Özledim...
Boşlukta yayılmaya çalışan ses gibiyim
Rüzgara karşı koymaya çalışan dağ gibiyim
Zorluklara karşı direniyor bedenim
Hayalleri yıkılmış bir çocuk gibiyim
Hava çoktan aydınlanmıştı İstanbul'da. Hafif esen rüzgar bir uğultu çıkarıyordu. Caddedeki tek ses buydu. Çerez bir kanepe, Martin'de karşısındaki kanepe de uyuya kalmıştı. Çerez gördüğü kabustan sonra hemen uyandı. Bulanık bakan gözleriyle etrafı süzdü. Metin'in karşı kanepede üzeri açık bir şekilde uyuduğunu fark etti. Hemen kalkıp yan odadan bir battaniye getirip örttü üzerine. Sonra da banyonun yolunu tuttu. Yüzüne bir avuç su vurdu. Ayılmaya çalışıyordu. Yüzünü kurularken aynada bir şey fark etti. Sağ kulağının aşağısında, boynunun kenarında küçük mor bir leke vardı. Kaşımaya başladı ama kaşıdıkça acıyordu. Biraz su alıp iyice ovaladı lekeyi. Geçecek gibi durmuyordu leke. Vazgeçti zaten Murat'ta. Havluyu tekrar alıp kuruladı boynunu. Odaya geçtiğinde Metin üzerindeki battaniyeyi düşürmüştü. Kendi kendine hayıflanmaya başladı Murat. "Ah be Martin. Bir vazgeçmedin şu huyundan." Battaniyeyi tekrardan alıp Metin'in üzerine örttü. Geçip kanepeye oturdu. Şöyle bir etrafına bakındı. Telefonunu arıyordu ama göremiyordu. Yerinden kalkıp diğer odaya gitti. Telefonu odadaki masanın üzerinde duruyordu. Telefonu açtığında ise şok oldu. Tam altmış dokuz arama vardı. Sırf otuz dört defa Yağmur aramıştı. On iki defa Kemal Düzgün, on defa Seda yedi defa Ahmet ve altı defa da Gamze. Kötü bir şey olduğunu anlamıştı Murat. Hemen Yağmur'u aradı.
"Alo! Yağmur ne oluyor?"
"Neden açmıyorsunuz şu lanet olası telefonu?"
"Sessizde kalmış benimki."
"Metin Beylerin telefonu neden kapalı peki?"
"Telefonunu kaybetmiş dün gece. Ne oldu bu kadar acil?"
"Dün gece aynı tarz bir cinayet daha işlenmiş. Sabaha karşı bulmuşlar cesedi."
"Ne diyorsun sen?"
"Maalesef. Herkes sizi bekliyor. Çabuk olun."
"Basına sızdı mı bu olay?"
"Evet. Kemal Düzgün'ü görevden bile alabilirlermiş duyduklarıma göre."
"Allah kahretsin. Hemen Metin'i de alıp geliyorum."
"Tamamdır."
Murat telefonu kapattıktan sonra dağınık saçlarının arasına soktu ellerini. Durum giderek daha da kötü oluyordu. Hızlı adımlarla Metin'in uyuduğu odaya geçti. Seslenmeye başladı Metin'e. Fakat Metin'in uyanası yoktu. Uykusu ağırdı.
"Metin kalk hemen. Metin kalk."
Metin kalkmamak için direniyordu. Homurtu gibi sesler çıkarıyordu. Murat'ın Metin'in söylediklerini anlaması çok zamanını almadı.
"Ne beş dakika dahası. Kalk hadi. Neler olduğunu bilmiyorsun."
"Ne olmuş ki?"
"Yeni bir cinayet daha işlenmiş."
Metin hemen ayağa fırladı. Duydukları onu da şaşırtmıştı.
"Ne diyorsun sen?"
"Sorma Metin. Sabah altmış dokuz arama vardı. Kalk hemen çıkalım."
"Basına sızmış mı peki olay?"
"Maalesef."
"Ah! Allah kahretsin."
p
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özledim
Mystery / ThrillerAşk için öldüren bir katil... Size sevmenin saçma bir şey olduğunu söylese inanır mısınız? İnanmazsınız. Çünkü her şeyin sonuncusu en sevdiğindir...