovanı çıkmış yerinden. Her şeye rağmen katil onu düşünmüş gibi. Güzel sureti, yanar döner bir ışık vurulduğunda fark edildi anca. Sonra da bir ses.

"Merkez 6378! Verdiğiniz adrese vardık. Bir bayan cesedi, diğer ikisiyle aynı şekilde gibi duruyor. Saçını kazımışlar."

Telsizden beklenildiği gibi "Tamam anlaşıldı" gibi bir ses gelmedi. Kemal Müdür almıştı telsizi eline.

"Seda hemen oralara bakmanızı istiyorum. Mor bir kağıt parçasına yazılmış bir şiir var mı?"

Seda şöyle bir çevresine bakındı. Bu karanlıkta bir şey göremeyeceğini biliyordu. Yanında bulunan polislerle göz göze geldi. Hepsi birden çevreye bakınmaya başladılar. Aralarında tek kadın polis Seda olduğu için yerdeki cesedin üzerini o aramaya başladı. Ellerine beyaz eldiveni geçirmişti ama hesaba katmadığı bir şey vardı. Uzun ve ojeli tırnağı eldiveni delip geçmişti. Buna aldırış etmeden kadının üzerindeki örtüyü kaldırdı. Bacağındaki yarayı görünce örtüyü geri kapattı. Çok yeni değildi bu işte ama hala alışamamıştı ceset görmeye. Kadının üzerinde ne bir not ne de bir kimlik vardı. Sadece yüzünde bir masumiyet. Elini kadının vücuduna attı. Ceset çok soğumamıştı aslında. Düşünceliydi, belki de katil hala buradadır diye. Şöyle bir etrafına baktı ama sağ tarafını göremiyordu. Çünkü arabaların farları gözünü alıyordu. İyice kıstı gözlerini. Pek bir işe yaramıyordu. Yanına bir polis gelip omzuna dokununca korktu bir anda Seda.

"Komiserim şuna baksanız iyi olacak."

Seda ne göreceğini bilmeden kalktı ayağa. Umduğu şeye doğru ilerlediğini düşünüyordu. Yaklaşık dört metre ötede bulunan bir ağacın yanına geldi. Cebinden telefonunun çıkardı ve telefonun flaşını açtı. Gözlerini iyice kıstı. Çünkü parlayan rengi seçemiyordu. Fakat sonunda mor olduğuna karar verdi. Hemen kağıdın arka yüzünü çevirdi. Üzerinde bir şiir yazıyordu. Hemen telsize sarıldı. Çünkü aynı tarzda üçüncü bir cinayet hayrı alamet değildi.

"Müdürüm..."

"Söyle Seda. Seni dinliyorum."

"Efendim cesedin yaklaşık 4-5 metre uzağında bir ağaca asılı şekilde mor kağıt parçasına yazılmış bir şiir bulduk."

"Tamamdır Seda. Olay Yeri İnceleme oraya gelmek üzeredir. Orayı toplamadan gelme."

"Peki Müdürüm."

Yine derin bir iç çekiş. Bu gece uzun olacak Seda için. Bilinmeyeni bulmak için kafa yoracak, çözüm arayacak, neden arayacak ve yorulacak. Aslında ilk cesedi bulduklarında Seda; Kemal Müdür'e bunun bir seri katil cinayeti olabileceğini söylemişti. O yüzden diğer meslektaşlarından biraz daha farklıydı Kemal Müdür'ün gözünde. Nitekim ikinci cinayetten sonra Kemal Müdür de Seda'ya katılmaya başladı. Ölen kadınların kimlikleri arasında hiçbir bağ yoktu. Büyük ihtimalle katil, kurbanlarını rastgele seçiyordu. Bütün birimler seferber edilmişti. Fakat hiçbir iz bulunamamıştı. Ne belli bir gün vardı ne de belirli insanlar. Tüm düzen rastgele kurulmuştu. Gece ilerlerken Seda'nın toplu saçları da dağılıyordu. Yorgunluğun hat safhalara çıktığı anlar. Her yeri maskeli adamlar, tüm bölgeyi arıyorlardı. Bir umut bir şeyler çıkacağına inanıyordu insanlar. Kameralar, tanıklar, deliller yetmiyordu artık onlara. Uykusuz geceler, sürekli ağlayan anneler, babalar kısacası tüm gözyaşları...


ÖzledimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin