Özledim...
Bırakmış kapına gülleri ve kaçmış
Sevmiş, çok sevmiş ama utangaçmış
Gözlerinin karasına dalınca anlamış ki
İnandığı, inanmak istediği her şey yalanmış
Merkeze döndüklerinde, daha içeri girmeden bir basın ordusuyla karşılaşmışlardı. Sürekli kameraları görmek ve soruları duymak bunaltmıştı herkesi. Basından önce haber vermesi gereken başka kişiler vardı Kemal Müdür'ün. Basın ordusunu yarıp Merkez'e girdi hemen. Çerez ve Metin'de arkalarından. Yağmur bir hanım efendi gibi nazik ve kibar yürüyordu. Haliyle gazetecilerin sorularına yakalanmıştı ama hiçbirine cevap vermeden doğruca içeri girdi. Cemal Yusuf ve milletvekili Ahmet Çalık çoktan Kemal Düzgün'ün odasına yerleşmişti bile. Ahmet Çalık çoktan siyah deri koltuğa oturmuştu. Acısını bastıran tek şey katilin ölmüş olmasıydı. Kemal Düzgün'ün arkasından Murat'ın içeri girdiğini görünce hemen heyecandan yerinden fırladı. Yanına gidip sarıldı. Arkasından Metin'i de görünce gözlerinde ki sevinç daha da büyümüştü.
"Bana verdiğin sözü tuttun Murat."
Murat hiç sesini çıkarmadı. Hala inanmadığı şeyler vardı. Şimdi bunları konuşmanın yeri ve zamanı olmadığını düşünüyordu. Cemal Yusuf'un yanına gitti ve duraksadı. Birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı. Cemal Yusuf anlamıştı ters giden bir şeylerin olduğunu ama sormadı. Murat ile tokalaştı, sonra da Metin ile. Kemal Düzgün hala ayaktaydı. Ahmet Çalık'ın yanına yaklaştı, elini omzuna attı.
"Acınız inşallah biraz daha hafiflemiştir sayın vekilim."
"Sağ olun Müdür Bey. Peki nasıl buldunuz onu?"
Kimseden ses çıkmadı. Kemal Düzgün, Yusuf Cemal ile tokalaşıyordu. Metin ve Murat'ta konuşmadılar. Ahmet Çalık sorusuna cevap alabilmek için Kemal Düzgün'ün yerine geçmesini bekledi.
"Bir ihbar aldık sayın vekilim. Biri aradı ve katilin adresini ve adını söyledi bize. Bizde hemen adrese gittik. Fakat zanlı orada değildi."
Sonra duraksadı Kemal Düzgün. Söylediklerine kendisi de inanamıyordu ama bunu söylemek zorundaydı.
"Sonrasını Murat anlatsa daha iyi olur. Çünkü o buldu katili."
Murat eğik başını bir anda kaldırdı. Cemal Yusuf o an emin olmuştu Murat'ın aklında başka bir şey olduğuna. Fakat Ahmet Çalık'ın Murat'a bakışları zor da olsa Murat'ı konuşmaya itmişti.
"Şey ben... Ben aslında..."
Konuşmak için çabalıyordu ama sözcükler sanki ağzından çıkmamaya yemin etmişlerdi. Murat bir türlü konuşamıyordu. Ellerini az olan saçlarının arasına attı ve kendine biraz çeki düzen verdi. Artık anlatmaya hazırdı.
"Eve baskın verdiğimizde içeride değildi kendisi. Şans ya bende eve girip kontrol ettim. Her şey yerli yerindeydi. Çay bardakları bile sıcacıktı. Sonra dışarı çıktım ve etraftaki insanları sorguladım. Daha on dakika önce evden çıktığını söylediler. Orası benim eskiden oturduğum mahalleydi. Avucumun içi gibi biliyordum her yeri. Herkesi yönlendirdim, yanıma da Seda'yı alıp çıktım. Katilin gidecek iki yeri vardı, tabii bir taksiye atlayıp gitmediyse. Seda bir adrese baktı bende diğer adrese. İçeriye girdiğimde şoktaydı zaten. İkna etmeye çalıştım ama beni dinlemedi. Silahı kafasına dayadı ve ateş etti."
Ahmet Çalık kendi duyabileceği bir şekilde "İyi ki geberdi pislik" dedi. Gözleri biraz dolmuştu. Aklına kızı gelmişti. Artık yanında değildi, hem de bir hiç uğruna. Ayağa kalktı. Önce Murat'ın yanına gitti, tekrar sarıldı Murat'a.
"Teşekkür ederim Murat."
Murat mütevaziliğinden sesini çıkaramadı. Sonra da Metin ile tokalaştı, ona da teşekkür etti. Çıkmadan da Kemal Düzgün ile tokalaştı. Ona da teşekkür ederek odadan çıktı. Murat, Metin ve Kemal Düzgün arka arkaya dizilmişti. Cemal Yusuf, Murat'a seslendi.
"Murat işin yoksa seninle biraz konuşalım mı?"
"Olur efendim konuşalım."
Cemal Yusuf, Ahmet Çalık ve Murat beraber aşağı toplantı salonuna indiler. Hemen girişteki sandalyelere oturdular. Cemal Yusuf girdi söze.
"Neyin var senin Murat? Seni ilk defa böyle görüyorum. Katilin ölümüyle mi ilgili?"
Ahmet Çalık'ta meraklanmıştı. İkisi birden Murat'ın bembeyaz olmuş suretine bakıyorlardı.
"Nasıl anlatsam bilemiyorum ki. Emin değilim ama bence biri daha var."
"Nasıl biri daha var?"
"Katil sayımızın arttığını düşünüyorum Cemal Bey."
"Neye dayanarak? Bir ip ucun var mı?"
"Problem de orada. Elle tutulur bir ip ucum yok ama..."
"Ee öyleyse?"
"Bakın buna his demek istemiyorum. Yine aynı zehir kullanılmış, aynı kıyafetler, aynı yaralar ama şiir farklı."
"Bu neyi değiştirir peki?"
"Her şeyi taklit edebilirsiniz ama ilhamı asla Cemal Bey."
"Kemal Müdür ile konuştun mu?"
"Evet konuştum ama o da sizin gibi yaklaştı olaya."
"Kimle konuşursan konuş Murat, aynı cevapları alacaksın."
Ahmet Çalık boş boş bakarken atladı bir anda ortaya.
"Bunu anlamanın tek bir yolu var."
Bir anda sessizleşti ortalık. Herkes cevabı merak ediyordu.
"Başka bir cinayet daha beklemek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özledim
Mystery / ThrillerAşk için öldüren bir katil... Size sevmenin saçma bir şey olduğunu söylese inanır mısınız? İnanmazsınız. Çünkü her şeyin sonuncusu en sevdiğindir...